32. Bölüm

3.2K 154 77
                                    


Oy verdiysek bölüme geçelim mii?☆

************

Bizim evin önündeki adam birden benim olduğum tarafa dönünce göz göze geldik, aradığını bulmuş gibi rahatlarken bana doğru yürümeye başladı. Aktan elinde tabaklarla gelirken masaya bıraktı ve benim nereye dikkatlice baktığımı merak etmiş olacak ki kafasını bizim yanımıza gelmekte olan adama çevirdi. "Bu şerefsiz bize doğru mu geliyor ben yanlış görüyorum?" Aktan'ın tıslayarak konuşmasından sonra kendime gelmiş gibi elimi hemen koluna yerleştirip önüne geçtim. Vücudunun kaskatı olduğunu hissetmemle bakışlarını bana çevirmesi için elimi yanağına doğru yerlestirip kendime çevirmeye çalıştım. "Bana bak sevgilim." Beni kırmayıp bana baktığında parmak ucumda yükselip çenesine öpücük bıraktım. "Sakin ol bir tartışma çıkmasın." Aktan elini belime yerleştirip beni kendine çektikten sonra saçlarıma bir öpücük bıraktı.

Yanımıza kadar gelen adam konuşmaya başladığında yönümü ona çevirdim ama Aktan'ın kollarından çıkmadım. "Biraz konuşabilir miyiz?" Yüzümü sabit tutup karşımdaki adamın rahatsız haline göz attım. "Konuşacak bir şey yok."

"Afitap kötü bir niyetim yok sadece beni dinlemeni istiyorum." Aktan beni iyice göğsüne doğru çekerken dişlerinin arasından tısladı. "Konuşacak bir şey yok diyor Emre anlamıyormusun sen?" Emre sıkıntıyla saçını karıştırdıktan sonra gözlerini bir bana bir Aktan'a çevirdi. "Aktan gerçekten kötü bir niyetle gelmedim izin verirsen Afitapla konuşmak istiyorum." Fazla uzatmak istemediğim ve olay çıkmasınıda engellemek için hızlıca lafa girdim. "Ne söyleyeceksen Aktan'ın yanında söyleyebilirsin Emre." Bir süre bizde gözlerini gezdirdikten sonra eliye bahçedeki masayı gösterdi. "Oturalım mı?"

"Gerek yok ne söyleyeceksen söyle defol git elimden bir kaza çıkmaması için kendimi zor tutuyorum." Emre Aktan'ın sinirli haline göz devirsede lafı uzatmadan konuya girdi. "Ben özür dilemek için geldim. O gün sarhoştum ve sana o sesleri atarken kendimde değildim, bu bir açıklama olamaz farkındayım ama diyebilecek başka bir şeyim yok. Ela takıntılı bir kadın bu olaylar olmadan öncede ondan ayrılmak için çok çabaladım ama kabul etmiyordu, üzgünüm bunların hiç birini yaşa istemezdim. Zaten instagramdan canlı yayınla her şeyi anlattım buraya gelmeden önce bir de yüz yüze senden özür dilemek istedim."

Aktanla sabahtan beri bir aradaydik ve ikimizde telefonlarımizi elimize almamıştık bu yüzden Emre'nin canlı yayıni hakkında bir bilgimiz yoktu zaten bu açıklamalarında bu saatten sonra bir anlamı yoktu. "Artık hiç bir şey umrumda değil ne senin özrün nede Ela'nın bana attığı iftiralar, sarhoşluğunun arkasına sığınmanda benim bu yaşadığım iğrenç iftiraların telafisi olamaz." Emre kafasını sallarken mahçup gözüküyordu.

"Elimden özür dilemekten başka bir şey gelmiyor. Tekrar özür dilerim." Derin bir nefes aldıktan sonra Emre'nin bir an önce burdan gitmesi için dua etmeye başladım çünkü Aktan'ın Emre'ye karşı büyük bir siniri vardı bunu hala kas katı olan vücudundan anlıyordum. "Bir önemi kalmadı Emre." Kafasını salladıktan sonra kısa bir süre Aktanla bana bakıp arkasına döndü.

Hiç bir şey olmamış gibi Aktan'a dönüp yanağına dudaklarımı bastırdım. "Çok acıktım artık sofrayı kurup yemek yiyebilir miyiz?" Aktan sonunda bakışlarını Emre'den çekip bana döndü. "Yiyelim bebeğim."

Kısa sürede sofrayı kurduktan sonra hızlıca Aktan'ın hazırladıklarina gömüldüm. "Çok güzell olmuş bayıldımm." Kendimden geçmiş bir halde söylediklerimi tebessümle kabul ederken tabağıma yeni köfteler koymaya çalışıyordu. "Aktan yeter artık çok oldu." Söylediklerimi duymamış gibi koyduğu köfteleri bana kolaylık olsun diye ikiye ayırmaya başladı. "Çok olmadı, olmadı."

AFİTAPWhere stories live. Discover now