50. Bölüm

2.1K 159 31
                                    

Oy verelim rica ediyorummm.

***********

Aktanla birlikte arabada çekimin yapılacağı boş kırsal bir araziye doğru giderken, Aktan'ın isteği üzerine onunla çekime gittiğim için seviniyordum. Çünkü bütün gün onu özlemektense bütün gün onu izlerdim daha iyiydi. Saat sabahın sekizi olmasına rağmen uykum garip bir şekilde yoktu.

Normalde stüdyoda çekilecek reklam, havanın güneşli olmasıyla kırsal bir arazide çekilmeye karar verilmişti. Bana saçma gelmişti ve hâlâ saçma geliyor sonuçta hava güneşli olabilirdi ama soguktu.

Aktan bir eli direksiyonda olsada diğeri benim elimi kendine çekmiş parmaklarımla oynuyordu, bazen dudaklarına götürüp tek tek öpüyordu. Ben de onu izliyordum. Sessiz bir huzur vardı üzerimizde bunu bozmamak için radyoyu da açmak istememiştik. Yani ne o yeltenmişti ne de ben.

Kaan bizden önce çekim alanına gidip son kontrollerin yapılmasını sağlamıştı, bizi de orada bekliyordu. Biraz ileride insan topluluğu ve bir kaç karavanın görülmesiyle geldiğimizi fark ettim.

Aktan arabayı uygun gördüğü bir yere park ettikten sonra önünü açtığım montumu işaret edip sessizliği bozdu. "Kapat bakalım önünü, üşütme." Dediğini kafa sallayarak onayladıktan sonra montun fermuarını çektim.

Aktan tarafındaki kapı tıklandıktan sonra Kaanla göz göze geldik. Kaan'ı bekletmemek için birlikte arabadan indikten sonra dikkatle onu dinledik. "Abi sen benden Afitap için kahvaltı ayarlamamı istedin ama sende yapmamışsındır diye sana da ayarladım." Bu detayı bilmediğimden gözlerimden kalp çıkararak Aktan'a baktığıma emindim.

"Hızlıca bir şeyler atıştır sonra karavana seni hazırlayacak ekip gelecek. Onlar gelene kadar bir yarım saatlik vaktin var." Kaan konuşmasına kaldığı yerden devam ettikten sonra bizi Aktan için ayarlanmış karavana yönlendirdi.

Masadaki kahvaltı açlığımı tetiklerken Aktan ile beraber hızlıca sofraya kurulup yemeye başladık. Ikimizde kısa sürede karnımızı doyurduktan sonra Aktan bana doğru yaklaşarak alnımdan öptü. "Sen burada kal olur mu? Hava çok soğuk."

Omuzlarımı silktikten sonra karavanın küçük camından görünen çekim alanına baktım. "Yooo seni izleyeceğim." Aktan'ın hızla kaşları çatılırken çenesinin ucuyla camı işaret etti. "Bebeğim buradan izlersin."

Sessiz kalmamla kabul etmeyeceğimi anlamıştı telefonundan birisine bir mesaj yazdıktan sonra karavanın kapısı tıklatılınca, bizim onayımızla Aktan ile ilgilenecek ekip gelmişti.

Aktan hızlıca saçı ve makyajı yapılırken ben ayak altı olmamak için oturduğum yerden onu izliyordum. Zaten bakışları aynadan direk benimle buluşmuş ve gerek olmadıkça gözlerini gözlerimden çekmiyordu. Bunu odada bulunan herkes fark etmiş olacak ki saçlarına fön makinasıyla şekil veren adam gülerek konuştu. "Ay bir yere gittiği yok kızın, bir çekemedin gözlerini." Diğerleri söylediğine gülerken biz sadece tebessüm etmekle yetinip birbirimize bakmaya devam ettik.

"Yalnız birazdan bakış açını kapatacağım haberin olsun." Dediği gibi tam olarak bizim bakıştığımız alana geçip Aktan'nın saçlarıyla ilgilenmeye devam edince Aktan önünde ki masanın üstünde bulunan orta boylardaki el aynasını gösterdi. "Buradan bakarım." Oradan benim oturduğum açı çok net bir şekilde görülürken karavandaki herkes tekrardan gülmeye başladı.

Bir süre sonra karavandakiler Aktan'ı giyinmesi için yalnız bırakıp ortamı terk ettiler. Onların aksine oturduğum yerde iyice geriye yaslanıp sevgilimi süzmeye başladım. "Yavaş yavaş giyin acele etmene gerek yok." Bu arsız halime dudaklarında ki çapkın gülümsemeyle eşlik etti.

AFİTAPHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin