45. Bölüm

2.7K 168 23
                                    

Rica ediyorum oy verdikten sonra bölüme geçelim...

**********

Hem menajerim hem yakın arkadaşım olan Aleyna'ya, Burcu'nun yaptıklarını anlatmamla üç dakikadır ağzı beş karış açılmış bir şekilde bana bakması sabrımı taşırmıştı. "Bir tepki mi versen artık?"

Aleyna kafasını sağa sola sallayıp kendine gelmeye çalışırken onunda yakın arkadaşı olduğu kadının nasıl böyle bir davranış sergilediğini anlamaya çalışıyordu. "Afitap inanamıyorum nasıl yapar böyle bir şeyi?"

"Bilmiyorum Aleyna çokta şaşırmadım açıkası babamdan sonra herkesten her şeyi beklerim." Kısa bir süre anlayışlı gözlerle bana baksada birden gözlerine öfke yerleşip haykırmasıyla oturduğum koltukta sıçradım. "Yazıklar olsun be insan çocukluk arkadaşına bir erkek uğruna ihanet eder mi?"

Gözlerimi devirdikten sonra ayaklarımı ortadaki sehpaya uzatıp, gevrek ve sütle dolu tabağımdan bir kaşık ağzıma attım. "Burcu ile ilişkini kesmene gerek yok bizi aynı ortama sokmadığın, barıştırmaya çalışmadığın sürece onunla görüşmeni benim yüzümden kesme." Ağzımdakileri yuttuktan sonra konuşmamla bana inanamıyormuş gibi baktı.

"Basit bir kavga olsaydı onunla görüşmeye devam ederdim ama çocukluk arkadaşına bunu yapan bana neler yapar." Umursamazca omuz silktim ister görüşsün ister görüsmesin beni ilgilendirmezdi. "Sen bilirsin valla ben onunla görüşüyorsun diye sana kırılmam, alınmamda sonuçta iki kişi arasındaki sadece ikisini ilgilendirir."

"Biliyorum seni ama dediğim gibi basit bir kavga değil bu Afitap." Kafami aşağı yukarı sallayarak Aleyna'yı onayladım. Dün Aktan'ın mesajları ve aramaları yüzünden telefonumu kapattığım için Aleyna endişelenerek benim yanıma gelmişti, bende Burcu ile olan gerginliği anlatmıştım ama Aktan ile aramda geçen kırgınlıktan söz etmemiştim. Etmek istememiştim, aramızda kırgınlıkta olsa bize özel olarak kalsın istemiştim.

"Maybelline New York sana reklam yüzleri olmanı  teklif ediyor." Ağzıma bir kaşık daha gevrek attıktan sonra hızlı hızlı çiğneyip yuttum. "Tahmin etmiştim sürekli hediye yollayıp duruyorlar."

Aleyna gözlerini büyüterek bana baktıktan sonra sehpaya uzattığım bacağıma vurdu. "Niye söylemiyorsun?" Tavrına gülsemde hâlâ salonda duran kargo paketini gösterdim.

"Paketi açalım içinden istediklerini kendine götür." Pakete gözleri ışıldayarak baktıktan sonra hevesle kafasını salladı. "Teklife ne diyorsun?" Dudaklarımı öne doğru büzdükten sonra konuştum. "Biraz teklifin içeriğinden ve alacağım paradan bahset."


"Bir tane reklam filmi çekecekler ve bu reklam filmi en az on ülkede yayınlanacak, yayınlanan ülkenin diline göre seslendirilip piyasaya sunulacak. Dergi çekimi yapılacak ve maybellinenin yeni yüzü sen olacaksın işte." Bir süre sessiz kalıp fikri kafamda tartsamda kabul edeceğimi ikimizde biliyorduk zaten bu yaptıkları ilk teklif değildi, yanıtsız bıraktığımız tekliflerini ikinci kez yenilemişlerdi.

"On ülke dedin bir de en az on ülke dedin benim reklamım içinde iyi olur. Kaç para sundular?" Gözleri parladıktan sonra oturduğu yerden geriye doğru yaslandı. "Tam beş milyon dolar." Ağzım o şeklini alırken yaşadığım üst üste psikolojik darbelerden sonra bu duyduğum teklif ilaç gibi gelmişti. "Ben bundan daha iyi çok az teklif duydum."


"Ne zaman imzalıyoruz?" Aleyna'nın gülerek söyledikleriyle ağzıma attığım gevreği yuttum. "Bir toplanti ayarla işte sözleşmeyi okur imzalarız."


Aleyna çalan telefonun sesiyle çantasını kurcalarken ben bitirdiğim gevrek tabağını sehpanın üzerine koydum. Telefonunu sessize aldıktan sonra oturduğu yerden ayaklanan Aleyna'daydı bakışlarım. "Ben çıkıyorum ajansın toplantısı var sana haber veririm."

AFİTAPWhere stories live. Discover now