51. Bölüm

2.1K 152 28
                                    


Beklettiğim için çok üzgünüm benim için çok yoğun geçen haftaların içerisindeyim. Hem kütüphane hem hastane randevuları derken kendime ayıracak vakit bile bulamıyorum. Size bazı psikolojik zorluklardan geçtiğimi söylemiştim bunun için bir psikoloğa gittim ve terapi almam gerektiğini öğrendim. Fazlasıyla yıprandığım, yetersiz hissettiğim, mutsuz olduğum bir dönemdeyim. Kendimle savaş halinde olduğumu bildiğim için terapi işinin iyi geleceğine inanıyorum. Size bir açıklama yapmak istediğimden sessiz kalmak istemedim, bekletmemin nedenini bilmenizi doğru buldum.

Oy verdiysek bölüme geçelimmm...

***********

Sarsıldığımı hissetmemle uykumdan sıyrılırken, arabada seyir halinde olduğumuzu idrak edebilmiştim. Aktan sessiz bir kaç küfür mırıldanırken, huzursuzca yerimde hareket edip gözlerimi açmaya başladım.  Bakış açıma ilk giren Aktan'ın direksiyonu tutan elleri olurken kafasını bana çevirmesiyle göz göze geldik. "Bebeğim özür dilerim, uyandırdım yollar biraz taşlıydı."

Gözlerimi sımsıkı açıp kapattıktan sonra üzerimdeki battaniyeyi dizlerime doğru indirip esnedim. "Önemli değil tabiki." Uykumdan yeni uyanmamdan ötürü boğuk çıkan sesimle saate baktım. Gördüğüm saatle dudaklarım 'o' şeklini aldı, Aktan bu halimi görmüş olacak ki hafifçe kıkırdadı.

"Saat gece 12 olmuş Aktan, asıl ben özür dilerim birden uykuya daldım." Konuşurken hareket ettirdiğim ellerimden birini tutarak kendine doğru çekti. "Saçmalama lütfen hatta uyumaya devam et sen."

Kafamı teklifini reddetmek amaçlı iki yana salladım. "Yok uyumak istemiyorum bu sefer gece uyuyamam." Tuttuğu elimi okşarken gözlerini kısa bir an benimle buluşturup, yola döndü. "Sen nasıl istersen." Dağılan saçlarımı boşta kalan elimle düzeltmeye çalışırken ortaya yeni bir soru attım. "Ilk otele gidip eşyalarımızı mı alacağız?"

"Evet öyle yapacağız ama aç mısın? Kaç saattir bir şey yemedin." Aç olduğumu uyandığımdan beri hissettiğim için itiraz etmek için her hangi bir girişimde bulunmadım. "Evet çok açım."

"O zaman ilk yemeğimizi yiyelim." Hızlıca ağzımdan olumsuz anlamda bir ses çıkarıp, dudaklarımı araladım. "Kiraladığın evin yolunda çok güzel Akçabat köftesi yapılıyor demiştin, onu yiyelim mi?" Kaşlarını çatıp dediklerimi tartarken teklifimden pek memnun görünmüyordu.

"O kadar beklemeni istemiyorum çok açım dedin." Avcunun içindeki elimi sıkıp, onu ikna etmek için konuşmaya başladım. "Hayır dayanabilirim hem canım çok çekiyor, uzun süredir Akçabat köftesi yemedim." Aktan derin bir nefes aldıktan sonra kısa bir an hevesli yüzüme bakıp, tebessümüne engel olamadı. "Tamam ama yol üstü bir büfeden ufakta olsa bir sandviç alacağız onu yiyeceksin."

"Eşlik edeceksen neden olmasın." Fazlasıyla sevinç barındıran ses tonum biraz sesli bir şekilde gülmesine sebep oldu. "Hay hay Afitap Hanım." Yüz hatlarından yorgunluğu okunduğundan, içim sızladı. "Çok yoruldun ama sen." Kıyamayan ses tonumla kırmızı ışıkta durmasının etkisiylede gözlerini yüzüme dikip, içi gidermiş gibi baktı. "Gece koynunda dinlenirim ben." Güzel sözleriyle anında erime moduna geçtiğim için kısa bir 'yaaa' lamanın ağzımdan çıkmasına engel olmadım.

"Çekim bitti ama geri kalan vakitleri baş başa geçireceğiz." Bunun için ikimizde çok hevesliydik özellikle son tartışmamızdan sonra ikimizede iyi geleceğini biliyordum.

Yolun geri kalanı benim onu izlemem ve onun bana her fırsatta kısa süreliğine de olsa gözlerini çevirmesiyle geçti. Araba otelin önünde durduktan sonra Aktan hızlıca bana doğru döndü. "Sen burada bekle ben hemen bavulu alıp geleyim." Kaşlarım çatılırken itiraz etmekten geri durmadım. "Otelin önünü kapatıyoruz, bavulu odadan alıp gelmen uzun sürer vale izin vermez kapının önünde arabanın beklemesine." Üzerime doğru yakalaştıktan sonra alnıma dudaklarını bastırdı. "Sen uyurken hallettim sabah topladığımız bavulu resepsiyona indirdiler hemen alıp geleceğim." Ağzımdan onu onaylan sesler çıkardıktan hemen sonra çenesine dudaklarımı bastırıp geri çekildim. "Tamam o zaman bekliyorum seni burada."

AFİTAPHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin