Elf Cinleri - Efe -

1.5K 188 130
                                    

Efe elindeki baskıyı korumaya çalışıyordu. Kanamayı durduramasa da en azından kanın akış hızını azaltmıştı. Kırmızı sıvıyla yıkanan elini, yorgunluğunun son sınırına kadar yaranın üstünde tutabilirdi ancak Şiva hareketlenmezse bu, dişi elfin sonu olurdu.

"Şiva!" diye bağırdı Efe tekrar, boyun damarları şişmişti. "Hemen kendine gelmen gerekiyor yoksa onu kaybedeceğiz."

Şiva aralık kalan ağzını bilinç dışı bir hareketle kapatıp gözleriyle çevreyi taramaya başladı. Şoktan kasılmış vücudu daha da gerilmiş görünüyordu ancak kendine gelmişti. Efe rahatlamak üzereyken Şiva'daki dehşeti ve elf cininin hareketlerine sirayet eden telaşı fark etti.

"Onu bulmam lazım." Şiva'nın sesi çatallaşarak kendisine ulaştığında Efe'nin kafası karıştı. Burada üçünden ve yaratıktan başka kimse yoktu ve Şiva acele etmezse dişi elf de yaratık gibi gerçek anlamda yok olacaktı.

"Şiva bak, kimden bahsettiğini bilmiyorum ama burada ölmek üzere olan bir elf var." Efe'nin sesi daha sakindi, farklı bir taktik deneyerek Şiva'nın onlara odaklanmasını sağlamak istemişti.

Şiva kalın cübbesini çıkararak dişi elfin üzerine örttü, kaybettiği kanlar yüzünden titremeye başlayan kızı ısıtmak istemiş olmalıydı. "Feyeri Meres dövüşteki ustalığıyla bilinir, bu şekilde yatıyor olması çok yanlış." Kararmış yüzünü yere eğerek dizlerinin üstüne çöktü. Beyaz elbisesinin zarifliğiyle tezat bir uyum içinde olan postallarının uçları zemine bastırdığı için kıvrılmıştı, postalın kalın tabanlı topuk kısmı havadaydı. "Feyeri Meres, lütfen uyanın. Bertira'yı bulmam gerekiyor, onun nerede olduğunu söylemelisiniz." Şiva'nın sesi umutsuzluk çukurundan güç bela çıkıyordu.

Efe adının Meres olduğunu öğrendiği elfi biraz daha kendine çekti. Meres'in vücudunu topraktan uzak tutarsa, bu naif bedenin ölüm soğukluğuyla toprağa girmesine gerek kalmazdı belki. Küçük ve saçma bir totemdi ama tutması için yüzde birlik bir ihtimal olması bile denemesine değerdi. Meres'i zemindeki temastan kurtardığında, kızgın yağda cızırdamaya başlamış öfkeli sesiyle Şiva'ya çıkıştı. "Farkında mısın bilmiyorum ama ömürlerinin uzunluğuyla nam salmış bir elf kollarımın arasında ölmek üzere. Sen ise gözünü bile açamayan bu elfe Bertira adlı birini sorarak zaman öldürüyorsun. Son kez soruyorum, yardım edecek misin?"

Şiva yerden destek alarak ayağa kalktı, çenesini kaldırıp yüzünü gökyüzüne döndü. "Merak etmeyin yardım çağırıyorum, küçük boyumla Feyeri Meres'i zaten taşıyamam. Sizin taşımanız ise saatler sürer." Aceleci sesi deliğinden çıkan bir yılan gibi başını uzatmıştı tekrar. Şiva kapalı avcunda tuttuğu toprağı üfleyerek bir şeyler mırıldandı. Efe kızın toprağı aldığını fark etmemişti. Kuru kum taneleri, bilinçli esen bir rüzgâr eşliğinde savrularak yükseldi ve bir kuş sürüsü gibi birbirine yakın uçmaya başladı.

Şaşkınlıkla Şiva'ya bakan Efe, kızın yüzünde gezintiye çıkan yaşları elinin tersiyle sildiğini fark etti. "Bertira kim Şiva?" Nedense elf cininde yeşermeye başlayan bu hüznün sebebini Bertira'ya bağlıyordu.

Şiva, son kum tanesi de gözden kaybolduğunda bakışlarını semadan uzaklaştırdı ve yakın çevredeki sık çalıların ve bitki topluluklarının arasına bakmaya başladı. "Bertira Feyeri Meres'in elf cini." Hareket halinde olduğu için sesi kesik kesik çıkıyordu. "Feyeri Meres zor durumda olduğu için yaşadığı stres Bertira'yı buraya gelmeye zorlamış olmalı. Yakınlarda bir yerlerde ama nerede?"

Efe Şiva'nın bu yeni elf cini hakkında endişelenmesine anlam verememişti. Bertira buraya gelseydi görmüş olurdu, üstelik yaratıktan zarar gören sadece Meres'ti. "Bertira buraya hiç gelmedi Şiva. Gelseydi görmüş olurdum, zarar görmediğine emin olabilirsin."

İÇİMDEKİ SİHİR (Sivri Kulak Günceleri-1) #wattys2018Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin