Karikatürize edilmiş Gölge, pelerinli ve hatta dörtgen kafalı olan çubuk adamın boynuna sokulup burnundan halkalar çıkartan bir horultuyla uyukladığında, Aramir gözlerini ovalayarak yataktan kalktı. Ahşap kenarlıklı kare pencerelerin ardında görünen uzun ve şeffaf borular, içinde gezinen elflerin renkli kıyafetleriyle cıvıltılı bir görüntü sergiliyordu. Tearin'in merkezi binalarına ve bazı kilit noktalarına bağlanan bu borular, kendilerini kullanan elfleri vakumlayarak gidecekleri yere fırlatır ve böylece ulaşım, hızlı ve akışkan bir trafiğe kavuşurdu.
Gür siyah saçlarını dağıtan Aramir bir süre pencere önünde pinekledi, gökyüzündeki karamel çizgiler, yıldızların henüz uzaklaştığını ve günün yakın bir zamanda başladığını haber veriyordu; yani Tour yerleşkesi için borulardaki bu curcuna, fazlasıyla erken bir hareketlilikti. Nefserit Göl'ünün çevresinde yaşayan canlılar, gökyüzündeki karamellik tonunu arttırmaya hız verdiğinde gün başlangıcını haber verme telaşıyla basık seslerini ortaya çıkarırdı. Kalın ve ağaç dallarının arasında yavaşlayarak süzülen bu sesleri ismine ilham alan Uğultu Kalesi, ikisi ana olmak üzere altı kule ve geniş bir iç bölümden oluşturulmuştu. Göle en yakın kısım olan güney cephesindeki odasının dışı yosunların istilasına uğramış olan Aramir, pencerenin hemen altındaki yapışkan yosuna hopur tüylerinden yapılma şeker ikram etti. Sarı dokusunda fark edilen tek yeri küt dişleri olan yosun, beyaz şekere iştahla saldırdığında Aramir de pencereden uzaklaştı; böylece siyah perdeler, boruların içinde oradan oraya fırlayan elfleri ortadan kaldırmak istercesine hızla kapandı.
Yatağının yanındaki, eriyen lişin ışığıyla loş bir görünüme kavuşan masanın üzerine yaydığı ejelf bakım setini görünce duraksadı. Gölge'nin dikenleri solmuş ve bazı yerleri çıkıntı yapmıştı; dostunu uzun zamandır ihmal ediyordu. En kısa vakitte dikenleri törpülemeli, derisinin kayganlığına kavuşması için ejelfin tüm vücudunu sesey losyonuyla yağlamalıydı. Yüzüne sürmesi gereken, mölkur tozu ve harlıyel içki özünden oluşan karışım vardı tabii bir de; setin bir parçası olan kavanozun dibi göründüğü için kısa bir an hayıflandı. Mahzene inip eksik malzemeleri tamamlaması gerekiyordu.
Siyah pelerini itinayla omzuna atıp kum sarmaşığı gövdesinden dokunan ipliği gelişigüzel bağladı. Çigıların geçen döngüdeki tüy kesim zamanında dikilen bu pelerin sıcak tutması ve bol cepli olması sebebiyle en sevdiğiydi. Şapkası eksikti belki ama havalanan saçları, Aramir'e minnet ediyordu kuşkusuz. Boş kavanozu yanına alarak dışarı çıktığında, hareketlenen iki gözetleyiciyi bir baş hareketiyle durdurup döner merdivenlere doğru ilerledi. Çığlık sesleri keskinleşmişti. Sağ tarafına göz ucuyla bakıp basamakları birer ikişer inmeye başladı; mahzenin iki kat altındaki kara dikenlere gidiyordu şimdi.
Karar değiştirmesine sebep olan şey elbette ki Suvilla'ydı. Demir çubuklarla çevrelenen deney alanı, zindanları anımsattığı için kara dikenler olarak anılır olmuştu; bu bölümde uğursuz şeylerin döndüğü aşikardı. Kalenin uğultu ismini de perçinlemişti sesler kuşkusuz; bazı geceler kalenin taş duvarlarında yankılanan ve hiç durmayan korkunç çığlıklar atılırdı. Suvilla'nın şeytani deneylerinden biri daha.
Katları indikçe sesler, hayır hayır... Haykırışlar yoğunlaşmaya başladı ve kulak zarını delip geçen bir şiddete ulaştı. Kii'fa, diye düşündü Aramir yutkunarak; oluşumları ne kadar da zordu. Acı dolu bir süreçti, tek bir sefer izlemesi bile bunu anlamasına yetmişti. Çığlıklar. Kaşları Aramir'e itaat edercesine birleşti, ışıklandırmadan yoksun alana nihayet gelebilmişti. Boğuk bir inilti. Ellerini rutubetli taş duvarların yüzeyinde gezdirip "Legliş," diye mırıldandı; kısa bir süre sonra da taşların yarıkları arasında sarı, parlak huzmeler birikti. Duvarın liş barındıran herhangi bir alanla bağlantısı varsa, Lithlealı elf bu büyülü ışığı yanına çağırabilirdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İÇİMDEKİ SİHİR (Sivri Kulak Günceleri-1) #wattys2018
Fantasy~ Wattys2018 Dünya Kuranlar Kategorisinde Kazanan ~ ° ° Gerçekle büyünün raksı başlıyor. Sivri şapkalarla buluşan kulaklar, küçük bir kız çocuğunun hayalperest sözleriyle çınlarken rüyalar peş peşe gelmeye başlar...
