Tombulfokurlar -Aramir-

1.2K 158 90
                                    


Sanatsal Gölge ^^

Aramir ile adımlarını senkronize atmaya çalışan Gölge'nin düşük kanatları, ıslak toprağı süpürüyordu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Aramir ile adımlarını senkronize atmaya çalışan Gölge'nin düşük kanatları, ıslak toprağı süpürüyordu. Aramir tereddütlüydü çünkü Gölge buraya gelmeden önce hayli huysuzlanmıştı. Yine de kararlı bir elf gibi toprağı ayakucuyla eşeleyerek ilerlemeyi sürdürdü. Kanatlı dostunun hislerine güvenmediği son seferinde onu neredeyse kaybediyordu. Acılı bir tebessüm eşliğinde anıları yad etti. Bağları henüz yeni kurulmuştu, Gölge Kumyatağı sıcaklarından çıkmış ve Tearin'in nemli atmosferine ayak basmıştı. Bu onu çıldırtan bir değişiklikti; kükreyerek kendini mağaralardan birine atmış ve kaşınan derisinin büyük kısmını orada bırakmıştı. Pençe şeklindeki uzantılarıyla saatlerce kaşınmış, kaşınmış ve yıpranan derisi büyük parçalar halinde toprağa dökülmüştü. Aramir korku içinde onu mağara dışına sürüklemeye çalışmış ancak Gölge boynu geriye çekili halde, burnundan öfkeli duman halkaları çıkararak ön ayakları ile yeri dövmüştü. Gitmek istemiyordu. Aramir ise onu hiç durmadan çekiştiriyordu.

Sonunda, Tearin'in doğusunda ve gölden epey uzakta kalan mağaralara Hardibak'ı çağırmaya karar vermişti; Gölge'nin ihtiyacı olan şey neticede bir şifacıydı. Aramir hava fanusuna sakladığı serpinti kelebeğini -Tearin'de bolca bulunurdu- fısıltılarla doldurmuş ve engebeli, çorak arazinin üstüne küçük kanatlı hayvanı salıvermişti. Aramir'e asırlar gibi gelen bir sürenin sonunda Hardibak çıkageldiğinde Gölge neredeyse ölmek üzereydi. Yüzüne sürülmesi gereken harlıyeli soluksuz içmiş ve coşkulu yutkunmalar ile kıpır kıpır alevler oluşturmuştu.

Aramir çekiştirilmenin etkisiyle sendeledi, anılarındaki nahoş olay hızla kozasına çekilmişti. Kafasını iki yana sallayıp Gölge'nin deriden yoksun vücudunu hafızasından silmeye çalıştı ve dikkatlice etrafı gözledi. Gelmişlerdi. Mağaralardan on kilometre uzaktaki Tombulfokur havuç tarlasının kıyısındaydılar. Aramir bir süre sessizce bekledi, Gölge de kendisiyle birlikte sessizleşmişti; dikenli kafasını süsleyen meraklı gözleri tarlayı bir uçtan diğer uca kat ediyordu. Suvilla bu havuçların kii'fa gelişimini gözardı edilemeyecek kadar hızlandırdığını söylemiş ve Aramir'den onları toplamasını rica etmişti.

Aramir bıkkın bir nefes koyverdi. Bu arsız, baş belası havuçları yemeklerde bile kullanmayı bırakmışlarken bir kii'fa için onları yakalama çabasına değip değmeyeceğini zihninde yokladı; değmezdi. Yine de omuz silkti ve Gölge'nin sağ kanadını okşadı. Karamel gökyüzünde birkaç takar vahşi çığlıklarını serbest bırakarak uçuyordu. Rüzgar yoktu ancak kısa süre önce yağan yağmur, toprağı çamursu bir forma sokmuştu. "Hazır mısın dostum? Bu tombulfokurlar kendilerini bize pek kolay teslim etmeyecekler." Tarla boyunca uzanan ağaç boyutundaki otlar masumane bir kıvraklıkla salınıyordu. Gölge iniltili bir ses çıkartıp iri kafasını Aramir'in boynuna yanaştırdı. Mağaralardan geçmek belli ki ona da hoş olmayan anıları hatırlatmıştı. "Sakin ol oğlum, bir kefeyi doldursak yeter. Tearin lideri havuçlardan korkuyor dedirtmek istemeyiz, öyle değil mi?" Endişeli sesini gizleme umuduyla yutkunan Aramir ilerlemeye başladı. Her adımında siyah çizmeleri ıslak toprağın içine gömülüyordu.

İÇİMDEKİ SİHİR (Sivri Kulak Günceleri-1) #wattys2018Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin