13.BÖLÜM

1.2K 101 4
                                    

İLKBAHAR 1997, ALEDA

Tuna vücuduna hücum eden merak ve şaşkınlığın harmanlanmış duygu seli ile birlikte tüm algılarını açıp sessizce Aleda'yı dinlemeye koyuldu. Yolunda gitmeyen bir şeylerin varlığını sezmek de haklıymışım meğer diye iç geçirdi. Kaderci yanı burada da devreye girmeyi başarmıştı. Dün geceden beri Aleda'nın evinin karşısında nöbet tutmuş, gecenin bir vakti onu balkonda görünce ise şaşırmıştı. Sonrasında ise onu fark edemeyecek kadar tedirgin ve dalgın haliyle sokağa fırladığını görünce peşine düşmüştü. Aleda her ne kadar tesadüfi karşılaşmalarını garipsemiş olsa da, Tuna gün boyunca onun tüm tuhaf ve tedirgin hallerine şahit olmanın verdiği stresi saklamaya çalışmıştı. Şimdi ise kafasında bir türlü yerlerine oturtamadığı taşlar, yerlerini bulacak gibi görünüyordu.

Aleda soğuk kanlılığını korumaya çalışarak başından geçenleri, etkisinde kaldığı bir filmi anlatır gibi bir çırpıda anlatmaya gayret etti. Bir yandan ise Tuna'nın ifadesiz yüzünü okumaya çalışıyordu.

"Kulağa çok garip geliyor değil mi Tuna? Düşünsene yıllardır peşimi bırakmayan periyodik rüyalar, şifreler ve tek yumurta ikizi denilebilecek derece de benzerim bir kadın... Sence psikolojik bir yardım mı almam gerekiyor? Ya da tüm bu yaşadıklarım birer tesadüften mi ibaret? Çok fazla anlam yüklüyor olabilir miyim sence bu yaşadıklarıma?"

Tuna bir süre Aleda'nın heyecanına yenilerek parça bölük anlattığı rüyalardaki olayları birleştirip kafasında olgunlaştırmaya çalıştı. Bu zaman zarfında ise Aleda'nın zihninde pişmanlık çanları çalmaya başlamıştı bile. Hiç kimseye anlatmamalıydım diye hayıflandı. Huzursuzca yerinden kalktı.

"En iyisi bu anlattıklarımı boş verelim Tuna."

"Yok Aleda sadece düşünüyorum. Sakin ol. Anlattıkların bir başkasına saçma gelebilir ama inan benim için anlam ifade ediyorlar."

Garip bir rahatlama hisseden Aleda şaşkındı.

"Gerçekten mi Tuna?"

" Tüm samimiyetimle söylüyorum Aleda. Tedirginliğini üzerinden at lütfen. Tarih ve arkeoloji bilirsin mitlerle doludur. Bilim her ne kadar bu konuları es geçse de zaman zaman mistik alanlardan faydalanma yoluna gider. Her ne kadar bu durum bilimin bünyesine ağır gelse de elinde olmadan cevapsız kalan sorularını yanıtlamak adına üstü kapalı da olsa bunu yapar. Her inancın ya da inançsızlığın kendine özgü enerji merkezleri vardır. Keza evren ve onun enerjisi konusu hala cevap bekleyen sorularla doludur. Ben bu enerjinin ve gizil gücün varlığına inananlardanım diyebilirim. İster bunun adı kozmos olsun ister enerji, kuantum ya da ilahi güç. Farklı isimler alsa da çıktıkları kapı aynıdır: Bizi yöneten bir güç kesinlikle var. Emin ol kaile alınmayan birçok ihbar, sonrasında gerçekliğiyle yüzleştirmiştir bilim insanlarını. Özellikle arkeolojide de bu konunun örneklerine nadiren de olsa rastlanıyor. Kim bilir rüyandaki kadın gerçekten de sana mesajlar yolluyordur. Kulağa çok garip gelebilir ama ben yeni yeni gündeme gelen reenkarnasyon ve de paralel evrenler mucizesini bile kulak arkası etmeyenlerdenim."

"Ohh be çok rahatladım. Böyle düşünmene gerçekten çok sevindim Tuna. Kendimi şimdi daha iyi hissediyorum. Bana deli diyeceksin diye ödüm kopmuştu. Hatta bahsettiğin bu kavramları araştırmak için sözde bu sabah evden çıkmıştım. Gel gör ki hayat hiç ummadığımız noktalara getiriyor bizi."

"Burada olma nedenim belki de bu yüzdendir Aleda ne dersin? Al sana bir enerji kaynağının varlık sebebi daha."

"Haklı olabilirsin ama itiraf edeyim bu konuya kafa yorarken seni aklımdan bile geçirmemiştim. Telepatik bir aura'nın içinde olduğumuzu pek zannetmem."

ZEUGMA'NIN SIRRI (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin