21.BÖLÜM

1K 95 13
                                    

İLKBAHAR 1997, ALEDA

Aleda, kim ona baksa hüzün bulaştırabilecek bir ruh haline bürünmüş olan büyükbabasına vedalaşmak için sarıldı.

"Kendine daha fazla yüklenme büyükbaba. Bu konuda empati kurmam imkansız ama yine de seni anlamaya çalışıyorum merak etme."

"Teşekkür ederim güzel Aleda'm. Beni anlamayıp suçlayacaksın diye öyle korktum ki. Yaşlı yüreğime su serptin."

"Üzülmene dayanamam büyükbaba... Ancak ben hemen gitmek zorundayım."

"Bu kadar çabuk mu? Henüz doğru düzgün hasret bile gideremedik!"

"Zihnimi bir matkap gibi delip duran bu soru işaretleriyle kalmam mümkün değil büyükbaba. Seni gelişmelerden haberdar ederim."

"Sen nasıl istersen... Bir şeye ihtiyacın olursa tereddüt etmen bile beni kızdırır bilesin!"

"Aslında şey... Bu süreçte maddi sıkıntılarım olacak büyükbaba. Babam her konuda restini çekti, ki artık o istese bile ben ondan maddi bir destek istemiyorum. Son paramı da taksiye verdim. Yani borç olarak biraz destek..."

Aleda mahcup bir şekilde büyükbabasına baktı. İnsanın en yakını da olsa maddi yardım istemenin zorluğunu duyumsadı.

"Şimdi bam telime basmak üzeresin. Ben sana destek olmayacağımda kime olacağım! Böyle bir konunun muhasebesi bile olmaz!"

Aleda'nın yine sıkıntıyla büyükbabasına baktı. Verdiği kararı büyükbabasıyla paylaşmadan gitmek istemiyordu. Onun fikirlerini çok önemserdi. Ancak vereceği tepkiyi kestirememek bir çocuk gibi kıpırdanmasına neden oldu.

"Teşekkürler bu iyiliğini unutmayacağım."

"Kızıyorum ama!"

"Şey bir de büyükbaba..."

"Çekinme söyle yavrum."

"Ben Arkeoloji okumaya karar verdim."

Aleda büyükbabasının tepkisini hem çok merak ediyor hem de bu konuda nedensizce ondan çekiniyordu. Onun yüzünde dolaşan mevsim geçişlerini andıran dalgalanmalara ilkin bir anlam veremedi. Bu konuda bir yakınının desteğine sebepsizce ihtiyaç duyuyordu. Ancak karşısında sonunda ona gülümseyerek bakan bir çift yaşlı gözle birlikte rahatladığını hissetti.

"Hayallerini bana anlattığında henüz küçücük bir kızdın. Hatırlar mısın ertesi gün sana oyuncak bir arkeoloji seti almıştım. Toprağı eşeleyip dururken o gün gözlerinde yanan heyecanı ve mutluluğu hiç unutmadım. Hukuk okumaya karar verdiğinde ise buna yine saygı duydum. Ama bir gün kalbinin sesine yani çocukluğunun sesine kulak vereceğini biliyordum. Tebrik ederim Aleda. Birçok insan bu yaptığını başaramaz. Her ne kadar ertelenmiş bir karar olsa da hayatta hiçbir şey için geç değildir. Bir kez daha kalbimdeki tahtın en güzel, en değerli yerine oturdu. Hayata karşı hep böyle cesur ol. Hayallerinin ve mantığının sesine hiçbir zaman sağır olma. Çünkü o ses hiçbir zaman seni yanıltmaz emin ol!"

"Sen harika bir insansın büyükbaba. Beni bu şekilde destekleyeceğini beklemiyordum. Tüm tereddütlerim bir anda tuzla buz oldu. İçim öyle rahat ki artık anlatamam. Seni gururlandıracağımdan emin olabilirsin."

"Sen büyükbabanı ne sandın küçükhanım! Bu beden bir ömre sığan hayat tecrübelerinin temelleriyle ayakta duruyor. İnsanın sevmediği bir mesleği yapması kadar zulüm veren başka bir şey yoktur. Kişinin ne kendine ne mesleğine ne de mesleğinin gereklerine saygısı kalır. Daha kendisi bu mesleği içselleştirememişken karşısındakine nasıl faydalı olur ki insan. İnsanlar bir ömürlerini gerçekleştiremedikleri hayallerinin sıcaklığıyla avutup hayata tutunuyorlar. Bir de bunu gerçekleştirdiklerini düşünsene; o mutsuz meslek sahibi insanların çekilmiş enerjileri, solgun yüzleri, bıkkın kalpleri baharın can suyuna kavuşmuşçasına yeşerirdi. Ki toplumlarımızda bu sayede kalkınır atılım yaparlardı. O yüzden varsın parası az olsun, yorucu olsun ama her sabah büyük bir heyecanla işine koşmak, kişi için terapi olurken toplum için ise fayda olur. Sonuna kadar arkandayım güzel prensesim."

ZEUGMA'NIN SIRRI (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin