15.BÖLÜM

1K 99 8
                                    

İLKBAHAR 1997, ALEDA

Tuna, Aleda'nın bu görüntüsü karşısında ne soracağını bile unuttu. Bir korku filmi gösteriminden yeni çıkmış gibi gergin ve tedirgin duruşuna anlam veremedi. Uykulu gözlerle onu süzerken, bir yandan da neler olduğunu tahmin etmeye çalışıyordu. Rüya görmüş müydü? Gördüyse o rüya yüzünden miydi bu hali ve hiç ortada yokken İngiltere'ye gitme isteği. Ters tepki alma korkusuyla sakinleşmesini beklemekten başka çaresi yoktu. Sabahın serinliğinde titrerken, sonunda bekledikleri taksi yanlarına yaklaştı. Yolculuk boyunca Aleda'nın solgun yüzü dışarıyı izliyordu. Tuna emindi ki Aleda yol manzaralarına dair herhangi bir şeyi fark etmiyordu. Sadece kafasında dönüp duran idelerle savaş vermekteydi. Tuna daha fazla dayanamadı.

"Aleda."

"..."

"Aleda beni duymuyor musun?"

"Efendim Tuna, dalmışım kusura bakma."

"Ne olduğunu anlatmayacak mısın?"

Derin bir iç çekiş cevapladı bu soruyu. Zihninde dönüp duran paradokslar, olanaksızlığın sınırlarını aşarak birbirine dolanmış durumdaydı. Bu düğümleri çözmeye çalışmak ise yeterince zordu. Bu yüzden Tuna'ya ne anlatacağını bilemiyordu.

"Kafam o kadar karışık ki Tuna. Nereden başlayacağımı inan hiç bilmiyorum."

"Rüyan ile mi alakalı?
Yani bu durumda olduğuna göre, görmüştürsün diye tahmin ediyorum."

Rüya kelimesini duyar duymaz kalbinin görünmez bir el tarafından sıkılıyormuşçasına acıdığını hissetti.

"Gördüm ve gördüklerim ise beynimi ele geçirmiş durumda Tuna. Belki bu yaptığım çok saçma bilemiyorum. Bir rüyaya inanıp onun peşinden koşmak, ne bileyim paranoyakça geliyor. Ama yıllar önce beynimde açtığın gedikler bu geceyle birlikte her saniye bir çığ gibi büyüyor. Sorularımın yanıtlarını babamdan almayı umut ederek onun kapısını çalacağım."

"Peki... ne gördün?"

Yine sessizlik duvarları girdi aralarına. Bu konuşmaya şahitlik yapan taksiciyle aynada göz göze gelen Tuna, bu soruyu şimdilik erteledi. Üçüncü bir kulağın tuhaf bakışlarını ve fikirlerini kaldıramayacak kadar yorgun hissediyordu Aleda. Bu yüzden konuyu değiştirdi.

"Bu arada dün sana söylemediğim radikal kararımı duymaya hazır mısın Tuna."

Bir anda taksinin küçücük atmosferi enerjiyle dolmuştu. Heyecanla gözlerini Aleda'ya sabitleyen Tuna, ne duyacağını tahmin edememenin merakını yaşıyordu.

"Bak kalpten gidicem şimdi."

"Biraz meraklan ne olmuş yani. Eminim seni de çok mutlu edecek bu karar. Düne kadar hala şüphelerim vardı ama bu sabah zihnim hiç olmadığı kadar netleşti bu konuda. Sıkı dur."

"En iyisi kapıyı açıp atlayayım."

Taksicinin tuhaf ve tedirgin bakışlarını umursamadan eli kapıya yöneldi Tuna'nın.

"Ya dur deli. İnsana bir zevk aldırmıyorsun! Ne oyun bozansın."

"Hanfendiye bak sen. Sen zevk alacaksın diye ben burda işkence çekeyim öylemi. Bu ne sadistlik böyle!"

"Tamam tamam çocuklar gibi mızmızlanıp durdun. Arkeoloji okumaya karar verdim."

"Ne anlamadım. Gerçekten mi? Bu bu harika bir haber. Sonunda kalbinin sesini hatta hayallerinin sesini dinledin ve doğru yolu buldun desene. Peki üç yıllık emeğin ne olacak?"

ZEUGMA'NIN SIRRI (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin