5

2.1K 109 15
                                    

"çok yazık! Bir de seni bana korkusuz olarak tanıtmışlardı. Fazla büyütmüşler seni." sinirle gözlerimi kapattım "filenin önünde duran sarışın kız!"

Etraf birkaç saniyeliğine sessizleşti. Gözümü açtığımda görmeyi beklediğim bu değildi! Silah sesinden dolayı bütün öğretmenler dersten çıkmış buraya doğru koşarken ben üzerimdeki kanlara bakıyordum.

Beyaz gömleğim kırmızıya bulanmıştı fakat canım yanmıyordu. Huzurluyum çünkü ölüm beni çağırıyor gibi şeyler söylemek değil amacım saçmalamayın gerçekten canım acımıyordu. İşin aslını anlamıştım.

Başımı çevirmeye korktuğum için donuk bakışlarla karşıya odaklanmıştım. Deniz bey elini uzattığında biri bağırdı "dokunma şu an şokta!" bu Faris beyin sesiydi.
Başımı yavaşça çevirdim ve beyni üzerime dağılmış cesede baktım.

Telefonu cansız elinden aldım ve hâlâ açık olan kaydı tekrar izledim. Sadece kısa bir videoydu ve canlı değildi. Daha önce çekilmiş olmalıydı bu da demek ki kardeşim Ahmetin yanında değildi.

Polis arabaları okula giriş yapınca korkmaya başladım. Bu geri zekalı bunu da düşünüp hareket etmeliydi. Şimdi polislere ne diyeceğim? Canı sıkıldıkça bana dizi çektiriyordu bu manyak. Yeni bölümmm! Bakalım başrol kazasız belasız bu işi nasıl atlatacak.

Bahçede gerekli araştırma ve incelemeler yapılırken polisler beni müdirenin odasında birkaç öğretmen gözetimi altında sorguya almıştı. Öğretmenlerin başında tabii ki lapacı geliyordu. Şu sıralar her şeyin altından çıkması dikkatimden kaçmamıştı.

"Efsar hanım bize neler olduğunu anlatır mısınız?"
Ellerimi birbirine kenetlemiştim "ben bankta oturuyordum birden yanıma gelip ben körüm dedi!"

"lütfen daha ayrıntılı anlatın."

"daha önce dikkatimi bile çekmemişti. Ailesi olmadığı için sokaklardaymış. Sonra aklına yatılı okul fikri gelmiş o da hemen başvuru yapmış. Okula geri dönünce sokaklardaki kötü bağlantıları onun peşini bırakmamış ve tehdit amaçlı gözlerini kör etmişler."

"ara vermeden lütfen devam edin."

"dediğim gibi birden yanıma  oturup bana bunları anlattı. Daha sonra beni öldürecekler yardım et dedi. Kim olduğunu sorduğumda ise telefondan bir şeyler yapmaya başladı ve sonra..." sona doğru sesim kısılmış ellerim titremeye başlamıştı.

Ölen kişi için üzüldüğümü düşünüyorlardı fakat kardeşimin o hali aklıma geldikçe burayı yakmak istiyordum.
Polis memurları birbirlerine baktı "istirahat edebilirsiniz. Olayları anlattığınız için teşekkür ederiz. Gelen bilgiye göre anlattıklarınız doğru. Çete olaylarına biz karışmadığımız için büyük ihtimalle bu da burada kapanır. Kendinize dikkat edin."

Ne yani ölen kişi kimsesiz öldüren de çok güçlü diye böylece bitip gidecekmiydi "Allah adaletinizin de belasını versin!" polis memuru şaşkınlıkla  bana baktı "size demedim." diyerek tersledim. Müdire yanımda oturmuş, ahtapot gibi elime yapışmıştı.

"sanırım cevap almaya başladın ha Efsar? Seansa beklerim." Deniz bey beni sakinleştirmek için çabalarken elimi kurtarmaya çalışıyordum. Az önceki dalgınlıkla fark etmemiştim "kalbinizi kırmak istemiyorum ama hemen elimi bırakmazsanız fenalaşabilirim. Temastan hoşlanmıyorum."

Müdire elini hızla çekti "üzgünüm ben..." yardım etmeye çalıştığını anlamıştım ama benim elimde olan bir şey değildi. Hayır! Kesinlikle benim elimdeydi. Şu halde bile çalışan espri yeteneğim beni güldürmeyi başarmıştı. Fakat bu sefer içimden gülmüştüm çünkü durum ciddiydi.

UYANIŞ Where stories live. Discover now