28

1.1K 82 46
                                    


Eğer o bir şeyi yaptıysa karşıma geçip dürüst bir şekilde "evet ben yaptım." derdi. Bundan adım kadar emindim. Arabama doğru koşarken içimden sürekli "lütfen yapmamış ol Efsar." diye tekrarlıyordum.

Arabaya bindiğimde Mert de yanıma geldi "önce nereye?" arabayı çalıştırdım "önce annemin durumunu öğrenmek için hastaneye gidelim sonra Efsara gideceğim."

----------------------------------------------

Efsar:

Gözlerimi açtım ve nerede olduğumu anlamaya çalıştım. Başı bozuk bir filmin sonunu izliyormuşum gibi karışıktı aklım. Yavaş yavaş doğruldum ve etrafa baktım.

Oldukça büyük ve şatafatlı bir salonun parkesinde yattığımı anladığımda düşünmeye başladım "ben buraya nasıl geldim?" en son Tarık amcam gelmişti ve "Tarık amcam gelmişti!" diyerek ayağa kalktım.

Mutluluk içinde kendi etrafımda dönerken polisler içeriye girmişti. Bana doğru gelerek "at silahını!" diye bağıran polislere aynı şekilde bağırdım "ne silahı ya?" elimdeki ağırlığı hissedince dudağımı ısıra ısıra polise baktım "polis bey gerçekten bu benim değil!"

Geri geri giderken ayağıma bir şey takıldı. Başımı yere eğdiğimde beyaz ayakkabılarımla kana bastığımı fark edip bağırarak kenara çekildim "e bu beyaz ayakkabı temizlenmez ki ya!" bakışlarımı biraz daha ileriye çevirdim ve Faris beyin annesinin hareketsizce yerde yattığını gördüm.

Elimdeki silahı yere attım ve kadının yanına koştum "iyi misiniz... Ne oldu size?" polisler beni kadından ayırarak bileklerime kelepçe takarken başımı salladım "yok yok ben yapmadım başkası yapmış." evden çıkıp polis arabasına doğru yürürken eve doğru koşan Şeref beyi görüp polislerin arkasına saklanmıştım.

Polisler, Şerefin bana yaklaşmasına izin vermiyordu fakat o avazı çıktığı kadar bağırmakla meşguldü "ben aptal oğluma dedim ben ona dedim ama beni dinlemedi. Musallat etti senin gibi bir deliyi başımıza al işte ne oldu?"

Bana deli demişti! Parçalardım ben bu adamı kesin. Arabaya binmiştik "üzgünüm sen öldürme dedin ama ben dinlemedim!" küçük Efsar yanıma geldiğinde sinirle ona baktım
"sen yaptın değil mi? Suçu da benim üstüme attın oh ne âlâ!" omuz silkti "baktım sen beceremedin ben de devreye girdim."

"silahı nereden buldun peki dahi iç ses?"

"kapıcının ruhsatsız silahını görünce unutmadım ve bir ara götürüp geri bırakalım evi de toplarız hani hatırla biraz dağıttık." ben niye bir şey hatırlamıyordum ya?

"Tarık amcam o ne oldu?" polis arabasına doğru bağıran sese döndüm "Efsar merak etme amcacığım seni kurtaracağım." demek peşimden gelmişti. Araba hareket edince siren sesleri eşliğinde gidiyordum.

-----------------------------------------------

Efsar:

Yine o komiser girmişti sorguya "ama kabul etmem gerek ben sende bir ışık görmüştüm geçen sefer acaba ne zaman gelir diyiyordum beni şaşırtmadın!" gülümsedim "teşekkür ederim." elini masaya vurdu "sahte kimlik, adam yaralama... Bu böyle uzar da gider bakalım daha üstü kapatılmış ne kadar suçun var."

İşte kurcalamadan halledebilseydim iyi olurdu çünkü suçlarım ortaya çıkarsa müebbet hapis cezası kesilirdi bana! Kaydı başlatmıştı "neden Aynur Çakarhanı öldürmek istedin?"

"bir yanlış anlaşılma var onu küçük Efsar vurdu!" burnunun kemerini sıktı "küçük Emrah gibi bir de küçük Efsar mı çıktı başımıza? Deli taklidi yapman burada işe yaramaz."

UYANIŞ Nơi câu chuyện tồn tại. Hãy khám phá bây giờ