Hileli Kalp

10.4K 503 428
                                    

Günün aydın olsun sayın okur, uzun bir aradan sonra merhabalar! 2017 yılında yazmıştım ben Gülilzar'ı. Okurları tarafından sevilen bir hikayeydi. Bittiğinde hemen bir yan hikayeye devam edecek kadar da ben sevmiştim. Sonra türlü türlü teklifler geldi. Gel şöyle yapalım Gülilzar'ı diye ama maalesef hiçbiri olmadı. Öylece durdu kaldı. Üstelik buradan hikayeyi kaldırıp ilerlemesine de müsaade etmedim. Bu konuda pişmanlığımı dile getirmekten imtina etmeyeceğim... Fakat bilen bilir hayatımda birçok şey ters düz oldu. Tabii beni derin bir şekilde sarsan olay bu hikayeyi yayımlama zamanını da etkileyebileceğinden tekrar dile getirmem şart. Küçük oğlum otizmli. Bir yıldır eğitim aldırıyor, araştırıyor, kapı kapı geziyoruz. Zaman zaman krizleri arşa çıkıyor ve bu günlerde tek odak noktam haline geliyor. Yani kısaca belirttiğim günlerde bölüm gelmezse beni taşlamayın. Mutlaka bir iki güne bölüm gelecektir zaten. Hazır bir hikaye neticede...

Bölüm günlerini pazartesi ve cuma olarak belirledim. Dediğim gibi bir sorun çıkmazsa gününde gelecektir.

Beğenmeyi, yorum yapmayı unutma sayın okur, keyifli okumalar dilerim!

Medya; Hank Williams-Your Cheatin Heart

***

Gündüzün geceyi kovaladığı vakitlerde etrafta bir yerlere yetişmeye çalışan, öylesine dolananlarla çevrili garda bir genç kadın valizlerle boğuşuyordu. Heyecanı vücudundan taşmış, sarsak hareketlerde bulunmasına neden oluyordu. İçi içine sığmıyordu kadının. Yeni bir başlangıç yapacak, yine yeni umutlar yeşertecekti genç zihinlerde. Valizlerin ağırlığı, belini büküyor ancak şevkinin belini kıramıyordu. Bilmediği bir şehir ürpermesini gerektirirken o; yapacaklarından, başaracaklarından başka bir şey düşünemiyordu.

Bavulları yere koyarak nefeslendi bir an. Sonrasında aceleyle tekrar toplayıp yola koyuldu. Akşamın örtüsü, göğü kapatmadan önce köyü bulmuş olmalıydı. Belki de birilerine sormalıydı ancak bir an önce adeta cıvıldayan garın etrafında kimseciklerin olmayışı işini zorlaştırıyordu. Birini bulma ümidiyle gişelere yöneldi. Ancak kabin de bomboş bir halde karşıladı kendisini. Sağa sola bakınıp gözleriyle taradı her yeri.

Nihayet altmışlarının sonlarında, sadece başının yan taraflarında saç kalmış olan bir adamı gördüğünde çekingenlikle ona doğru yürümeye başladı. Adam, elindeki kirli bezi buruşturup duruyor, kömür vagonunu inceliyordu. İşine o kadar çok odaklanmıştı ki genç kadının, ona yaklaşmış olduğunu dahi görmedi. Dikkatini çeken şey bavulların, yere yumuşak bir şekilde inerken çıkardığı taşa sürtünme sesiydi. Adam ürkmüş bir halde başını sesin geldiği yere çevirdi. Genç kadın, boğazını temizleyerek adamın gözlerine bakmamaya çalıştı.

"İyi günler dilerim efendim..." Genç kadının anında soracakları aklından uçuverdi. Adamın yanık yüzü, onu ürkütmüştü. Hadsizlik yapmamalıydı. Ne yazık ki birçok kişinin bu tür izleri bulunmaktaydı. Kimisinin kolu, bacağı, eli, gözleri; kimisinin de zihinleri... En çok da zihinler heba olmuştu. Topla, tüfekle, ateşle ve kan kokusuyla... Kendine gelmek ümidiyle derin bir nefes aldı. Gerilen kumaş, göğüs kafesini sıkıyor, korsenin onu rahatsız etmesine sebep oluyordu. Bu korseden nefret etmeye başlamıştı lakin modern görünmeye de önem verdiğinden katlanıyordu bu zorluğa. Adam, nihayet dile geldiğinde kalın bir ses doluştu kulaklarına genç kadının.

"Buyur bacım. Bir maruzatın mı vardı?" Genç kadın sıkıntıyla iç geçirdi.

"Evet, efendim. Buraya öğretmen olarak atandım. Atanmış olduğum köye bu akşam varmış olmam gerekiyor." Adam, genç kadının öğretmen olduğunu duyduktan sonra el pençe divan durmuş kadının son söylediklerini dahi duymamıştı.

GÜLİLZAR Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin