Yarını Bilmeden

3K 300 253
                                    

Mutlu sabahlar dilerim sayın okur! Bir Cuma günüyle tekrar merhabalar. İddia ediyorum şimdiye kadar okuduğunuz en iyi bölüm olacak. Yazar kendi kendini ele veriyor, diğer bölümler de iyiydi elbette. Fakat bu bölümü ayrı bir seveceğinden eminim. Bu arada medyadaki şarkı favorilerimdendir. Dinlemeni tavsiye ederim. Derin manası var.

Keyifli okumalar dilerim sayın okur. Selametle!

20 Eylül 1950 Kore'ye gönderilecek askeri birliğimizin 500 kişilik ilk kafilesi İskenderun'dan gemiyle hareket etti.

25 Eylül 1950 Birleşmiş Milletler askerleri Kore'de Seul'u ele geçirdi

***

Merdivenleri çıktıkça ayağının altında gıcırdamasına bayılırdı Nazım. Ses çıkaran her şeyi severdi o. Bazen gıcırtılardan bir türkü dahi tuttururdu. Dört basamak aşağıya zıplar, iki basamak yukarıya çıkardı ki sesler bir uyum göstersin de Gülilzar'ı âlâ bir dinletiyle mutlu etsin.

Kediyi koydum torbaya

Başını soktu çorbaya

Döverim olmaz terbiye

Ali babanın koca kedisi...

Nazım'ın arada çatallaşan sesi ile daha çok alay geçilirdi fakat Nazım'ın tek derdi, kendisinin tebessüm etmesiydi. Bu çabasını takdir etmeliydi. Çok sık olmasa da eliyle ritim tutar kıkırtılar eşliğinde şenlenirdi ev. Gülilzar, bu anıyla tebessümü tekrar yerleştirdi yüzüne. Biraz sonra Karakol Komutanı ile görüşecekti ve şikâyetini dile getirecekti. Seyyar Jandarma Birliği karakolun önünde durduğunda Gülilzar için kapıyı açtılar. Gülilzar aracın kapısını açan erin kendisine uzattığı elden destek alarak düşmemeye çalıştı. Ayağı sağlam zemine bastığında onbaşına dönüp,

"Çok teşekkür ederim. Zahmet verdim," deyince onbaşı gülümsedi.

"Rica ederim muallime hanım. Vazifemiz biliyorsunuz. Biz, sizi bekliyoruz." Eliyle karakolu gösterdiğinde Gülilzar mahcubiyetle başını sallayıp hızla küçük lakin kendi okulundan büyük olan karakola adımını attı. Onu komutanın odasına aldılar, çay ikram ettiler. Gülilzar gösterilen yakınlıktan memnundu fakat artık içinde tutamıyordu. Komutanın yaşlı çehresine bakıp,

"Komutanım köyde illegal bir durum mevcudiyetini sürdürüyor." Eline almış olduğu bardağı iki eliyle kavradığında elini yakmasına aldırmadı. "Kadir Beyi bilirsiniz mutlaka..." Sözünü tamamlamadan komutanın onay vermesini bekledi. Komutan tanıdığını belirten bir el işaretiyle devam etmesini istedi. "Kadir Bey, köylüye geri vermesi karşılığında borç verip iki misli karşılık alırmış." Komutan düşünce ile kaşlarını kaldırdı.

"Bunda yasal olmayan bir şey görmüyorum." Gülilzar, gerginlikle bardağı ortaya konan sehpaya bırakıverdi.

"Buraya kadar bir sorun yok ancak Kadir Bey borçlarını ödeyemeyen köylünün tarlasını ve evini de alırmış." Birden içi rahatlayan Gülilzar, komutanın söyleyeceklerini bekledi. Komutan başını sallayıp,

"Gerekli mercilere bildireceğimden şüpheniz olmasın. Fakat Gülilzar Hanım, kimi kime şikâyet edeceğiz?" diye sorduğunda Gülilzar umutsuzluğa düştü. Kadir Bey sözü geçen bir şahsiyetti belli ki. Elbette o görevini yerine getirmiş, sessiz kalmamıştı. Komutan bey de ilgili makama iletecekti. Bundan sonra Kadir Bey'e mani olmazlarsa yaradan ile hesaplaşacaklardı.

GÜLİLZAR Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin