Kor

2.6K 285 205
                                    

Hikayeyi kırkıncı bölümde bitirmeyi düşünüyorum. Öyle çok dallandırıp budaklandırmam. Umarım bir aksilik çıkmaz.

O zamana değin keyifle oku sayın okur. Selametle!

30Aralık 1950 Türkiye, 25 Temmuz'da Kore'ye asker gönderme kararı almıştı. TürkBarışseverler Cemiyeti Kore'ye asker gönderilmesini protesto edince davaaçıldı. Cemiyet başkanı Behice Boran ve arkadaşları 15'er ay hapis cezasınaçarptırıldı.

***

Utançtan ölmek nasıl olurdu biraz sonra tadacak gibiydi Gülilzar. Daha önce böyle mahcup olduğunu hatırlamıyordu. Nasıl olmuştu, nasıl yapabilmişti? Bilmiyordu ancak tuhaftır pişmanlık duymuyordu. Oysa şu an kendisini paralamalıydı. Fatma Hanım'a yakalanmamış olsalardı utanmazdı belki de.

O anı tekrar kendisine uğradığında yanakları ısındı. Deliceydi ama Rıza ne yaparsa yapsın ayak uyduracaktı ona. Belki de Fatma Hanım'a uyup nikâhı kıymaları gerekirdi. Ya da artık Rıza ile yalnız kalmamalıydı. Fatma Hanım başlarında dikilirken ıslanan başörtüsünü henüz çıkarmadığından hırkasının sırt kısmı da başörtünün kaderine uğramıştı. Elleri sırtında çatılı kaşlarla onlara bakarken Gülilzar başını eğip öylece beklemeyi tercih etmişti. İyi bir nutuk çekeceği kesindi. Rıza yerinden kıpırdanırken divan hafif hareketlerini hissettirdi.

"Hala vallahi bildiğin gibi değil." Fatma Hanım nihayet konuşan adama bakıp gürledi.

"Sus! Bir de bildiğin gibi değil diyor. Sanki muayene ettin kızı!" Yer yarılsaydı da Gülilzar bile isteye içine girseydi. Rıza bu çıkışa ses çıkarmadığından Fatma Hanım sürdürdü konuşmasını. "İçerde imam efendi var. Nikâhınızı kıyar. Daha fazla laf söz istemiyorum!" Sözleri karşısında Gülilzar'ın gözleri açıldı.

"Olmaz!" Neden böyle söylediğini bilmiyordu. Aslında deli gibi de istiyordu ama çıkıvermişti ağzından bir kere. Rıza'nın bakışlarını üzerinde hissederken az önceki çıkışına ters bir şekilde sindi.

"Neden olmazmış? Sen bu çocuğu istemiyor musun?" Elbette istiyordu! Evlenmek, çocuk sahibi olmak, yaşlanmak... Bunu daha önce düşünmüş değildi fakat içten içe istediğini biliyordu. Değil dile, düşünceye dahi aksetmemişti. Yine de bir parçası çılgınlar gibi arzuluyordu. Ancak böyle de zorlama gibiydi. Rıza zaten bu söz işine mecbur bırakılmıştı. Hoş pek gönüllü olan kendisiydi fakat Gülilzar nedense zorlandığı hissine kapılmıştı işte. Bunlar ciddi adımlardı ve Rıza bunu istediğine dair herhangi bir açıklamada bulunmamıştı. Sessizliği Fatma Hanımın bir karara varmasını sağladı. "Sesin çıkmadığına göre istiyorsun." Ardından Rıza'ya dönüp, "Sen istemiyor musun bu kızı?" diye sorduğunda hızlıca söylendi. "Ben de neyi soruyorsam az daha gelmesem torunu kucağıma verecekler!"

GÜLİLZAR Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin