B İ R İ N C İ B Ö L Ü M

170K 3.7K 3.6K
                                    

SAPLANTI - 1. BÖLÜM

Medya: Miray
Bölüm Şarkısı : Tove Lo - Thousand Miles

🍃Okumaya başladığınız tarihi buraya yazar mısınız? 🍃

Vucudumu esir alan soğuklukla üzerimdeki pikeyi daha çok üzerime çektim. Kıpırdanmamla acayip bir sancı vucudumu esir aldı. Başım çok fena ağrıyordu. Yattığım yerden doğruldum. Üzerimdeki yorganı üstümden atıp ayaklarımı yataktan aşağıya sallandırdım. Gözlerimi odada dolandırdığım an aklıma dank eden şeyle gözlerim kocaman açıldı.

Burası benim odam değildi!

Dün gece olanlar aklıma geldiği an. Acayip bir korku vücudumu ele geçirdi.

×Geçmiş×

Okuduğum üniversite'den çıkmış, evime doğru ilerliyorum. Bugün hayatımda ilk defa bir erkekle yemek yiyecektim. Bu yüzden ne yapacağımı nasıl davranmam gerektiğini bilmiyordum. Atakan ile aynı üniversitedeyiz. Aslında 2 yıldır benimle görüşmek,zaman geçirmek istediğini söylüyordu. Ama ben istemediğimi dile getirip onu her zaman reddediyordum.

Ama sanırım bu sene bende ondan hoşlanıyor gibiydim. Yemek teklifini de sununca artık daha fazla reddemiyeceğimi anladım. Sonuç olarak bu akşam yemeğe çıkacaktık.

Evime yaklaştığım an arkamdan yine sesler duymaya başladım. Arkamı döndüğümde kimse yoktu. 3 aydır siyah kapşonlu biri tarafından takip ediliyorum. Adresimi, okulumu, adımı hatta apartmandaki oturduğum katı da biliyordu. Belki daha fazla şeyde biliyor olabilir. Arada bir evimin kapısına not bırakıyordu
" seni o çocuğun yanında bir daha görürsem çocuk ölür, bir daha bu kadar açık giyinirsen eve geldiğinde dolabında kıyafet bulamazsın" gibi birçok şey yazan notlar.

Bir keresinde de doğum günümde evime girmiş bir dilim pasta ve içerisinde su damlası şeklinde bir kolye bulunan hediye paketi bırakmıştı. Kutunun içerisinde yine bir not bırakmıştı.
"sen bu su damlasından daha saf ve temizsin. Gelecek doğum gününü benimle geçireceksin. İyi ki doğdun güzelim." Aslına bakılırsa beni takip edip korkutmak yerine en başta karşıma çıksa. O zaman ondan etkilenirdim belki.

Doğum günümden sonraki sabah boynumda onun aldığı kolye ile uyandım. Oysaki ben bu kolyeyi takmamıştım bile. Kolyeyi tam çıkaracakken çalışma masamın üstünde gördüğüm tepsiyle çıkarmamış masamın yanına gitmiştim. Tepside kahvaltılık şeyler ve bir adet not vardı. "Günaydın güzelim. Kahvaltını yapmadan okula gitme. Ve o kolyeyi boynundan çıkardığın an her gece yine gelir takarım. Ama artık takmaktan sıkılırsam o gece senin evinde seninle tek başıma olduğumu unutma. Neler yapabilirim neler. Ve Bu bir tehdit değil güzelim sadece ufak bir uyarı. Afiyet olsun."

Diyorum ya işte normal bir şekilde karşıma çıkıp böyle jestler yapsaydı daha mutlu olacaktım, belki de geçen bu 3 ayda ondan hoşlana bilirdim. Ama o zor olanı seçmişti. Onu sevmememi, ondan korkmamı sağlamıştı.

İki ay öncede benimle görüşmek isteyen bir çocuk vardı. Ertesi gün çocuğun yüzü gözü yara içinde bir şekilde okula gelmiş benden özür dilemiş ve birdaha da benimle muhatap olmamıştı. O'nun işi olduğunu biliyordum.

Sıkıntıyla derin bir nefes aldım. Apartmana girip asansörle 5. Kata çıktım. Evimin kapısına gelinde kapıma yapıştırılmış notu gördüm.

Maalesef yine!

Notu kapıdan alıp anahtarı mı çıkarıp eve girdim. Üzerimdeki kapşonu çıkarıp askıya astım. O sıra askımın yanındaki siyah kapşon dikkatimi çekti. Elime aldığımda bunun bir erkek kapşonu olduğunu anladığım an kaşlarım çatılı. Bu onun kapşonuydu.

SaplantıWhere stories live. Discover now