O N D Ö R D Ü N C Ü B Ö L Ü M

41K 1.5K 417
                                    

                            SAPLANTI - 14. BÖLÜM

  Bölüm Şarkısı : Cihan Murtazaoğlu - Bu bir yağmur mu

Öptü.

Ateş Karan beni öptü.

Aslında öptü sayılmazdı. Sadece dudaklarını değdirmişti dudaklarıma. Kalbim öyle hızlı atıyordu ki kalp krizi geçirmem an meselesiydi.
Aklımsa ne yaptığımı sorguluyordu. Ben şimdi ilk öpücüğümü beni kaçıran bir adama mı vermiştim?

İşte o an yaptığım hatayı anladım. Adam beni hem kaçırmış hemde benden ilk öpücüğümü almıştı.

Ellerimi onun kolundan çektim. Kendimi ondan geri çekip bir kaç adım geri gittim. Ateş bana anlamaya çalışan bakışlar atıyordu. İçimde ki pişmanlıkla onun yüzüne bakacak halim yoktu.
Ondan ayrılıp hızlı adımlarla yanından geçtim. Eve doğru hızlı hızlı gidiyordum. Arkamdan Ateş adımı sesleniyordu ama şuan tek istediğim kendimi odama kapatmaktı.

Evin önüne geldikten sonra anahtarım olmadığı aklıma gelince olduğum yerde durdum. Ateş yanımda durunca bakışlarımı ona çevirdim.

"Miray bak din.. -"  konuşmasını istemiyordum. O yüzden sözünü kestim.

"Kapıyı aç. Konuşmak istemiyorum."  Ateş'in baygın bakışları üzerimdeyken ben ayaklarıma bakıyordum. Ona bakmak istemiyordum.
En sonunda ateş hiç birşey demeden kapıyı açtı. İçeriye bir hışım girip hemen ayakkabılarımı çıkardım. Hızlı adımlarla odama doğru ilerledim. Arkamdan Ateş'in geldiğini adım seslerinden anlıyordum.

Odama girip kapıyı ateş'in suratına kapattım. O da yalnız kalmak istediğimi anlayınca içeri girmedi.
Yatağın üzerine oturdum.

Onun beni hem öpmesine izin vermiş hemde öptükten sonra ona bakmak, görmek istememiştim.
Ne kadar aptalca davranmıştım ben böyle.  Olayın ambiansına kapılmış onu ittirmemiştim bile.

Ne kadar aptaldım böyle ben. Şimdi bana gelse sen beni itmedin ne bu davranışların derse ne yapacaktım. Ne cevap verecektim.
Aklım almıyordu. Ben burada kala kala sonunda sanırım aklımı yitirmiştim. Bunun başka bir açıklaması olamazdı.

Kendimi daha fazla düşündürmek istemiyordum bu konu hakkında. En iyisi sıcak bir duş almaktı.

Sıcak bir duşun ardından biraz daha iyi gibiydim. Saçlarımı kurutmuş üzerime kalın bir kazak ve beni sıcak tutacağını düşündüğüm bir  pijama giydim.

En iyisi biraz çatıya çıkıp düşünmek istiyordum. Benim böyle acayip davranmamın başka bir nedeni olamazdı. Ben tam odanın kapısını açmıştım ki karşımda bir anda Ateş'i gördüm. Elinde bir fincan vardı.
Beni birden görünce bir iki adım geri gitti. Elindeki fincanı bana uzattı.

"Sıcak çikolata. Sen çok seversin."  elindeki fıncanı yavaş hareketlerle aldım.

"Teşekkürler. Ben biraz çatıya çıkıcam" diyip ona nereye gittiğim hakkında bilgi verdim. Yanından geçip kapıya yürüdüm. Elimdeki fıncanı düşmeyeceği bir yere koyup montumu ve şakamı giydim.

"Gelmemi istemisin?" diye sorunca hiç birşey demedim. Sadece kapıyı açıp çıktım evden.
Arkayı dolaşıp merdivenlerden çıktım. Teleskopun yanındaki sandalyeye oturup sıcak çikolatamdan bir yudum aldım.

Sıcak çikolatayı bir yere bırakıp gökyüzünü izlemeye başladım. Daha sonra teleskopla baktım gökyüzüne.

Ne kadar güzeldi. Eşsiz ve sınırsız bir manzara. Yıldızların düzeni bile çok güzeldi.
Ben böyle dalmış izlerken arkamda tıkırtılar geldi. Korkarak arkamı döndüğümde onu gördüm. Duvara yaslanmış bana bakıyordu. Ne ara gelmişti ki.

SaplantıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin