Y İ R M İ Ü Ç Ü N C Ü B Ö L Ü M

35.2K 1.3K 255
                                    

         SAPLANTI - 23. BÖLÜM

1 Hafta Sonra

   Okuduğum kitabın bitmesiyle sakince kitabı kapatıp bacaklarımın üzerine koydum. Diğer elimdeki sıcak çikolata bardağımdam bir yudum daha alıp dışarıyı izlemeye başladım. Yağmur bardaktan boşalırcasına yağıyordu. Su damlaları pencereye çarpıyor hoş bir tını oluşturuyordu. Normalde bu ses bana her zaman huzur verirdi. Ama şimdi kalbimde hissettiğim acı, huzur denen şeyi ortadan kaldırıyordu.

Bir haftadır Ateş yoktu. Sadece bir kaç kere gelmiş ondada üzerini değiştirip tek bir kelime etmeden gitmişti.
Şuan Ateş'in evindeydim. Bir hafta önceki kavgamızın nedeni olan evde. Yine dediğini yapmıştı. Beni bu eve getirmişti. Ama benim yokluğuma dayanamayan, beni görmezse yaşayamam diyen Ateş eve bile doğru düzgün gelmiyordu. Bu durum beni daha da incitiyordu.

Gözlerimin önünde bir hafta önceki kavgamız tekrar canlandı. Gözlerimden yaşlar Süzülmeye başlayınca oturduğum koltuktan kalktım. Gözlerimin yaşını silip  Elimdeki kitabı, kitaplığa bıraktım. Daha Sonra ise oyalanmadan odadan çıktım.

Ardından mutfağa girip bardağı tezgaha bırakıp kendi odama doğru ilerledim. Odaya girdikten sonra yatağımın yorganını kaldırmıştım ki aklıma gelen fikirle öylece durdum.
Ateş madem benim yanıma gelmiyordu. Peki ben neden gitmiyordum.
Hemen dolabın karşısına geçip bir kazak ve pantolon çıkardım. Üzerimdeki pijamalardan kurtulup çıkardığım eşyaları giydim.

Tekrar odadan çıkıp dış kapıya doğru ilerledim. Kapının yanında ki dolaptan siyah montumu ve uzun çizmelerimi alıp giydim. Hazır olduktan sonra evin kapısını açıp evden çıktım.
Çıkmamla daha önce görmediğim iki adam bana doğru döndü. Bahçe kapısının oradaydılar. İkisi birbirine bakıp bir şeyler dedikten sonra teki yanıma doğru ilerledi.

"Bir şey mi istemiştiniz?"

"Ben Ateş'in yanına gidecektim. Araba varsa anahtarını ala bilirmiyim. Araba yoksa da taksi çağırırım." diyince adam kararsız bir şekilde bana baktı. Daha sonra cebinden telefonunu çıkarıp bir arama yaptı ama telefonu açan olmayınca tekrar bana döndü.

"Ateş beyin haberi yok. Sorun ola bilir."

"İkinizden biri benimle gelebilir. Zaten bara gideceğim. Sorun olmaz" diyince adam biraz ikna olmuş gibiydi

"Peki. Ben gidip arabayı getireyim." diyince zaferle gülümsedim. Madem sen gelmiyorsun ben gelirim Ateş bey.

~

Kısa sürede bara gelmiştik. Arabadan inip barın girişine doğru ilerledim. İçeriye girecektim ki kapıdaki güvenliğin biri beni durdurdu.

"İsminiz Miray'dı değilmi efendim. " diyince şaşkına ona baktım. Beni nereden tanımıştı. Sakince kafamı evet anlamında salladım.

"Ateş beye bakmaya geldiyseniz kendisi burada yok. Ama isterseniz barda ki özel odasına kadar size eşlik edeyim." dedi. Hafif gülğmseyip tamam dedikten Sonra adam bardan içeriye girmem için eliyle işaret etti. İçeriye girdikten sonra adamın göstermeleriyle barın arka Tarafında bir odaya geldim.

"Burası efendim.  Siz içeride bekleyin ateş bey gelirse burada olduğunu kendisine bildiririm." diyip yanımdan uzaklaştı. Bende odaya girdim. Ateş bu kapıyı niye kitlemiyor her önüne gelen içeriye girip eşyalarını karıştırır diye düşünüyordum ki içeriye girince neden kitlemediğini anladım.

Oda iki bölümden oluşuyordu. Birincisi yani benim olduğum yer sadece iki küçük kanepe ve bir masadan oluşuyordu. Diğer bölüm ise sırf beton kapalıydı sadece demir bir kapı vardı. Demek ki Ateş'in asıl önemli eşyaları bu odada saklıydı. Demir kapının yanına gittiğimde şifresinin parmak izi olduğunu gördüm. Demek ki baya önemli eşyaları vardı bu bölümde.
Daha fazla ayakta durmayıp koltukların birine oturdum. O sıra gözüm masanın çekmecelerine takıldı. Tek çekmeceyi Açtığımda bir sürü kağıt vardı. Diğerini Açtığımdaysa bir kaç gazete. Gazeteleri elime alıp incelediğimde eski oldukları belliydi  Üzerindeki tarihlere baktığımda yanılmadığımı anladım.

SaplantıWhere stories live. Discover now