Y İ R M İ Y E D İ N C İ B Ö L Ü M

29.8K 1.1K 305
                                    

        SAPLANTI - 27. BÖLÜM

   Donuklaşan bakışlarımla sadece karşımda olan Ateş'e bakıyordum. Benim ona bakışımı hissedermiş gibi bana döndüğünde ben ona hale donmuş, düz bir suratla bakıyordum. Ateş'te benim bu bakışlarım karşısında ilk önce gülen yüzü soldu. Sonra gözlerini kısarak bana bakmaya başladı.
Ama sanki bana bişe olmuş gibiydi. Ne hissettiğimi bilmez haldeydim. Tek hissettiğim maratondaymış gibi atan kalbimdi.

"Ne oldu güzelim."  dediğinde söyledikleri sanki kulağımda çınlandı. Cevap veremediğimde yanıma iyice yaklaştı

"İyi misin? Bir şey mi oldu." diyince onu daha fazla endişelendirmek istemediğim için cevap vermeye çalıştım.

"B-biraz yoruldum sanırım."

"Eve geçelim o zaman" dediğinde kafamı evet anlamında salladım. Daha sonra ise çocuklarla zar zor vedalaşıp arabaya binmiştik.

Bana ne olduğunu bilmiyordum ama kendim gibi hisetmiyordum. Daha önce olmayan bir şey olmuştu şuan.

Gözlerimi kapatıp sakinleşmeye çalıştım. Niye böyleydim? Neden garip davranıyordum? Aklım bu sorularla Cebelleşirken, kalbim son sürat atmaya devam ediyordu.

Ben kendime sorular sorarken araba birden durunca gözlerimi yavaşça açtığımda eve geldiğimizi gördüm. Kapıyı yavaşça açıp arabadan indikten sonra Ateş'in evin kapısını açmasını bekledikten sonra yavaş adımlarla içeriye girip odama doğru ilerledim.

"ilaç almak ya da bitki çayı yapmamı istermisin?" diye soran Ateş'e sadece başımı hayır anlamında sallamakla yetindim. Odama girip üstümü bile değiştirmeden direk yatağa girdim. Tek istediğim uyuyup şuan ki garip halimden kurtulmaktı.

İki Gün Sonra

  Elimde ki kumandanın kapatma tuşuna basıp hızla yanımda ki koltuğa attım. Televizyonda hiçbir şeyin olmayışı bile beni neden bu kadar deli ediyordu. Şu iki gündür herkese sinir oluyordum. En çokta kendime.
Neden bu kadar garip olduğumu hala anlamış değildim. Bir tek Ateş'e kızamıyor, onu gördüğümde kalbim maratondaymış gibi hızlı atıyordu. Ateş ne derse hepsine de tamam diyordum. O yanımdayken uysallaşıyordum.

"Miray!" diye seslenen Ateş'le korkudan yerimde sıçradım.  Kafamı çevirip ona döndüğümde gözlerini kısarak bana bakıyordu.

"Deminden beri sana sesleniyorum. Nereye daldın gittin." dediğinde hiç birşey söylemedim. Yanıma gelip oturduktan sonra elindeki portakal suyu dolu olan bardağı bana doğru uzattı. Diğer elinde ki tepsiyi de masanın üzerine koydu.

"İki gündür doğru düzgün birşey yemiyorsun bunlar bitecek." Diyince tepsiye kısa bir bakış attım. Sandviç ve bir kaç kahvaltılık yiyecek vardı. Kafamı olumsuz anlamında salladığımda bana öyle bir bakış attı ki yemezsen seni bahçede ki köpeğe götürürüm  der gibiydi.

El mahkum elindeki meyve suyuyu alıp masaya koyarak yavaşça yemeye başladım.

~

Yemeği yedikten sonra boş tabak ve bardağımı tepsiye koyup mutfağa doğru götürdüm. Tezgahın üstüne koyduktan sonra bir kaç kirli tabak ve bardağı da görünce bulaşık makinesini açıp kirli tabakları ve bardakları sudan geçirip makinaya dizdikten sonra tezgahın üzerindeki bezi alıp yıkamaya başladım.

O sıra belime sarılan kollarla olduğum yerde öylece kala kaldım.

"Ne kadar hamarat bir sevgilim var."  diyip Ateş yanağımı öptüğünde neredeyse düşüp bayılacaktım. Aşırı heyecandan kalp krizi geçirmezsem iyiydi.

SaplantıOn viuen les histories. Descobreix ara