D O K U Z U N C U B Ö L Ü M

52.8K 1.5K 280
                                    

                                    SAPLANTI - 9. BÖLÜM

Bölüm Şarkısı : Deeperise - Geçmiş Değişmez ft Jabbar

Korku bütün damarlarımda dolaşıyordu.

Ateş beni kaçırdığın da bile bu kadar korkmamıştım. Şimdiyse kalbim korkuyu en derin noktalarına kadar hissediyordu.

Şuan dört tarafım duvarlarla kapalı bir yerdeyim. Odada görülen tek şey bir siyah kapı ve önü bezler ve laylonlarla kapalı bir cam vardı.

Ben mi?

Bense şuan ellerim ve ayaklarım bağlı bir şekilde yerde oturuyordum.

Uyandığımda yerde yatıyordum. Her tarafım tutulmuş bir şekilde yerimden zorla kalkmıştım.

Dakikalarca Boğazım yırtılana kadar bağırıp çağırmıştım. Yalnız beni duyan kimseye rastlamamıştım.

Yelkovan akrebi kovalamış, dakikalar geçmişti. Ne gelen vardı, ne giden.  Son kez şansımı deneyip bağırmaya başladım.

"Kimse yok mu? Çıkarın beni buradan. Hey sesimi duyan varmı."  Aradan geçen bir kaç dakikanın ardından demir kapı gürültüyle açıldı.

Gözlerimi kapıya diktiğimde siyah giyimli bir adam elinde bir tepsiyle geldi. Bu beni kaçıran adamın arkasındaki adamdı.

Önüme tepsiyi koyup gidiyordu ki bağırdım.

"Ellerimi çözmeden nasıl yeme mi bekliyorsun acaba? Zihin yoluylamı?"
 
Adam arkasını dönüp bana anlamaz bakışlar attı. Gözlerimle ellerimi işaret edince. Tekrar yanıma gelip ellerimi çözdü. Acıyan ellerimi ovuşturduktan sonra önümdeki tepsiye baktım. Bir kase çorba bir iki dilim ekmek ve bir bardak su. 

Tepsiyi itip arkamdaki yere yaslandım. Adam tekrar önüme tepsiyi itince ona ters ters baktım.

"Yemeği yemezsen abi seni buradan çıkarmayacağını söyledi." 
Bir adama bir de önümdeki tepsiye baktım.

"Yemek yememle ne alakası var" Adam ellerini bilmem edasıyla kaldırdı daha sonra da geldiği kapıdan geri gitti.  Önümdeki tepsiden elime kaşığı aldım çorbayı biraz karıştırdım. Güzel gözüküyordu aslında. Çorbayı  kaşıklayım yemeye başladım.

Tepside ki yemekler bitince, tepsiyi bir kenara itip yerden kalkmaya çalıştım.

Zar zor başarıp kalktıktan sonra bağlı ayaklarımla zıplaya zıplaya cama doğru ilerledim. Önündeki bez ve laylonları açmaya çalıştım.

Küçük bir yer açabildiğimde yine demir korumalıklar la karşılaştım. Etrafa bakındığımda bir yol kenarı gördüm arabalara çok sık olmasa da geçiyordu.  Sonra bir tabela gözüme çarptı.

Tabelada yazanı göremiyorum ama Kesin bir şehrin girişinde ya da çıkışındaydık. Pencerenin önünden çekilip oda da kendimi koruyacak bir şeyler aradım. En köşe de bir cam parçası bulunca hemen eğilip aldım. Tekrar oturduğum yere geçtim.

Benim oturmamla kapı yine açıldı. Ellerimi arkaya doğru çevirdim. Bağlı olduğumu düşünsün diye. İçeriye beni kaçıran adam girince bakışlarım nefret doldu. Sert bakışlarımla gözlerine baktım.

Karşıma gelip oturdu.

"Minik faremiz nasılmış." dedi

"Sana ne" diye çemkirdim.  Adam bana ters ters bakıp cebinden telefonunu çıkardı.

SaplantıWhere stories live. Discover now