O T U Z A L T I N C I B Ö L Ü M/ Part 2

16.6K 701 83
                                    

                 SAPLANTI-  36. BÖLÜM/ Part 2

  Gözlerimi umutla açtığım yeni bir günle yavaşça yatağımda oturur pozisyona geçtim. Pencereden usul usul süzülen güneş ışığı yüzümü yalayıp yutarken umutla gülümsedim.

Ateş'le olan dünkü konuşmaların ardından  bir kaç birşey atıştırmış daha sonra da Ateş'in isteğiyle odalarımıza çekilmiştik. Uzun zamandır gelmediğim odam bana eski zamanları hatırlatırken gözlerimi odada dolandırdım. Değişen birşey yoktu.

Yavaşça yataktan kalktığımda gözüm masada ki telefonuma kaydı. Yanıp sönen ışığı gördüğümde yavaşça elime alıp açtım. Dolunay'dan bir arama ve mesaj vardı. Mert ve Beyza'da birer kez aramışlardı.

Hepsini tek tek arayamayacağıma göre Dolunay'a Ateş'in yanında olduğuma dair ufak bir mesaj attım. Ardından gözüm saate kaydığında henüz daha sekiz olduğunu gördüğümde telefonu kapatıp banyonun yolunu tuttum.

Uzun sayılacak bir duş aldıktan sonra banyodan çıkıp dolapta önceden beri bekleyen kıyafetlerden beyaz salaş bir bluz ve diz üstünde bir etek çıkararak giyindim. Saçlarımı da kurutup at kuyruğu yaptıktan sonra odadan çıktım. İlk işim olarak Ateş'in odasına ilerledim.
Kapıyı bir kere çaldıktan sonra içeriye girdim. Odaya baktığımda Ateş'in banyoda olduğunu anladım.

"Ateş, işini bitirdikten sonra mutfağa gel de kahvaltı hazırlayalım." dediğimde ateş kapıyı açarak banyodan çıktı. Islak duran saçlarından onun da duş aldığını anlamış oldum.

"Günaydın." dediğinde ona doğru yaklaştım. Bana garip bakışlar atarken kollarımı boynuna sarıp yanağına küçük bir öpücük bıraktım.

"Günaydın.." dedikten sonra kocaman gülümsedim. Bir süre gözlerimin içine baktığında yüzümden düşmeyen gülümsememle ondan yavaşça ayrıldım.

"Hadi gel. Kahvaltı bizi  ekliyor." diyerek odadan çıkarken o da benim peşimden ilerledi. Birlikte mutfağa girdikten sonra dün yolda aldığımız yiyecek ve içecekleri dolaptan çıkardım. Ateş, sebzeleri alıp yıkamaya başladığında bende çay suyu koydum.

"Bugün Türk işi gidelim. Ne dersin?" dediğinde omzumun üzerinden ona baktım.

"O zaman..." diyip biraz düşündükten sonra "Menemen" diye şakıdım.

"Harika fikir. O zaman ben yapayım. Benim elimden menemen yememişsindir diye düşünüyorum." dediğinde başımı evet anlamında salladım.

"Evet yemedim." dedim.

"Öyleyse ben menemen yaparken sende kahvaltılık şeyler hazırla." dediğikten sonra eline birkaç domates ve biber alıp menemen yapmaya başladı.

Bende kaynayan suyla çayı demledikten sonra aldığımız iki tane hazır reçeli tabaklara koydum. Ardından zeytin de çıkarıp onu da tabağa koydum. Daha sonra salatalıkları da dilimledikten sonra ekmekleri dilimleyip ekmek sepetine koydum. Ardından bardakları ve çatalları da masaya koyduğum an ateş ocaktan menemi indirip masaya koydu.

"Immm çok güzel kokuyor." dediğimde bana gülümsedikten sonra çayı alıp bardaklara doldurdu. Ardından oturup leziz kahvaltımızı yapmaya başladık.

"Anlat bakalım bu kaçırma olayı da ne?" dediğinde ağzımda ki lokmamı yutup ona olan herşeyi anlatmaya başladım.

~

"İşte böyle. Hastanede de dediğim gibi eğlenceden dönerken kaza yaptık. Sonrası zaten iğrenç hale geldi." dediğimde Ateş başını öne eğerek bir süre sessiz kaldı.

SaplantıWhere stories live. Discover now