D Ö R D Ü N C Ü B Ö L Ü M

78.5K 2.3K 600
                                    

SAPLANTI - 4. BÖLÜM

Bölüm Şarkısı: Cem Adrian - Seni Seviyorum

Tanıdık bir sesin adımı seslenmesiyle gözlerimi yavaşça açtım. Karşımda Ateş'i gördüğümde sakin bir şekilde yerimden doğruldum. Elindeki tepsiyle birlikte yanıma oturdu. Yaptığı çorbaya istemsizce baktım.

"Hiç öyle suratını ekşitip bakma. Bu çorba bitecek." Dudaklarımı büzüp ona baktım. Önce büzdüğüm dudaklara sonra da suratıma baktı. Elindeki kaşığı zorla kaldırıp bana yaklaştırdı.

"Ben yiye bilirim. O kadar kötü değilim şuan"

" Olsun ben yedirmek istiyorum. Aç ağzını" Dedi

İstemsizce ağzımı açmak zorunda kaldım. Ağzıma dolan sıvıya umduğum şey olmadı. Çorba çok güzel olmuştu. Oysa ben kötü bir şey bekliyorum. Ateş çorbayı kaşıklayıp bana yedirmeye devam etti.

*

Çorba bittikten sonra ağrı kesicide içtim ve şuan iyi hissediyordum. Ateş elini alnıma koyup.

"İyi ateşin biraz düşmüş. Nasıl hissediyorsun.?"

"Şimdi daha iyiyim. Çorba iyi geldi. Teşekkürler." Dedim

"Afiyet olsun güzelim." yine duyduğum kelimeyle başımı önüme eğdim. Onu takmaz hareketlerle arkamdaki yastığı düzeltir gibi yaptım. Eminim benim bu hararetlerime gülüyordur. Başımı önüme eğip hiç birşey demedim. Ben birşey demeyince o da elindeki tepsiyle odadan dışarıya çıktı

*

Yarım saat kadar odamda oyalandıktan sonra canım sıkıldığı için yatağımdan kalktım. Saat şuan 21:38 di. Bu yüzden gardıroptan pijamaları alıp üzerime geçirdim. Ardından ayaklarımı yere sür süre salona doğru ilerledim. Canım sıkılmıştı ve film izlesem bence bir sorun olmazdı. Hem Ateş'te ortalıklarda görünmüyordu. Bunu fırsat bilerek ilk önce çıkış kapısının oraya gidip kulpu indirdim. Alışık olduğum bir şekilde yine açılmamıştı.

Kapının kilitli olmasına hiç şaşırmadan adımlarımı mutfağa çevirdim. Dolapları karıştırıp sonunda mısırı bulunca bir sevinç dansı yapmadığım kalmıştı. Hemen bir tencereye sıvı yağ koydum. Onu da ocağın üzerine koyduktan sonra içerisine mısırları boşalttım.

Geçen beş dakikanın ardından mısırlarım olmuştu. Onları büyük bir tabağa boşaltıp salona geçtim. Mısırları masaya bırakıp televizyonun alt bölümündeki filmleri inceledim. Elime Aynı Yıldızın Altına filmi gelince o nu alıp televizyona taktım. Yerime geçip mısırlarımı kucağıma aldım. Filmi başlamıştım ki arkamdan kapı kapanma sesi geldi. Kafamı kaldırıp baktığımda Ateş'in yanıma doğru geldiğini gördüm.

Onu hiç umursamadan filmi mi izlemeye devam ettim. Yanıma gelip oturunca ona ters ters bakıp koltuğun en ucuna kaydım. O da iyice kayıp beni sıkıştırınca artık kaçacak bir yerim yoktu.

"Ne iyice dibime girdin ya. Çekil biraz sıkıştım buraya." Biraz kayınca yerimde kıpırdandım. Allah'tan ki kaydı yani halla bacaklarımız birbirine değiyordu. Bacak bacak üstüne atınca biraz daha rahat etmiştim.

Film çok güzel ilerliyordu. Daha önce bir kere izlemiştim ve hayran kalmıştım. Ama uzun zaman önce izlediğim için gelen sahneleri heyecanla izliyordum. Elimi mısır kaseme indirince elime değen el le kafamı kaseye indirdim. Ateş'te benim elimi hissetmiş olacak ki kafasını filmden bana çevirdi. Elinin üzerindeki elime bakışları gidince hemen elimi kaseden kaldırdım. Kaseyi kendime çekip

"Sen niye benim mısırlarımı yiyorsun. Sen sabah bana yemek verdin mi hayır. O zaman bende sana benim patlattığım mısırları vermiyorum." gözlerime alaycı bir bakış attı

"Kızım sende çocuk cıktın ha. Ne var mısırdan yediysem hem o mısırları ben almadım mı?"

"Bana ne aldıysan aldın. Mısırlarımdan uzak dur." Yüzüne alaycı bir gülümseme ekleyip

"Çocuk" dedi

"Çocuksam çocuğum sana ne. Hem madem çocuğum o zamn bırak beni"

"işte onu çok beklersin" sinirle ayaklarımı yere vurdum gıcık diye söylendim. Yapacak birşey bulamayıp tekrar filme döndüm.

*

Şuanda göz yaşlarım sel olmuş akıyordu. Filmin sonu çok duygusaldı ve ben salya sümük ağlıyordum. Ateş'te ise hiçbir tepki yoktu. Sadece film bittiğinde üzücü demişti. Bense her zamanki duygusallığımı konuşturup ağlıyordum. Ateş garipser bir şekilde bana bakıyordu.

Göz yaşlarımı silerken birden belimde bir el histtim. Ateş sanırım ağlamama dayanamamış bana sarılmıştı.

"Ağlama. Nede olsa bir film. Gerçek değil." Filmin verdiği duygusallık la onu o an itmedim. Ama bir anda da kendimi ateşin kucağında bulmayı beklemiyordum. Benimle birlikte kalkıp odama doğru ilerlemeye başladı.

"Napıyonsun ya bırak beni." kıpırdanıp beni bırakmasını söylüyordum ama o yürümeye devam ediyordu. Omuzuna vurup indir beni desem de dinlemedi.

"Kıpırdanma Miray. Düşmeyi istemezsin değil mi." Kıpırdanma kesip ona Altan Altan ters ters baktım. Odama girip beni yatağımın üzerine bıraktı. Sırtımı yatağa yaslayıp onun odadan çıkmasını bekledim. Ama o aksine çıkmayıp yatağıma girdi.

"Napıyorsun ya. Çıksana yatağımdan."

"Sadece beş dakika Miray. Beş dakika sonra gidicem.

" Bana ne. Ben beş dakika felan kalmanı istemiyorum. " Tabi beni dinleyen kim. Yataktan çıkmadı. Beni kolunun altına alıp göğsüne yatırdı. Debelenmeye başladım.

" Oha ateş oha. Bırak beni. " Diye çemkirdim. Aynı zaman da debeleniyordum da.

"Rahat dur Miray. Eğer rahat durmazsan sabaha kadar seninle uyurum. Hatta her gün seninle uyurum."

"Sen işini tehditten başka bir yolla çözemiyormusun ya" Dudaklarını bilemem anlamında Büzdü. Böyle yapması onu çok tatlı göstermişti. Bakışlarımı ondan çektim. Kafamı göğsüne koyup beş dakikanın geçmesini beklemeye başladım. Ciğerlerime dolan Ateş Karan kokusuyla aklım dağıldı. Bu koku çok hoşuma gidiyordu. Nedense ciğerlerime onun kokusu gidince aklım karışıyordu. Ateş de kafasını saçlarıma gömüp derin derin koklamaya başladı. Bir kaç dakikanın ardından kafamı kaldırıp ateş'e baktım. Dışarıdaki ay yüzüne vurmuştu. Parıldayan siyahlarıyla mavilerime derin derin baktı. Aklımdaki soruyu sordum bir an.

"Ateş beni neden kaçırdın? " Sorum la birlikte bakışlarını gözlerimden ayırdı. Ben hariç gözlerini her yerde gezdirdi. Kafasını arkaya atıp tavana doğru bakmaya başladı. Cevap vermeyeceğini düşünüp kafamı tekrar göğsüne koydum. O da kafasını tekrar saçlarıma gömdü. Ben cevap vermez diye beklerken konuşmaya başladı

"Çünkü.." dediği an kafamı kaldırıp gözlerine baktım.

"Çünkü sensiz yapamıyorum Miray. Seni görmediğim her an ölüyor gibi hissediyorum. Senin konunu almadığım an boğuluyorum resmen. Ben sana, senin kokuna açım güzelim
Sırf seni görmek, kokunu solumak için neler neler yaparım. Yaptım da. Sen benim en kıymetlimsin. Sen olmazsan bende olmam meleğim. Tek istediğim seninle mutlu olmak. Seni kaçırdım çünkü seni her zaman yanımda istiyorum. Seni deli gibi seviyorum. Hatta sevmek az gelir ben sana aşığım, ben senin için deliriyorum güzel gözlüm..

                                        «BÖLÜM SONU»

Herkese merhaba. Yeni bölümle sizlerleyim.

Bölümü nasıl buldunuz. Ateş'in konuşması nasıldı. Ben çok hissederek yazdım, sizde nasıl duygular oluşturdu?

Son olarak vote ve yorumlarınızı bekliyorum. Beşinci bölümde görüşmek üzere.

Sevgilerimle, Asya

İnstagram|Yldz_asya

SaplantıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin