Saplantı

O N A L T I N C I B Ö L Ü M

                           SAPLANTI -16. BÖLÜM

    Odada gezdirdim bakışlarımı.  Tabloların orada durdu bakışlarım . Hepsinin üstü açıktı. Benim gördüğüm o kadın tablosunun yanındaki tabloları görmeme elimi çektim ateşin omuzundan.

Bunlar bendim. Tablolarda ki çizilmiş resimler benim resimlerimdi..

Gözlerim kocaman açıldı. Ayaklarımı sürüye sürüye tabloların yanına gittim. O kadının resmi  gibi karakalemdi. İnceledim tek tek resimleri. En sondaki tabloda kısa saçlı halim vardı.

Yaklaşık 3 yıl önceki halim. Ellerimi resimlerde gezdirdim. Arkamı döndüm. Ateş'e baktım. Bana bakmıyordu. Gözleri tablolardaydı. 

"Ateş." dememle siyahları bana döndü. "Bunlar da ne? "  yanıma doğru gelip tabloların önünde durdu.

"Ne görüyorsan o."  Kaşlarımı çatıp ona baktım.

"Ne demek ne görüyorsan o. Bunlar benim resimlerim." Bana yandan bir bakış attı dudağının kenarı hafif kıvrılmış bir şekilde bakıyordu.

"Anlamana şaşırdım."

"Dalga geçmesine be." diyip kokuna vurdum.

"Ne dememi bekliyorsun Miray. Görmemen gereken tabloları gördün. Diyecek birşey yok." Omuzlarımı düşürdüm. Çok garip bir ortamdaydık şuan. Ben kendi resmimin olduğu tabloları görmüş olmamın şaşkınlığını yaşarken o normal birşey gibi davranıyordu.

"Peki.."  diyip tanımadığım kadının çizilmiş olduğu tablonun yanında durdum. "Bu kadın kim?" Diye sorup ona baktım.
Birkaç saniye tabloya baktı sonra arkasını dönüp kapıya doğru ilerledi.

"Seni ilgilendirseydi anlatırdım. Ama ilgilendirmiyor!"

Arkasından sinirle ona baktım. Peşinden bende hızla odadan çıktım. Salona doğru gidiyordu.

"Ne demek ilgilendirmez. Beni buraya kaçırıyor sevdiğini söylüyorsun ama konu o resimdeki kadına geldiğinde ilgilendirmez diyorsun."

Beni hiç takmadan mutfaktan bira şişesi alıp salondaki koltuğa oturdu. Bende yanına oturup ona dik dik baktım.
Birasını açıp büyük bir yudum aldı. Arkasına yaslanıp ayaklarını ortadaki masaya uzattı.

"Anlatacak mısın?" Diyip bende arkama yaslandım. Bana hiç bakmadan karşıdaki camdan dışarıyı izliyordu. Ne ağzını açıp tek kelime etti ne de yanımdan kalkıp gitti. Boş boş oturup birasını içti. Daha fazla dayanamayıp konuştum.

"Peki madem. Beni değerli görseydin anlatırdın. Demek ki bana duyduğun sevgi de aşkta yalanmış!." diyip hızla yerimden kalktım. Ama kalkmamla kolumdan tutup beni sertçe koltuğa oturtması bir oldu. Kolumu sıkıca tutuyordu üzerime hafifçe eğilmiş kararmış gözlerini gözlerime dikmişti.

"Sana hissettiğim duygular hakkında bir daha salak saçma konuşursan seni buna pişman ederim Miray.!" kolumu iyice sıkınca ağzımdan hafif bir inleme kaçtı

"Duydun mu?" kafamı yavaşça evet olarak salladım.

"Konuşmayı mı unuttun?! Cevap ver!" diyip kafasını yana eğerek bana baktı.

"D..duydum"  diyince elimi yana savurup bıraktı. Eski yerine oturup birasını içti. Korkuyla yerime sinmiş ona bakıyordum. Bu akşam bir acayiplik vardı onda. Aşırı  bir sinirliydi. Oysa sabah iyiyken şimdi bana bir hiçmişim gibi davranması canımı acıtmıştı. Sıktığı bileğimi diğer elimle tutup acıyan yerine dokunduğumda ağzımdan küçük bir inleme döküldü.

Onun sert bakışları bana döndüğünde bakışlarımı ondan çektim. Yan bir şekilde bana dönünce kenara doğru kaydım. Acıyan elimi tutunca eli sızlayan yere değdi. Acıyla inledim. Elini oradan çekip bana yukarıdan bir bakış attı. Tekrar bileğime bakınca hafif moraran yerde baş parmağını gezdirdi nazikçe.
Demin bana bağıran adam gitmiş eski ateş  gelmişti bir anda. Dengesiz bir adamdan başkası değildi.

"Bekle burada." diyip yanımdan kalktı. Odasına gidince tekrar bileğime baktım. İyice morarmaya başlamıştı.

Ateş odadan çıkıp tekrar yanıma oturdu. Elinde bir krem ve sargı bezi gibi birşey vardı. Bileğimi yavaşça tutup kremi sürmeye başladı. Bezi koluma sararken gözlerimin dolmasına engel olamadım.

Bileğimin ağrısından çok bana davranış şekli canımı acıtmıştı gözümden istemsizce bir damla düştü. Bileğimi saran elinin tam üstüne.
Yavaşça başını kaldırıp bana baktı. Gözlerinde o an pişmanlığı gördüm. Elini kaldırıp baş parmağıyla göz yaşımı sildi. Elimi kaldırıp nazikçe öptü acıyan yeri.

Pişmandı hemde deli gibi.

"Özür dilerim Miray'ım özür dilerim. Afet. Öyle yapmak istemedim. Nolur affet." diyip elimi defalarca öptü.
Mavilerim onun siyahlarına nefretle baktı. Onun siyahları ise hüzünle.

"Özür dilemen yaptığın bu aptallığı geçirmiyor." diyip elimi elinden kurtarıp ayağa kalktım. Benim kalkmamla o da kalktı.
"Afet Miray. Lütfen!" diyip kolumdan tuttu. Elinden kurtulup odama doğru iki adım atmıştım ki tekrar konuştu.

"Tamam otur. Anlatacağım. Birden neden böyle olduğumu anlatacağım." diyince olduğum yerde durdum. O na dönüp dik dik baktıktan sonra merakıma yenik düşüp koltuğa tekrar oturdum. O da yanıma gelip oturunca ona baktım.

"Anlatacak mısın? Gidiyim mi?!  Dememle arkasına yaslanıp kafasını elleriyle tutup yukarı doğru baktı. Derince bir nefes alıp bana baktı.

"Konu o kadın olunca kendimi kaybediyorum." diyip masanın üstündeki birasından son bir yudum daha aldı. Tekrar dışarıya baktı pencereden. Kendini sıktığını gerilen vücudundan anlıyıyordum. Tekrar kafasını elleri arasına alıp derin bir nefes aldı.

"Ateş kendini bu kadar germe. İstemiyorsan anlatmazsın olur biter." diyip ona baktım. Onunda bakışları bana dönünce istemsizce yerimde kıpırdandım.

"Şimdi Anlatmazsın hiçbir zaman anlatamam."  diyip cümlesine kısa bir ara verdikten sonra devam etti.

"O kadın benim Annem..."

                                    «BÖLÜM SONU »

Bölüm Sınırı: 25 Vote, 45 Yorum

Herkese Merhabalarrr.

16. Bölümle karşınızdayım. İlk defa bir kitabımda bu kadar çok bölüm yazıyorum. O yüzden mutluyum. Ayrıca 2.9K okuma aldığı için şuan daha da mutluyum. Yeni gelenler aileye hoş geldiniz. Ayriyeten Kitabın ilk bölümlerinden beri yanımda olanlara çok teşekkürler, onlar kendilerini biliyorlar zaten.

Neyse.. Bölümü nasılsın buldunuz. ❔❔Biraz kısa oldu ama geçiş bölümü olarak düşünün bu bölümü.

Birazcık spoi olsun size Ateş'in geçmişini öğreneceğiz diğer bölümde. 😈😈 Tahminlerinizi bekliyorum....

Çok konuştum. Vote ve yorumlarınızı bekliyorum.!! Hoşçakalın

Sevgilerimle, Asya

İnstagram|Yldz_asya