O N S E K İ Z İ N C İ B Ö L Ü M

37.8K 1.3K 70
                                    

             SAPLANTI - 18. BÖLÜM

"Biz, beraber gülsekte, ağlasakta fark etmez güzel gözlüm.
Biz olalım, beraber olalım bu bana yeter."

Ateş'in kelimelerinden sonra gözlerimi gözlerinden ayıramadım bir süre. Daha sonra kendime gelip elimi yüzünden çektim. Kanepeden biraz öteye kayıp onun elini de yüzümden çekmesini sağladım. İkimizde bir birimize kaçamak bakışlar atarken daha fazla dayanamayıp ayağa kalktım. O böyle Baktıkca, kalbimi hızlandıran cümleler kurdukça kendimi suçlu hissediyordum.

"Şey benim uykum geldi de. Sana iyi geceler" gibi saçma bir cümle kurup onun yanından ayrıldım. Kendi odama girip ışıkları kapattım. Pencereden vuran ay ışığı ortamı az da olsa aydınlatmıştı. Bozulmuş olan yatağıma tekrar girdim. Ateş'in yaşadıkları geldi aklıma. O yaşta ne kadar acıydı ama bir annenin çocuğunu terk etmesi.
Ateş ne yapmıştı ki annesinin onu bırakması için. Hiçbir şey.

Bizim geçmişimiz ne kadar çok benziyordu. İkimizde annesiz büyümüştük. Tabi onun yanında babası vardı. Benimse hiç kimse.. O zamanlar aklıma gelince yine bir titreme tutu vücudumu.
Aylardır bu titremeler olmuyordu. Şimdi birden niye başlamıştı. Kendimi sakinleştirmeye çalıştım ama daha kötü oluyordu. Aklımda kaza günü şerit gibi geçiyordu. Annemle  babamın mezarları geldi gözümün önüne benden başka kimseleri olmayan ailem. Gerçi benim başka kimim vardı ki. Bu sefer Yurtta yaşadıklarım zihnim de dolandı..

Sonra Ateş'in yaşadıkları düştü aklıma. Minik bir çocuk annesinin arkasından ağlıyor. Her gece rüyasında Anne diye ağlayarak kalkıyordu ..

Titremelerim daha da çok arttı. Kendimi durduramıyordum. Bir yandan da hıçkıra hıçkıra ağlıyordum. Bunun bir ilacı yoktu. Sadece arada sakinleştirici alıyordum. Ama şimdi ne sakinleştirici vardı ne ben kendimi sakinleştire biliyordum.

O an kapının gürültülü bir şekilde açılışı kulaklarımı doldurdu. Gözlerim kapalı bir şekilde durduğum için içeriye gelen Ateş'in ne yaptığını göremiyordum. Tek yaptığım titremek ve ağlamaktı.

Buz gibi koluma değen sıcacık parmaklar irkilmemi sağladı. Ateş kollarımdan tutup beni salladı bir kaç defa

"Miray. Miray ne oluyor kendine gel." diyordu ama ben kendime gelmeyi bırak söylediği kelimeleri zar zor toparlıyor ne dediğini anlıyordum.

Ellerini belimde hissettiğimde kollarımı ona sardım. Beni bir tüy gibi kaldırdı. Nereye götürdüğünü bilmiyordum ama soğuk bir yere oturtturdu. Kollarımı birbirine sarıp bacaklarımı kendime çektim.

Daha sonra üzerime tutulan soğuk suyla acı bir çığlık attım. Gözlerimi istemsizce açıp yalvaran ses tonuyla konuştum.

"L. lütfen ç.çek şunu üşüyorum." diyince elindeki fıskiye gibi olan şeyi duvardaki yere asıp kendiside yanıma oturdu. Beni kucağına çekince kollarımı boynuna sarıp kafamı boyun girintisine soktum. Titremem hala devam ediyordu. Ama ağlamam durmuştu.

Geçen dakikalar ardından titrememde geçmiş sakinleşmiştim. Ağlamamdan dolayı titrek bir nefes aldım. Ateş suyu kapatıp beni yine kucakladı. Beni yatağa bırakıp gardıropun oraya gitti. Dolaptan iç çamaşırları ve uzun bir kazak alıp yanıma bıraktı.

"Giyebilecek durumdamısın." diyince kafamı evet anlamında salladım. "Sen giyin ben geliyorum" diyip odadan çıktı. Üzerimdekileri yavaşça cıkardıktan sonra yine aynı şekilde üzerimi giydim. Verdiği kazak muhtemelen onundu çünkü aşırı büyüktü. Diz kapağımın üzerindeydi. Odanın kapısı çalınıp bir kaç saniye Sonra açıldı. Ateş de üstünü değiştirmişti.

Yatağın üstüne oturunca o da yanıma oturdu. Elini uzatıp şişmiş gözlerime değdirdi.

"Yine aklına geldi dimi o görüntüler. Ondan böyle fenalaştın." diyince şaşkınlıkla gözlerim irileşti

"Sen nereden biliyorsun." diyince yüzümdeki eli saçlarıma çıktı.

"3 yıldır seni seviyorum diyorum bırakta senin hakkındaki herşeyi bileyim" dedi. "Hadi gir yatağa" diyince Yatağa girip uzandım o da ışığı kapattıktan sonra gelip yanıma uzandı ne yapıyorsun der gibi baktım. Ama o bunu pek umursamadı. Beni iyice kendine çekip sarıldı. Bende birşey demeyip kafamı göğsüne koydum.

Bu gece ne kadar uzun geçmişti. Ve ikimizde birbirimizin geçmeyen yaralarını görmüştük....

***

Gözlerime vuran güneş ışığıyla yüzümü saklamak amacıyla yastığıma biraz daha gömdüm. Burnuma gelen tanıdık kokuyla gözlerimi yavaşça açtım. Gözlerimin ilk hedefi siyah parlak bir çift göz oldu. Ellerimle gözlerimi ovuşturup tekrar Ateş'e baktım.

"Günaydın güzelim."

"Günaydın Ateş" diyip yorganı üzerimizden ittim. Yorgan üzerimizden Kalkınca olduğumuz konumu görünce yüzüm kıp kırmızı geçti. Bacağımı Ateşin tek bacağının üzerine atmışım ve giydiğim kazak yukarı doğru sıyrılmıştı. Hemen bacağımı örtüp yatağın diğer tarafından geçip banyoya girdim. Ateş'in arkamdan gülme sesi gelince daha da kızardım. Yüzümü soğuk suyla yıkadıktan sonra odaya tekrar geçtim şans ki Ateş odadan çıkmıştı..

~

Ateş'le kahvaltı etmiştik ve o şuan salonda televizyonda birşeyler izliyordu. Bense mutfakta ki son işlerimi yapıyordum. Bende işimi halledip onun yanına gidip oturdum. İkimiz de sessizdik. Odada ki sessizlik artık sinir bozucu hale gelmişti ki kapı çaldı.

İlk önce kapıya sonra birbirimize baktık. İkimiz de ayağa kalktıktan sonra ateş işaret parmağını dudağına götürüp susmamı işaret etti. Kim gelirdi ki buraya.

Ateş kapıya doğru ilerlerken bende mutfağa girdim. Ateş kapıyı açtıktan sonra bir kaç saniye ses gelmedi. Ben mutfakta olduğum için gelen kişiyi göremiyordum.

"Mert madem geleceksin niye haber vermiyorsun lan" diyen Ateş'in sesini duyunca gelenin Mert olduğunu anladım. Tam mutfaktan çıkıyordum ki Ateş'in keskin ve sinirli sesi kulağıma ulaştı.

"Bunun burada ne işi var?"

«BÖLÜM SONU»

Bölüm Sınırı: 35 Vote 45 Yorum

Herkese Merhabaa 💎

18. Bölümün Sonuna geldik. Burada bırakmazsam olmazdı 😈😈

Bu arada 5K oldukk🎉 Yeni gelenler aileye koş geldiniz. En başından beri yanımda olanlara da çok teşekkür ederim❤

Ve bir iki sorum var cevaplarsanız çok sevinirim.

Ateş'in ve Miray'ın ismini beğeniyor musunuz?

Kitap şuan nasıl gidiyor. Ve kitapta olmasını istediğiniz bir sahne var mı?

Şimdilik sorularım bu kadar. Hoşçakalınnn

Sevgilerimle, Asya

Instagram|Yldz_asya

SaplantıWaar verhalen tot leven komen. Ontdek het nu