3.Bölüm

11.2K 1.1K 1.9K
                                    

(Jungkook)

Salondaki tekli koltuğa oturmuş büyükbabamın vazgeçemediği gazete haberlerinin manşetlerini okurken merdivenlerden gelen patır kütür seslere odaklandım. Saniyeler içinde dizlerinin altında biten mor eteği, beyaz tişörtünün üzerine giyindiği siyah sweatshirt ile oldukça rüküş görünen ufak tefek kız görüş alanıma girdi.

"Jieun, çıkıyor musun?"

Büyükannemin sorusuna içtenlikle gülümseyen minik şeytan, saçlarını kulağının ardına sıkıştırdı.

"Evet efendim. Geç bile kaldım."

"İnat etme de Jungkook bıraksın seni."

Büyükannem bir şeyler söylemem için bana dönüp beklentiyle baktı ve ben elimdeki gazeteyi katlayıp bir kenara bırakarak ayaklandım. Ona doğru attığım adımlar arasında "buna hiç gerek yok," diye karşı çıksa da pek umursamamıştım.

"Arkadaşlarımın yanına geçecektim zaten. Yolumun üzerinde."

Bakışları şüpheyle üzerimde gezinirken  buna aldırmadan dışarı çıktım ve arabaya doğru ilerledim. Cebimdeki anahtarı çıkarıp kapıyı açarken mor eteği ile yeniden görüş alanıma giren minik şeytan sayesinde üst dudağım yukarı kıvrıldı.

Tereddütlü adımlarını fark ederek arabanın etrafında dolanıp kapısını açtığımda ise derin bir nefes alarak bana doğru net bir şekilde ilerledi. Tam karşıma geçene kadar göz temasını kesinlikle kesmemişti.

"Beni bırakmak zorunda değilsin."

Histerik bir şekilde güldüm ve arabaya geçmesi için bakışlarımı kapıya doğru indirdim.

"Bırakacağım," dedim ve oturup eteğinin arabanın dışına sarkan kumaşını toplamasını izledikten sonra kapıyı yavaşça kapattım ve sürücü koltuğuna geçtim.

Arabayı çalıştırıp yola koyulduğumda bakışlarını kısa bir süre sonra üzerimde hissettiğim minik şeytanın nihayet sesi duyuldu.

"Kötü bir başlangıç yaptık ama sanırım sandığım kadar kötü biri değilsin."

İşte bu tam da beklediğim türden bir tepkiydi!

"Önce ulaşılmaz kız tavırları sergileyeceksin sonra bana yakın davranarak kalbimi çalacaksın öyle mi?" diyerek histerik bir gülümseyiş sundum.

"Anlamadım?"

Sorgulayan bakışlarını üzerimde hissederken gülümseyişime bir son verdim.

"Anlamayacak bir şey yok. Buraya neden geldiğini biliyorum. Aynı evde kalıyoruz diye sana aşık olup evleneceğimi sanıyorsan ve bunun için zoru oynuyorsan yanlış yoldasın."

"Şizofren falan mısın?" diye sorduğunda göz devirdim.

"Boş umutlara kapılma diye uyarıyorum seni."

"Sağa çek şu lanet arabayı!"

Dişlerinin arasında konuşan kızın dediğini yaparak arabayı sağa doğru yanaştırdım ve saniyeler içinde durdum.

Emniyet kemerini çözerken elini hırsla saçlarının içinden geçiren kıza baktım arabadan inmeden önce omzunun üzerinden ateş saçan bakışlarına odaklandım.

"Kafanın içinde neler dönüyor bilmiyorum ama beni aptal hayal dünyana dahil etmeye kalkışma," diyerek arabadan inen kız kapıyı sertçe kapatmadan önce son kez bakışlarını tiksinircesine yüzümde gezdirdi. "Ayrıca mümkün olduğunca benimle muhatap bile olma. Senin gibiler midemi bulandırıyor."

Euphoria ❧ KookUWhere stories live. Discover now