17.Bölüm

9.1K 1K 831
                                    

(Jungkook)

Kol düğmelerimi ilikleyip lacivert ceketimi üzerime geçirerek boy aynasına doğru ilerledim. Attığım her adımda yakışıklılığın vücut bulmuş hali olduğum gerçeği ile koltuklarımın kabardığını hissettim.

Bakışlarım boy aynasının hemen yanında duran sehpaya takıldığında parfüm sıkma fikrinin rahatsızlığı ile yüzümü buruşturdum. Bazıları için oldukça büyük bir önemi olan parfüm kokusu, beni irrite etmekle kalmıyor alerjik reaksiyonlar göstermeme sebep oluyordu.

"Parfüme ihtiyacın yok senin zaten Jungkook," diyerek sağ elimi saçlarımın arasından geçirip gülümsedim. " Bu haline düşmeyecek kimseyi tanımıyorum."

Dudaklarımın arasından çıkan ıslık eşliğinde aynadaki görüntümle olan iletişimimi kestim ve ağır adımlarla odamdan çıktım.

Karşı odadan duyulan müzik sesi Jieun'un hâlâ hazırlanmaya devam ettiğini gösteriyordu. Anlaşılan bir süre daha beklememiz gerekecekti.

Telaşsız adımlarım merdivenleri ağır ağır inerken salondaki koltuklarda oturan ikili beğeni ile bakışlarını üzerimde gezdirdi. Torunlarının yakışıklılığı onları da gururlandırıyor olmalıydı.

"Jieun ne zaman hazır olur? Sordun mu hiç?"

Büyükannemin sorusu ile birlikte bakışlarımı kol saatime düşürdüm.

"Siz isterseniz çıkın, ben Jieun'u alıp gelirim."

"Çok iyi olur ama geç kalmayın sakın."

Gitmeye hazırlanan çiftin yanına ilerlediğimde büyükannem ceketimin yakasını silkeleyip gülerken kısılan gözlerini bana odakladı.

"Çok yakışıklı benim torunum," derken sesindeki o şevkati, sevgiyi hissedebiliyordum ve bunu kaybetmekten deli gibi korkuyordum.

"Büyükanneme göz kulak olmayı unutma zira bugün ayrı bir güzel görünüyor," diyerek büyükbabama göz kırptığımda omzuma sahte bir yumruk atan büyükannem kocaman gülümsedi ve büyükbabamın koluna girdiğinde "asıl sen yakınındaki güzelliğe dikkat et," diyerek bana göndermede bulundu.

Jieun'u kast ederek kurduğu cümle ile birlikte derin bir iç geçirdim.

Eminim benimle önemli bir davette bulunmak yerine kafede sevgilisine yardım etmeyi tercih ederdi. Öyleyse güzelliği de beni ilgilendirmezdi. Sevgilisi dikkat etmeliydi.

Kafamı anlık sağa yatırıp kapıyı kapattım ve tekli koltuğa geçip geriye doğru yaslandım ve gözlerimi kapattım.

Zihnimi meşgul eden birçok şey arasında Jieun konusunu kendime dert edinmek istemiyordum. Zaten Kim Seok Jin tüm sırrımı ortaya döküp sevdiğim insanların benden uzaklaşmasına sebep olmadan buralardan çekip gidecektim.

Duyduğum topuk sesleri Jieun'un aşağıya indiğini belli ederken yerimden kalkıp merdivenlerin bittiği yere kadar ilerledim ve beyaz elbisesi içinde tıpkı bir kuğuyu andıran Jieun ile göz göze geldim. Beyaz çiçekli uzun elbisesi ayağına dolanmasın diye minik eli ile kumaşın bir kısmını kavramış, dikkatli adımlar atmaya çalışıyordu. Beline kadar bedenini sıkıca saran elbisesi, eteğine doğru hafif genişliyordu. Pürüzsüz gerdanını kolyesi süslüyordu. Uzun saçlarını serbest bırakmış, doğal tonlarda makyaj yapmıştı. Yine de pembemsi dudakları dikkatimi dağıtıyordu.

Euphoria ❧ KookUWhere stories live. Discover now