52.Bölüm

5.3K 605 564
                                    

(Jieun)

Üzerimde minik patilerin dolaştığını ve aşağıda gürültülü bir iş yapıldığını fark edebiliyordum fakat bir türlü gözlerimi açamıyordum. Tüm gece o çocuğun kim olduğunu ve Jungkook ile ne gibi bir alakasını olduğunu düşünerek uyuyamamıştım.

Odamın kapısının yavaşça aramadığını ve ufak adımlarla birinin bana doğru yaklaştığını hissettiğimde yorganı boynuma doğru iyice çekiştirdim. Gerçekten uyanmaya hiçbir şekilde niyetli değildim.

"Güzelim, okula geç kalacağız. Uyan artık."

Jungkook'un masalsı ses tonu kulaklarıma dolarken onun kollarında daha rahat bir uyku çekeceğimi bildiğim için tek gözümü aralayarak bileğine parmaklarımı sardım. Onu yatağa doğru çekecekken dün gece Bayan Kang'a karşı nasıl mahçup olduğum aklıma geldi ve bu fikirden hızlı bir şekilde vazgeçip gözümü yeniden kapattım.

"Ben uyanana kadar burada kalsana."

Jungkook'un gülüşü kulaklarıma dolarken başucuma oturup yanağıma dudaklarını bastırdı. "Bu gürültüde nasıl uyuyabiliyorsun?" diye sorarken parmakları saçlarıma ulaşmıştı. O böyle saçlarımı okşayacaksa ben top patlasa uyanabileceğimi sanmıyordum.

"Bu gürültü neyin nesi?" diye zorlukla sorduğumda derin bir iç çekiş ile karşılaştım.

"Dün akşam pencerelere korkuluk yapmaları için birilerini çağırmıştım. Onlar geldiler."

"Neden korkuluk yaptırıyorsun?" diye uyku sersemliği ile sorduğum soru birkaç saniye içinde zihnimde yanıt buldu ve gözlerimi araladım. "Jin yüzünden mi?" diye bu kez daha mantıklı bir soru sorduğumda Jungkook başını olumlu bir şekilde salladı.

"Bir daha senin odana giremeyeceğinden emin olmam gerekiyordu."

Yataktan yavaşça doğrularak Jungkook'un yüzünü avuçlarımın arasına aldım ve "günaydın öpücüğü" adı altında dudağının kıyısına kocaman bir öpücük bıraktım.

"Sen harika bir sevgilisin" derken kıkırdayarak yataktan kalktım. Aksi halde işlerin nereye gittiğini çok iyi biliyordum ve aynı durumda bir kez daha Bayan Kang'a yakalanmak istemiyordum.

Gardrobumdan aldığım mavi gömlek ve mavi jean pantolonu yatağın üzerine bırakırken Jungkook'un şapşal bir ifadeyle beni izlediğini fark ederek tek kaşımı havalandırdım. "Üzerimi giyineceğim, çık artık istersen."

"Benim isteğime bağlı bir durumsa kalmayı tercih ediyorum" diyerek alt dudağını ısırarak kollarını göğsünde kavuşturan Jungkook'a kötü bir bakış attım.

"Resmen firsatçısın. Çık hadi."

Jungkook gülerek oturduğu yerden kalkıp yanağıma bir öpücük bıraktı.

"Çabuk hazırlan da dışarıda yapalım bugün kahvaltımızı."

"Hotdog yemeye gider miyiz?" diye heyecanla sorduğumda Jungkook gülümseyerek beni onayladı.

"Sen nasıl istersen."

.....

Son kez kocaman bir ısırık aldığım hotdog gözlerimin önünde biterken dudaklarımı büküp Jungkook'a Çoko bakışları atmaya başladım.

"Bir tane daha mı istiyorsun gerçekten?"

Jungkook inanamıyormuş gibi baktığında bakışlarımı devirdim. "Demek ki neymiş? Her istediğimi hoş karşılamazmışsın."

Euphoria ❧ KookUWhere stories live. Discover now