28.Bölüm

8.8K 1K 950
                                    

(Jungkook)

Bir müddet yalnız kalmak istediğini söyleyen Jieun, kendisini odasına kilitlemişti. Her ne kadar onu kollarıma alıp yatıştırmak istesem de böyle durumlarda insanın yalnızca kendi iç sesini dinlemeye ihtiyacı olduğunu en iyi bilenlerdendim.

Namjoon Hyung'un beni evine davet ediyor olmasını da fırsat bilerek evden ayrıldım. Aksi taktirde bir süre sonra Jieun'u görme isteği ile dolup taşacağımı ve kızı rahat bırakmayacağımı biliyordum.

Bir süre kapıda bekleyişimin ardından beni YuBi karşıladığında bakışlarım kısıldı. "Biz de seni bekliyorduk," diyen YuBi yüz ifadem karşısında duraksayıp işaret parmağını kendine doğrulttu. "Bana neden öyle bakıyorsun?"

"Nasıl bakıyorum?" diyerek üstüne gittiğimde kaşları çatıldı.

"Kızıyormuşsun gibi. Ya da sorguluyormuşsun gibi."

"Neyi sorgulamam gerektiğini de biliyorsundur o zaman," diyerek iki kaşımı birden havalandırdım. Tam bir sorgu pozisyonundaydım.

"Bilmiyorum," diye şansını son kez zorlayan YuBi'ye karşılık sahte bir gülümseyiş sundum.

"Taehyung'un haberi var mı? Şu Jimin serserisi ile ne amaçla görüştüğünden?"

YuBi anında eli ile ağzımı kapatırken arkasına dönüp salonu kontrol etti. Telaşlı ifadesiyle "sus lütfen, abim duymasın," diye neredeyse yalvardı.

YuBi'nin elini yavaşça aşağıya indirirken bıkkın nefesimi dışarı verdim. "Ben de senin abinim ve o herifle yakın olmanı istemiyorum."

"Nedenmiş o? Jimin oldukça iyi biri üstelik çok kibar."

Jieun'un ona aşık olduğunu bildiğimden olsa gerek asla onay verdiğim biri olmayacaktı. YuBi benim de kız kardeşim sayıldığına göre Jimin ile birlikte olması bir seçenek dahilinde bile olamazdı.

"Ben öyle düşünmüyorum. Eminim Taehyung da bana katılacaktır."

"Bu benim kararım. İkinizi de ilgilendirmez. Ben sizin yattığınız kızların hesabını soruyor muyum?"

"Ne biçim karşılaştırma bu?" diyerek kaşlarımı çattım. "Yatmak falan ne alaka?"

"Ne yapayım? Duygusal anlamda bir ilişki kuramadığınız için birbirine denk bir örnek veremiyorum."

"Dil de papuç kadar," diyerek YuBi'ye göz devirdiğim esnada bize doğru ilerleyen Mi Na yüzünden iyice gerildim. YuBi'nin kulağıma doğru "benim kiminle görüşeceğimi irdelemek yerine MiNa'dan kurtulmaya baksan iyi edersin, Jungkook abi."

YuBi bulduğu fırsatla birlikte koşar adımlarla uzaklaşırken MiNa bakışlarını benden hiç ayırmadan yanıma ulaştı. Tek elini omzuma koyup parmak uçlarında yükselerek dudaklarıma ulaştırmak istediği öpücüğü omzundan nazikçe iterek engelledim.

"Arkadaşlar öpüşmezler MiNa," dedim sakin bir şekilde.

"Arkadaş mıyız gerçekten? Defalarca birlikte olduktan sonra mı?"

Bıkkın nefesimi dışarı üfledim ve ciddi bir tavırla yanıt verdim.

"Birlikte olmamızın arkadaş kalacağımız gerçeğini değiştirmeyeceğini en başından konuştuk. Bunları tekrar etmek istemiyorum."

"Ama ben seni çok özledim."

MiNa bu kez ellerini göğsüme yaslayıp yavaş hareketlerle göğsümü okşamaya başladığında bileklerini tutup geri çekildim.

Euphoria ❧ KookUWhere stories live. Discover now