40. Aşk Ateşi

7.9K 336 873
                                    

Bölüm şarkımız: Mert Demir- Ateşe Düştüm

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Bölüm şarkımız: Mert Demir- Ateşe Düştüm

(Bölüm tamamen yetişkin içeriklidir. Yaşına uygun olmayanlar ya da yetişkin içerik sevmeyenler bölümü okumadan geçebilir.) Herkese keyifli okumalar dilerim!

+350 Yorum ve +400 Oy sınırımız var.
Sınır geçildiğinde yeni bölüm yayınlanacak.

***


Her şey kontrolden çıkmak üzereydi.

Uçurumun kenarında durmuş, metrelerce yükseklikten aşağıya bakarken ne düşmekten ne de ölmekten korkuyordum. Yüksekliğe aldırmadan uçurumun kenarında parmaklarımın ucunda korkmadan gezinirken kendimi tam anlamıyla özgür hissediyordum. Hayatımda belki de ilk defa hiçbir kuralı ya da yasağı düşünmeden kalbimin izinden gidiyordum. Sonunda uçurumdan aşağıya düşecek bile olsam bu anı yaşamak istiyordum. Kore'de geçireceğim sayılı günleri ya da ülkeme döndüğümde olacakları düşünerek bir ileri bir geri gitmekten yorulmuştum. Gerçekleşecek olan hiçbir şeyi durdurmak için çaba sarf etmemeye karar vermiştim. Hayatım kontrolden çıkmak mı üzereydi? Pekâlâ çıkabilirdi. Buna karşı çıkmak yerine alacağım kararları ve atacağım her adımı akışına bırakacaktım.

Soo Yun'u cezalandıracağımı söylerken hesaplamadığım binlerce olasılık, güçlü olduğunu düşündüğüm irademe çelik yumruklar gibi art arda iniyor, her birini paramparça ediyordu. Onun kucağında nefesimi tutmuş bir hâlde otururken çılgına dönen kalp atışlarım kulaklarımda uğulduyordu. Boynumda atan nabzımı hissediyordum, güçlü ve hızlıydı. Bedenimi yakmak üzere olan yangının heyecanı tenimi ürpertiyordu. Elinin bacağımın arasında, uyluklarımda gezdirmeye başladığında dişlerimi alt dudağıma geçirdim. İnlememek için kendimi zor tutuyordum. Yüzümü kokusunun buram buram yayıldığı boyun girintisine gömerek sakinleşmek için derin nefesler aldım. Çenesini alnıma yavaşça sürttüğünde bir kırılma anı daha yaşayarak kalçamı bir aşağı bir yukarı hafifçe hareket ettirdim. Soo Yun'un boğuk, hırıltılı sesi kulaklarımı doldururken bacaklarımın arasında gezinen elinin daha yukarı tırmanması için neredeyse yalvarmak üzereydim.

Göğsüm aldığım şiddetli nefeslerle inip kalkarken başımı boyun girintisinden çekerek dudaklarımı kulağına doğru yaklaştırdım. ''Ya beni ellemeyi bırak,'' diye fısıldarken aracın ön koltuklarında oturan şoförü ve yakın korumasına kaçamak bir bakış attım. İngilizce bildiklerinden emindim, bu yüzden kalan kelimelerimi Türkçe devam ettirdim. ''Ya da arabada yalnız kalmamızı sağla, Soo Yun. Kendimi daha fazla tutabileceğimi... sanmıyorum.''

Parmakları uyarımla beraber dursa da bacağımın yumuşak, iç kısımlarını okşamayı bırakmadı. Başımı geriye atarak omzuna dayadım ve elinin daha rahat hareket etmesi için bacaklarımı son anda ayırmamayı başardım. Bunda diğer eliyle açmak üzere olduğum bacağımı sıkıca tutmasının da epey etkisi vardı. Tepkisiz bir şekilde beni dinleyip sert erkekliğini kalçama dayamış olması sinirlerimi bozuyordu. Kucağında resmen kıvranırken kanımda gezinen alkolün etkisinden mi bilinmez, iyice kontrolden çıkmıştım. Derin bir iç çekerek sakinleşmeye çalışsam da boşunaydı. Aşırı derecede gergin ve kulağa çok kaba gelse de azgın bir hâldeydim. Bir an önce Soo Yun'la yalnız kalmak istiyordum, fakat eve gitmek sandığımdan daha uzun sürüyordu. Trafik çok yoğundu, üstelik Soo Yun şehrin dışında bir yerde oturduğundan eve gidiş süresi gittikçe uzuyordu. Alkol almamış olsaydı arabayı o kullanıyor olurdu. Böylece ona dokunmak konusunda daha rahat davranabilirdim. Bitmek bilmeyen araba yolculuğu yüzünden suçsuz olmasına rağmen Soo Yun'u suçluyordum.

AŞK SINIR TANIMAZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin