4. Kibirli CEO Park Soo Yun

21.9K 1.4K 270
                                    

Küçük ama sıcak, ferah ve temiz, bir o kadar da samimi hissi veren odanın hol kısmında duraklamış, çevremi bugünden beri yaptığım gibi inceliyordum. Aslında abartılacak bir yanı yoktu, kapıyı kapattığınız anda önünüze çıkan ada şeklinde bir tezgah, tezgahın arkasında kalan lavabo, lavabonun tam yanında ankastre ocak, üzerinde davlumbaz, fırın ve mikrodalga ise yine yan yana duruyordu. Beyaz mutfak dolapları parlak yüzeyiyle hem temiz, hem de oldukça lüks görünüyordu. Orta gelirli bir aileden daha alt sınıfa ait olan benim için gerçekten lükstü, zira Bay Lee gitmeden önce 'standartları düşük olabilir ama çok kullanışlı bir ev' demişti ve ona bir-iki dakika bakakalmıştım. Türkiye'deki evimi görse söylediklerinin hepsini geri alır, 'senin için elbette lüks' derdi ya da demese bile öyle düşüneceğinden emindim. Ağır adımlarla kalacağım odaya ilerlerken bu güzel evi sindirmeye çalışıyordum. Üç ay için gelmiş bir çalışan için masraftan kaçınmayan bir şirketti ve ben bu şirketin bir parçasıydım. Beyaz kapının önünde durduğumda çekerek sürüklediğim bavulu bırakıp, elimi kapı koluna yavaşça koyarak metal topu çevirdim. Aheste hareketlerle açtığım kapının ardında salonu ve mutfağı aratmayan sade, temiz, son derece lüks bir oda vardı. Tamamen araladığım kapının kolundan elimi çekip, bavulumu yeniden sürükleyerek odaya adımımı attım ve ağzımdan kaçan çığlıkların sebebi aşırı beğenmiş olmamdı.

"Masal kızım! Ballı mısın nesin!?" diyerek kendimi yumuşak, oldukça büyük yatağın üzerine attım. Yatak öyle yumuşaktı ki üzerinde neredeyse sekmiş, bir daha düşmüştüm. Beyaz yatak örtülerine başımı kollarımı sürtüp, yastıklara sarıldığımda sonsuz bal kavanozunun içine düşmüş ayı Pooh kadar mutlu, keyifli ve huzurluydum. Bir an yastıklara sarılmayı bıraktığımda yatakta doğruldum. Kolumun altında tuttuğum yastıkla karşımda kalan gömme dolabın üzerini kaplayan büyük aynada silüetime baktım. Yüzümde ne vardı da PSY Entertaiment'ın CEO'su kötü kötü bakmıştı? Dudaklarım kenara doğru büküldüğünde serbest olan elimle dağılan saçlarımı düzenledim. Saatlerce uçakta yolculuk yapmıştım ve gerçekten yorulmuştum, biraz berbat göründüğüm doğruydu ama hayatımda ilk kez bir erkeğin bana olan bakışlarının sebebini merak etmiştim. Başımı iki yana sallayıp, yaklaşık yarım saat önce olan olayları düşünmeye başladım. Acaba ben mi yanlış anlamıştım? Yeniden yatağa gömüldüğümde yastığa sıkıca sarıldım. O kadar çok imada bulunmuştu ki kendimi istenmeyen bir çalışan gibi hissetmekten alıkoyamamıştım. Hatırladıkça tüylerim ürperiyordu! Gözlerimi yumduğumda bile tanışma anımız taptaze bir canlılıkla beynimde dönmeye devam ediyordu.

***

1 Saat Önce - PSY Entertaiment'ın CEO'suyla Tanışma

"Acuşşi, eşinizle tanışmak için sabırsızlanıyorum."

"Bunu evet olarak kabul ediyorum ve seni PSY Entertaiment'ın CEO'suyla öncelikle tanıştıracağım için üzgünüm."

Kaşlarımı çatıp baktığımda olayı idrak edememiştim. Kapılar açılıp, büyük bir girişe ayak bastığımızda neden bir CEO'nun çalışanıyla tanışmak istediğini düşünüyordum. Gerçi eğlence şirketi bölümüne yatırım yapan birisinin farklı çalışma metotları olabilirdi. Peki acuşşi neden üzgünüm demişti?

"Asla," dedi ve Türkçe yerine İngilizce konuşmaya başlamıştı, Bay Lee. "Gözlerinin içine fazla bakma," diye fısıldayınca nedenini sormadım, çünkü tamamen siyah giyinmiş iki koruma girişteki kapıları gölgede bırakacak kadar iri yapılıydılar. Ağır kapıları beraber açtıklarında yutkunmam için iki, nefes almam için üç, kamaşan gözlerimi kırpmam içinse dört saniye gerekliydi. Zira bizi fark eder etmez ayağa kalkan adamın bir manken değil de bir CEO olduğunu ve benim de onun çalışanı olduğumu hatırlamam lazımdı, hem de acilen.

AŞK SINIR TANIMAZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin