21. Bermuda Şeytan Üçgeni

10.6K 865 226
                                    

Dikkat dikkat! Bu bölüm yoğun istek üzerine gelmiştir.

Bol bol yorum yapın ve oy vermeyi unutmayın!

***

Bay Lee ile birlikte eve gelir gelmez beni sorularımla baş başa bırakarak doğruca çalışma odasına kapanmıştı. Az çok her şeyi bilen ve aynı zamanda çok da fikri olmayan Selma Hanım'ın bana attığı triplerle Kore'den Türkiye'ye uzun bir köprü yapabilirdik. Kore'ye gelmek isteyenler geze geze o köprüden geçerdi. Belki de gelmek istedikleri yerin aslında ne denli zor bir yol olduğunu görürlerdi. İlk defa gittiğim bir ülkede zorlanıyordum. Çünkü ben bir ülkede hiç dört günden fazla kalmamıştım. Hevesle gelmemiştim, zira turistik bir durum söz konusu değildi. Yaşadığım olayları ele alırsak da ben burada çuvallıyordum.

''Sana bir şey oldu diye ne kadar çok korktum haberin var mı, Masal?!''

Koltukta gözleri dolu dolu oturarak bana bakan Selma Hanım'ın ellerini tuttum. Yavaş yavaş benim bulutlar da şimşeklerle bölünerek sağanak yağmura hazırlanıyordu. Aileme o yok olduğum yaklaşık iki gün için kocaman bir yalan söylemiştim. Mesaiye kaldığımı, telefonlara bakamadığımızı söylemiştim. Benden asla şüphe etmeyen ailemse bana inanmıştı! Yalan söylemiştim, belki de bu konuda söyleme hakkına sahip olmama rağmen içimdeki suçluluk duygusu büyüyordu.

''Yerden göğe kadar haklısınız, Selma Hanım. Ama başımıza gelenleri konuşmaya kalksak nasıl başardın diye sorarsınız,'' Geldiğim günden bu yana reklamcılık dışında her şeyi yapıyordum. Bayan Ah'a saldıran adamı yaraladığım gerekçesiyle karakola düşmüştüm ve Bay Park sayesinde aklanmıştım. Kaçırılmıştım ve yine Bay Park sayesinde kurtarılmıştım. Biri hariç diğerlerinde Bay Park'ın da payı vardı ama beni her koşulda koruduğu gerçeği asla değişmiyordu. ''Acuşşi size anlatmıştır. Kaçırılmanın yanında adam yaraladım. Bir de ondan önce Bay Park'la katıldığımız bir ihaleyi mahvetmiştim... Gördüğünüz gibi ben pek şanslı biri de değilim.''

''Seni yeni tanıyorum ama benimsedim, Masal. Acuşşin olanları anlattığında çok korktum sana bir şey oldu diye! En kötüsü de bana sen kurtulduktan sonra söyledi! Adam yaralama konusunu da kendim bazı kaynaklardan öğrendim!''

''Hangi kaynaklarmış onlar?'' Gözlerini kırpıştıran Selma Hanım'ın yüzündeki gülümsemeden korkmalı mıydım?

''Ah Yoo Na elbette! Acuşşin olacak adam asla söylemez! Ayşş!''

Sinirlenince Koreliler gibi tepki veren Selma Hanım sehpadan fincanını alarak bir yudum çay içti. Ben de onun gibi sıcak fincanı ellerimin arasına aldığımda önce çayın kokusunu derin derin soludum. Yavaşça bir yudum alırken çayın enfes tadıyla gözlerimi yumdum. Benim alışkın olduğumun dışındaki hoş kokulu çayları için Bay Park zihnimin içinde belirince gözlerimi açtım. O çay içmeyi çok seviyordu. Acaba başka neleri seviyordu? Şirketteyken fazla bir şey yiyip, içmiyordu. Evindeyken de ben genelde kaldığım odadan hiç çıkmıyordum.

''Masal, beni dinliyor musun, kızım?''

''Ha?'' diyerek elimdeki fincanı sehpaya bıraktım. ''Kusura bakmayın, Selma Hanım. Çok yorucu bir gün geçirdim, kafamın içi karman çorman.''

Fincanı sehpaya bıraktığım an sağ elim Selma Hanım'ın eli tarafından sıkıca tutulup, havaya kaldırıldı. ''Sen nişanlı mıydın?! Hiç daha önce görmemiştim yüzüğünü! Kang Joon bekar olduğunu söylemişti!'' Şaşkın gözlerle bana bakan Selma Hanım yüzük parmağımı neredeyse koparmak üzereydi. ''Şu an şoklardayım!''

Acuşşinin hakkımda bilmediği ne vardı acaba? Parmağıma ben de bakıp dudaklarımı büktüm ve sessizce mırıldandım. ''Bay Park'la bugün nişanlandık.''

AŞK SINIR TANIMAZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin