32. Çılgın Suç Ortakları

11.2K 778 167
                                    

 Keyifli okumalar dilerim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Keyifli okumalar dilerim.
Yorum yapmayı ve oy vermeyi unutmayın. ♥️

***

Sıcak çayımdan içerken bir yandan da karşımdaki insanları tanımaya ve ayırt etmeye çalışıyordum. Park Soo Yun babasına benziyordu ama annesiyle benzediğini söyleyemezdim. Diğer akrabaları ise kuzenlerinden oluşuyordu. Kalabalık sayılabilecek bir çoğunluktaydılar ve hepsi pürdikkat bana bakıyordu. Fincanı sehpadaki alt tabağına bırakırken; küçük bir erkek çocuğu beni taklit ederek içecek dolu bardağını aynı şekilde sehpaya koymuştu. Masum haline gülümsediğimde gözlerini kaçırmış, yanakları da kızarmıştı. Park Soo Yun'un aile dostunun oğluydu ve kadınlardan biri büyük annesinin çok yakın arkadaşıydı. Beni görmek için sevdikleri herkesi getirmişlerdi. Bu biraz garip gelmişti ama sonuçta oğullarının nişanlısıydım. Yan yana oturduğumuz için de Park Soo Yun'a direkt bakmaktan kaçınıyordum. Özgüvenli bir şekilde kriz durumunu idare etmeliydim. En fazla birkaç gün kalacaklar ve sonra da gideceklerdi. Tam solumuzda kalan koltuklarda oturan iki genç kız kıkırdadığında gözlerimi onlara çevirdim. Park Soo Yun'a bakıp aralarında işaretleşiyorlardı. İstemsizce gerildiğimde kızlardan biri kendi dudağına dokundu. Çaktırmadan Soo Yun'a bakınca başımı hızla eğdim.

Kıkırdıyorlardı, çünkü o yarayı farklı bir şeye yormuşlardı.

Mesela... Öpücük gibi.

Genç kızların hayal gücünün karşısında utanmadan edemedim. Hangi öpücük öyle bir yaraya neden olabilirdi? Öpüşme esnasında Park Soo Yun'a kafa atmam gerekirdi ya da güçlü bir şekilde ısırmam ama dudağının köşesini ısıramayacağımı ve benim de bir kemirgen olmadığımı baz alırsak o yaranın oluşması imkânsızdı. Gerçi onun etli dudaklarını bir gün ısırmayı istemiyor değildim. Eğer onun dudaklarını ısırırsam yaralayacağımı biliyordum.

Aklını başına topla, Masal Okur! Adamın dudaklarını ısırmayı istememelisin! Köfte dudakları çok güzel olabilir! Yine de bundan sana ne? Bırak, istediklerini düşünsünler! Fakat sen düşünme! Yoksa... Yoksa kafayı bu Koreli adam yüzünden yemen kaçınılmaz!

''Torunumla nişanlı olan sizsiniz, öyle mi?'' Kore aksanıyla konuşan yaşlı kadına baktığımda düşüncelerimi hızlıca savuşturup, başımı hafifçe salladım. Titreyen ellerimi kucağımda birleştirirken dikkatli bakışlarını üzerimde dolaştırıyordu. Gergin olduğumu görüyordu, onun da şaşkın olduğunu ben görebiliyordum. Kadın oldukça yaşlıydı ama sağlıklı, dinç ve gayet bakımlı görünüyordu. Siyah döpiyesinin içine fırfırlı beyaz bir gömlek giymiş, oldukça şık beyaz inci bir kolye takmıştı. Gri saçlarını topladığı siyah filesinin üzerinde de kolyesindeki broşun bir benzeri vardı. Çay fincanını tutan elleri oldukça kibar ve bakımlıydı. Hali, tavrı ve düzgün İngilizcesi kesinlikle iyi eğitimli olduğunu gösteriyordu. ''Siz nerelisiniz?''

AŞK SINIR TANIMAZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin