5. Sakarlıkta Sınır Tanımayan Ofisgirl Masal

17K 1.3K 269
                                    

Bana doğru yaklaştıkça yaklaşıyor, gözlerini kırpmaksızın bakıyordu ve o gözlerini dikmiş bana bakarken misliyle karşılık vermeliymişim gibi hissediyordum. Pekâlâ Park Soo Yun hoş bir adamdı ama sonuçta ben de Masal Okur'dum, iş hayatında soğuk kanlılığımla nam salmıştım, kısacası etkilenme sürecim tamamen bitmişti. Çekik gözleriyle gözlerimin içine iğneleyen bakışlar yollarken başımı hafifçe eğerek ayağa kalktım. Bay Lee'nin dediği üzere CEO'muzun gözlerine direkt olarak asla bakmayacaktım, konuşmayacağım gibi ilgili de davranmayacaktım. Saygı da kusur istemeyen Asya halkına uygun bir çalışan olarak, istedikleri konuma uygun bir biçimde olmaya gayret edecektim. Sandalyemi geriye itip, yavaşça vücudumu arkaya doğru çevirdim ve tıpkı diğerleri gibi eğilerek Park Soo Yun'u selamladım, elindeki bir buket çiçeği ise görmezden geldim. Sırtımı dikleştirip, bakışlarımı zeminde dolaştırdığım esnada tam önümde duran bir çift siyah süet ayakkabıyı fark ederek yeniden ona baktım. Işıltılı gözleri üstümde olsa da yüzündeki garip ifade düşüncelerimi karman çorman ediyordu.

"İncelemenizi yaptığınıza göre fikirlerinizi paylaşırsınız umarım," deyip gülümsediğinde ağzım bir karış açık kaldı. "İlk beş dakika beni izlediniz, son beş dakika da ise kararlar verip," diyerek sustuğunda ev sessizliğe bürünmüştü. Ben dahil herkes onu bekliyordu ve utançtan ölmek üzereydim. Bozulan gülümsemesine iştirak eden bir kaşı havaya kalkmış, buz gibi bir ışıltıyla süslemişti gözlerini. "Saygılı davranmayı kendinize hatırlatıyordunuz. Ama size baktıkça yenildiğinizi görüyorum,"

Aslında 'vay be' diyecekken vazgeçtim. "Çok yanlış anlamışsınız efendim," diyerek gözlerinin içine bakmayı sürdürdüm. "Benim ülkemde göz teması önemlidir, fakat sizin egonuz sanırım Everest'le yarışıyor olmalı ki Bay Lee beni uyarma gereği görüp, asla gözlerinin içine bakma demişti üstüne basa basa. Ben de size baktıkça bunun sebebini daha iyi anlıyorum, sürekli saygılı davranmamla ilgili kendimi uyarmam da bu yüzdendir. Lütfen kusurumu bağışlayın Bay Park," Tekrar eğilip, onu selamladığımda elbette kuşkularım ve korkularım vardı. Düşündüklerimin yalnızca bir kısmını söyleyebilmiştim, belki yanlış da yapmıştım ama gerçek şu ki pişman olmak için çok zamanım olacaktı, şimdilik küçük zaferimin tadını çıkarmalıydım.

"Üç ay sizin için kolay geçmeyecek Masal Hanım," diye ağzının içinde homurdandığını duymuştum. Gerisi ise bilerek Korece devam ettirildiğinde küfür mü ediyor sorusunu aklıma getirmişti. Park Soo Yun'la anlaşamıyor gibi görünüyordum ve durumu objektif olarak ele alırsak; Masal Okur'un canına okuyabilecek kadar güçlüydü.

"Soo Yun'la yıllardır çalışıyorum. Galiba yaşlandım aigoo!"

Bay Lee'nin sözlerine Selma Hanım kaşlarını çatıp, çubuklarını tabağının kenarına bıraktı. "Öyle deme, Kang Joon!"

Selma Hanım itiraz etse de Bay Lee başını olumsuzca salladı. "Yaşlandığımı ikimiz de biliyoruz, bu çocuk şirketi büyüttükçe daha çok yaşlanacağım."

Yanımdaki sandalyede oturan Park Soo Yun'a baktığımdaysa muzipçe gülümsediğini fark ettim. Evet, Bay Lee'nin yaşlandım demesi komikti, yakından bakıldığında kırışıklıkları göze çarpıyordu ancak abarttığı kadar da yoktu. Tam ağzını açıp, ne diyecek diye merak ettiğim sırada Park Soo Yun gözümün içine baka baka Korece cevap verdiğinde başımı hızla karşımda oturmakta olan Selma Hanım'a çevirdim. O da benim gibi şaşırmışa benziyordu. Park Soo Yun bilinçli olarak beni sinirlendirmeye uğraşıyordu ya da genel yapısı itibariyle gıcıktı.

"Gıcık herif," diye söylendiğimde Selma Hanım'a göz kırptım. "Yalan mı ama?" Sonuçta adam Türkçe bilmiyordu ve ben neden kendi dilimi ona inat kullanmıyordum? Yanakları kızaran Selma Hanım'ın sus diye işaret etmesini umursamadım. "Gıcık işte, kendini bir şey sanıyor kasıntı. Korece öğrensem ne olacak? Üç ay sonra Türkiye'de kendimle mi konuşacağım?" Rengi atan Bay Lee gerçek Masal'ı tanımaya başlıyor olmalıydı ki iki-üç kez öksürüp, kaçan kıkırtılarını gizlemişti. "Alt kademede olanlar departmanına giremezmiş! Girmek isteyen kim! Bir de bilerek Korece konuşuyor, sanki mahsus yaptığını anlamıyorum ben!"

AŞK SINIR TANIMAZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin