27. O Faciayı Yaşamak İstiyorum

9K 890 201
                                    

Keyifli okumalar dilerim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Keyifli okumalar dilerim. ❤️
Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın!

***

Üzerimi değiştirmiş, yorgunlukla yatağın üzerine oturmuştum. Gözlerimdeki lensi çıkarmış, ıslak medille yüzümdeki son makyaj kalıntılarını silerken; karşımdaki gardırobun kapaklarını boydan boya kaplayan aynasından kendimi izliyordum. Yüzümü temizlemeyi bıraktığımda elim sargı bezinden kurtulan ve oldukça rahatlamış göğüslerimin üstüne gitmişti. Alabildiğim kadar derin bir nefes alıp verdim ve bunu birkaç kez tekrarladım. Bu sefer herhangi bir sorunla karşılaşmadım ama kalbim hâlâ çok hızlı atıyordu. İki elimi de yavaşça kucağımda birleştirerek kenetlediğimde güzel giysiler içinde darmadağın olmuş Masal Okur'un arada kalmış hali aynadan bana bakıyordu. Kızarmış gözleri ağlamaklıydı, sararıp solmuş yüzü ise korku doluydu. Düşünmeden hareket ettiğim için kızgındım. İnat edip, hiç peşinden gelmeseydim ona da kendime de umut vermemiş olacaktım. Kore'ye neden geldiğimi, kimler için geldiğimi unutmuştum. Babamın hastalığını öğrendiğimden beri birçok duygudan arınmış, yalnızca ameliyat olabilmesi için uğraşmıştım. Yaman'a da en çok bu yüzden kızardım. Bana yaklaşmaya çalıştıkça uzaklaştırmış, durumumun böyle yakınlıklara uygun olmadığını söylemiştim. Çünkü sebeplerim vardı.

Neden o sebeplere şimdi de sığınmıyordum?

Yaman'la nişanı attıktan sonra yakın arkadaşım Seher bana destek olmak için geldiğinde tamamen bana hak veren şeyler söylemişti. Aldatılmıştım. İnsanlara, özellikle de erkeklere olan güvenim zedelenmişti. Yaman'ın üstüme gelerek söylediği sözler ve yapmaya çalıştıkları yüzünden tarif edilemez bir biçimde kırılmıştım. Erkeklerin ihtiyaçları diye başlamıştı sözlerine ve kalpten daha fazlasıdır diyerek bitirmişti. Onu sevmediğimi, sadece yanımda tuttuğumu bağırarak söylemişti. İki yıl nişanlı kaldığım adamın beni aldattığını çok büyük bir mutlulukla gittiğim mezuniyet gecemizde öğrendiğimi dün gibi hatırlıyordum. Gözlerimi kapayıp, yanağımdan boynuma doğru süzülen yaşları ellerimle sildim, yerine yenileri eklenirken silmeye devam ettim. Belki de Yaman'a karşı az da olsa haksızlık etmiştim. Fakat ben Yaman'ı sevmiştim, aşk değildi ama ona güvenmiştim. Evlenmemize çok az bir zaman kala aldatmasına değmezdi. Ben onu hiç aldatmamıştım. Sadece onlar gibi iyi şartlar altında okumuyordum. Ders çalışmak, staja gitmek, yarı zamanlı işlerde çalışmak ve ilk fırsatımda onunla görüşmekten başka bir şey yapmıyordum. İkinci üniversiteyi yurt dışında okuyacağını söylediğinde dahi destek olmuş, yoluna çıkmamıştım. Beni aldatıp, tüm o iğrençlikleri söylediğinde vicdanı hiç sızlamamış mıydı? Ya da bana dokunmaya yeltendiğinde kaçıp gitmeseydim ne olacaktı? Ellerimle yüzümü ovuşturduğumda kendimi geriye doğru bırakarak yatağa uzandım. Gözlerim aralanıp, gittikçe kararan havanın etkisiyle loş olmaya başlayan otel odasının içerisinde bir süre gezindi. Kollarımı başımın üstüne gelecek şekilde yatağa yerleştirdiğimde esnedim. Geçmişimde ne yaşarsam yaşayayım değiştiremezdim. Yaman'ın kalbimde açtığı yaraların izleri geçmeyecekti ama iyileşiyordu işte. Yine birine güveniyor, yine hızlı hızlı atıyor ve yine varlığını bir başkasını delice severek belli ediyordu.

AŞK SINIR TANIMAZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin