35. Ben, Senin Olacağım

11.8K 842 215
                                    

Keyifli okumalar dilerim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Keyifli okumalar dilerim. ❤️

***

Korkmak insanların doğasında, varoluşundan beri vardı. Kimimiz düşen yıldırımlardan, karanlıktan, böceklerden ve daha binlerce farklı şeyden korkardı. Belki de bu korkular sayesinde hayatta kalmayı başarmıştık. Tıpkı bugün olduğu gibi, bizleri hayatta tutan asıl şey; sahip olduğumuz tüm korkular, hatta içimizi bir kurtçuk gibi yiyip bitiren endişeler, kendimizi ve sevdiklerimizi koruma içgüdümüzdü.

Uzun bir süredir içimi kasıp kavuran o karanlık fırtına bulutuna apansızca teslim olduğumu artık utanmadan, dürüstçe kabul ediyordum. Korkuyla ilk yüzleşmede kalbimdeki o tarifsiz acı dolu sancı arttı; çelik gibi sert bir el boğazıma sarıldı, nefes alamadım. Mutluluğuma bulaşan tüm o korkunç düşünceler, beynimle işbirliği yaparak bedenimi iliklerime kadar üşüterek titretti. Üzerimdeki siyah renk yünlü şala daha sıkı sarındım. Soğuk havayı tenimde hissederken bir bakıma yeniden dirilmiş de sayılırdım. Vücudumu buz kestiren soğuk Kore havası işe yaramaz zihnimi iyice açmış sayılırdı. Pelteye dönüşmüş zihnimin açılması fena hâlde hoşuma gitmişti. Çünkü daha önce farkında olmadığım, görmezden geldiğim her şey, tüm kâbuslarım, bu akşam ete kemiğe bürünerek ağzından salyalar akan kocaman, çirkin bir yaratık gibi karşıma çıkmıştı. Kuruyan dudaklarımı dilimle ıslatarak yutkunup, ay ışığının vurduğu yemyeşil ağaçların ve rengârenk çiçeklerin bir düzen içerisinde süslediği bu büyük bahçeyi göz alabildiğince seyrediyordum.

Her şey aynı, yerli yerindeydi ama değişen atmosferi fark etmemek imkânsızdı. Korumaların etrafımıza etten bir duvar örüldüğünü görebiliyordum. Sayısı artırılmış, güvenlik önlemleri en üst seviyeye çıkarılmıştı. Sebebi ise bu akşam olanlardı. Bu akşam az kalsın, içimizden biri zarar görecek ve incinecekti. Bu akşam şansımız yaver gitmeseydi içimizden birini bir daha ssla göremeyebilirdik.

Oturduğum hasır koltuğa güç almak istercesine iyice yaslandığımda korkudan ince ince titreyen parmaklarımla oynuyordum. Dudaklarımla burnumun arasına yaklaştırılmış beyaz renk porselen bir kupayı, sıcak dumanının yüzüme çarpmasıyla aniden fark ettim ve gözlerimi doğruca, üstünde dumanlar tüten kupayı uzatan kişiye çevirdiğimde Ah Yoo Na bana nazik bir şekilde, güven verircesine gülümsedi. Havaya yayılan enfes kokuya iştahım kabararak, aç midemdeki sinyaller beynime hızla giderken; utanarak da olsa sıcak çikolata dolu kupayı, titreyen ellerimin arasına alıp gülümsedim. Yanımdaki boşluğa oturan Ah Yoo Na da kendi sıcak çikolatasından bir yudum içtikten sonra yavaşça bana doğru döndü.

Ah Yoo Na ona has olan samimi ve zarif sesiyle, ''Önce içeceğinden iç, Masal. Isınmaya ihtiyacın var, çok titriyorsun." dedi. ''Rahatlamaya ihtiyacın var. Kendini iyi hissedene kadar burada durabiliriz. Hadi iç şu içeceğini, canım.''

"Gerçekten sıcak bir şeylere ihtiyacım vardı." Onu ikiletmeden sıcak çikolatadan küçük bir yudum aldım. Ağzımın içindeki acı tat yok olurken biraz da olsa ısınmamı sağlamıştı. Buz tutmuş parmak uçlarım da sıcak kupa sayesinde ısınmıştı. ''Teşekkür ederim, Ah Yoo Na.''

AŞK SINIR TANIMAZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin