36. Biz Karmakarışığız

9.5K 756 365
                                    

Keyifli okumalar dilerim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Keyifli okumalar dilerim. ❤️

***

Şirketten korumalar eşliğinde çıkarken artık resmî nişan duyurumuz herkesi etkisine almıştı. Çalışanların hepsi bana çekingen gözlerle bakıyor, üst konumda olmalarına rağmen çoğu selam vermeden geçmiyordu. Elbette hoş bir durum değildi ama başta tamamen güvenliğim için alınmış karar şu anda gerçeğe dönüşmüştü ve açıkçası vicdanım yalan söylemediğimiz için eskisine göre daha rahattı. El ele tutuşmaktan kaçınıyorduk, yine de yan yana yürüdüğümüz için birbirimize temas ediyorduk. Otoparkta onun Kim Sae Jin'le konuşmasını beklerken düşünceliydim. Eve geçmeden önce kalan eşyalarımı almak için kısa bir süreliğine kullandığım daireye gidecektik.

Nişanımız duyurulması beni daha popüler bir kadın hâle getirirken yeniden Park Soo Yun'u ondan kurtulmak isteyenler için hedef yapmıştı. Korumalarla gezdiği için onu eleştirmiştim, çünkü bana göre hayatının zor bir tarafı yok gibiydi. Tanımaya başladığımdan bu yana ise evden çıkmasının bile doğru olmadığını düşünüyordum. Her an her yerde girdiği bir ihale yüzünden öldürülebilirdi. Park Soo Yun güçlü bir iş adamı da olsa, onun gibi güçlü başka iş adamları da olmalıydı.

Kim Sae Jin ile konuşmasını bitirerek yanıma geldiğinde elini uzattı. Boynumdan itibaren başlayan sıcaklıkla yanaklarımın kızardığını hissedebiliyordum. Elini tutup yürümeye başladığımızda korumalardan biri arabasının kapılarını açtı. Arabaya binmem için yardımcı olduğunda elini tutmayı bırakmamla beraber oda korumayı gönderip kapımı hızlıca kapadı. Uzun trençkotumu düzeltirken sol tarafımdaki kapı açılarak yerine oturmasını göz ucuyla izledim. Kapısı kapatıldıktan beş dakika sonra araba hareket etmeye başlamıştı bile.

''Birbirimizi daha iyi tanımak için bir şeyler yapmamız gerektiğini düşünüyorum."

Onun sesiyle dağılan düşüncelerim toz bulutu gibi havaya uçuşmuştu. ''Ne gibi bir şeyler?'' diye sorduğumda meraklı gözlerim üzerinde geziniyordu. ''Evinde yaşıyorum farkındaysan, Soo Yun. Her gün birbirimizi görüyoruz.''

''Biz flört etmedik, Masal. Diğer çiftler gibi dışarıda biraz vakit geçirebiliriz. Bu konularda deneyimim olmadığı için seni durağan hayatımla sıkmak istemiyorum.''

Durağan hayatı buysa, hareketli olanı düşünmek istemiyordum. Üstelik... onunla daha fazla yakınlaşma fikri beni korkutuyordu. Herhangi bir sözün ya da dokunuşun neye yol açacağını asla bilemezdik.

Dürüstçe, ''Sıkılmıyorum,'' dedim. Gerçekten de onunlayken hiç sıkıldığımı hatırlamıyordum. Doğrusunu söylemek gerekirse sıkılmama zaman da kalmamıştı. Öte yandan dışarı çıkmak şu sıralar o ve benim için tehlikeliydi. Direkt olarak karşı çıkıp fikrimi söylediğim takdirde Park Soo Yun'la inatlaşıp sonunda da kavga edecektik. Haklıydı, daha öncesinde beraber olmadığımız için ne dışarıda baş başa yemek yemiştik, ne de film izlemeye gitmiştik. Onun hayatı flört denen şeyden daha çok önemliydi, ayrıca evindeyken gayet mutluydum. ''Kalabalık ortamları sevmiyorum, dışarıda yemektense evde yemeyi tercih ederim. Hem aşçın harika Türk yemekleri yapıyor, neden dışarıda yemek yiyelim değil mi?''

AŞK SINIR TANIMAZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin