13. Lanet, Soju, Sapık, Kaza ve Kan

11.1K 1K 132
                                    

Babam her zaman, 'Attığın akıllı adımlar seni doğru yola götürür, yanlış yola da sapsan yine doğrusunu bulur,' derdi. İyi ve düzgün bir adam tarafından öğütlerle büyütülmüştüm. Altından daha değerli kelimelerini yarım saattir mantık süzgecimden geçirirken bir küçük bardak sojuyu tekrar kafaya diktim. Acı tadı damağımda zehir gibi yayılıyor, genzimi ise alev alev yakıyordu. Elimin tersiyle ağzımı sildiğimde bardağımı masaya sertçe bıraktım ve Bayan Ah tarafından yeniden doldurulması saniyeler bile sürmedi. Ben ikinci bardağı içerken; o şişeleri bitirip bitirip kenara sırayla diziyordu.

"Aniyo, onun beni sevdiğini biliyorum!"

Etrafımızdaki insanlar Bayan Ah'ın sesini yükseltmesiyle bize baktıklarında sanki hiç duymamışım gibi sojudan yudumladım. Yarı Korece yarı İngilizce konuşup duran çatlak kadın kısık gözlerini kocaman açarken bardağı tuttuğu elinin işaret parmağını doğrulttu.

"Oh, belki de sevmiyordur?! Sürekli gördüğü için," Diğer eliyle yanağını kavradığında gözlerini kapadı. "Yüzüm mü eskidi? Bıktı mı benden?! Omo! Yoksa yaşlı mı buluyor beni?!"

Kimden bahsettiğini bilmediğimden içkimi içmeye devam ettim. Kadın zır deliydi, fazla alkol tüketmekten hayali bir erkek arkadaş edinmiş de olabilirdi. İçkiyi içince sapıtıp, hayali erkek arkadaşına kızıyor olma ihtimali oldukça yüksekti. Hem haline bakınca şişelerin dibini mükemmel şekilde görüyordu.

Kısacası Selma Hanım'ın bahsettiği A Takımı'nın tek kadın üyesi olan Ah Yoo Na tam bir ayyaştı.

"Masal, çirkin miyim ben?! Ha? Çirkin mi?!"

"Çekik gözlerinize rağmen," dedim ve masanın üzerinden biraz ona doğru yaklaştım. Soju içmekten kızarmış yanakları ile burnu bile bence ona sevimlilik katmıştı. "Sizi beğenemeyecek erkek yok gibidir. Oldukça güzelsiniz," Küçük taburenin üzerinde gerinip, esnedim. "Biri kalbinizi mi kırdı yoksa?" dediğimde soju şişelerinden bir tane daha açtı. Galiba durum sandığımdan daha vahimdi. En son Birol aşk acısı çektiği zamanlarda böyle içiyordu. Söylediği şarkıları hatırlayınca yüzümü buruşturdum. "Bayan Ah?"

"Kalbimi istemedi ki kırsın," dediğinde soju şişesini kafasına dikti. Ağzını bileğinin iç kısmına silip, yaşlarla dolan gözlerini kırpıştırdı. "Odunun teki! Onu sevdiğimi anlamamıştır bile!"

"Belli ettiniz mi sevginizi?"

"Masal ben ona açıldım, sevdiğimi söyledim! O ne dedi biliyor musun?!" Şişeyi sertçe masaya vurarak bağırdı. "Bunun aşk olmadığını söyledi! Yakında unutacağımı, başka bir adamı seveceğimi söyledi!"

"Aşkınıza inanmıyor olmalı," dedim daha çok soru sorar gibi.

"Beni şımarık biri olarak görüyor," Bayan Ah'ın sesi kısılırken acı çeker gibi gözlerini kapadı. "Onu sevdiğimi anlamıyor ve beni görmezden geliyor. Geçen gün artık sevgimin bittiğini söylediğimde biliyordum dedi. Sadece intikam almak istemiştim ama onu haklı çıkarmaktan başka bir şey yapamadım."

"Bu biraz kötü olmuş."

"Farkındayım ama gururum incinmişti. Her gün gördüğün biri tarafından önemsenmemek nasıl bir his biliyor musun?"

Her gün gördüğüm biri tarafından ben de önemsenmiyordum. "Bay Park beni gördüğünde şeytan görmüş gibi oluyor. Sanki kötü bir şeymişim gibi yanımdan geçip gidiyor. Sizi anlıyorum.''

Başını iki yana salladığında gözlerini aralamış, işaret parmağı ise yine havaya kalkmıştı. "Hayır, anlamıyorsun. O senin patronun, ben sevdiğim adam tarafından önemsenmiyorum. Arada büyük bir fark var. Arasso?" Bakışlarımı kaçırırken ne gibi bir fark olduğunu düşünüyordum. Bayan Ah sessizliği kahkahasıyla böldü. "Gördün mü? Senin beni anlaman imkânsız!"

AŞK SINIR TANIMAZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin