37. Zıt Kutupların Karşı Konulmaz Çekimi

10K 759 325
                                    

Bir gecikme yaşadık, farkındayım. Yirmilik dişlerimden birinden tekrar operasyon geçireceğim ve bana çok zorluk çıkarıyor. Ağrı, ateş gibi pek çok problem yaşıyorum. Sağlık sorunları bir yana, daha sonra eklemeler yaptığım bu bölüm içime sinmedi ve evet, oturdum baştan yazdım. Kitabın akışı bir miktar değişti, çok detaylandırdım. Ve yazdığım bu bölümü okurken "işte bu" dedim. Wattpad dahil, bu bölüm daha önce alıntı dışında hiç okunmadı. Herkes için büyük bir sürpriz olacak.

Bölümde +18 içerikli kısımlar mevcut. Zaten yetişkin içerikli bir kitap ama ilk ve son kez uyarı yapmak istedim.

Keyifli okumalar dilerim. Bol bol yorum yapmayı ve oy vermeyi unutmayın. ❤️

***

PSY Entertainment'ın CEO'su, muhtemelen Kore'nin en genç zengini olan bu adama tarhana çorbası içiriyordum. Evet, bunu başarabilen ilk ve son kişi olduğumdan adım gibi emindim. Yanan yemekleri telafi etmem zor olmuştu ama yanımda getirdiğim o bir kavanoz tarhana olmasaydı çorbayı asla yetiştiremezdim. Kaşığıyla çorbayı yavaş ve son derece kibar bir şekilde içen Soo Yun'u keyifle izliyordum. Bay Lee açısından bir sorun olduğunu sanmıyordum, çünkü karısı bir Türk'tü ve bizim kültürümüze alışkın olmalıydı. Ama Park Soo Yun...

Ona tarhana çorbası içireceğimi hayal bile edemezdim. Soo Yun'a bakarak sessizce güldüğüm sırada onun içimi titreten keskin bakışlarıyla karşılaştım. Şu anda aklımdan geçen şeyleri acaba tahmin edebiliyor muydu? Gülmemek için dudaklarımı kıvırıp ısırsam da boşunaydı, yüzümdeki o lanet olasıca gülümsemeyi silemiyordum.

Soo Yun'un bu hâline dayanamayıp, "Tarhana çorbası içiyorsun," dedim ve kıkırtılarımı daha fazla tutamadım. "Ben, PSY Entertainment'ın CEO'suna tarhana çorbası içiriyorum."

"Masal..." Park Soo Yun'un bakışları kışkırtıcı bir şekilde dudaklarımda oyalandı. Diliyle kendi dudaklarını yalayıp ıslattıktan sonra gözlerime baktı. "Bana başka neler yaptırabileceğinin farkında bile değilsin. Hayatını böyle harika bir adamla geçirmek istemez misin?''

''Ben... şey...'' Ne diyeceğimi bilemiyordum. Böyle bir adamla ömrümün sonuna dek yaşayabilirdim ve onunla geçireceğim ömrümün, onu sevmeye yetmeyeceğinden korkuyordum. Bu harika adam için doğru kişi olmayı isterdim. Gülümsemeye çalışarak endişelerimi gizledim. ''Senden bir şey istemiyorum.'' Sonunda kekelemeden konuşmayı başardığıma şükrederek, ''Sadece iyi olmanı istiyorum.'' dedim. Bay Lee ve Selma Hanım'a bakarak elimle Soo Yun'u işaret ettim. ''Her konuyu bir şekilde evliliğe getirmeyi başarıyor. Beni ikna edebileceğini sanıyorsa çok yanılıyor. Sabretmeyi öğrenmesi gerekecek.''

''Sabretmeyi öğrenmem mi gerekiyor?'' Soo Yun komik bir şey söylemişim gibi sahte bir kahkaha atıp kaşığı tabağının kenarına koyduğunda çorba içmeyi çoktan bırakmıştı. Dirseklerini masaya dayayıp ellerini çene hizasında birleştirdi. Bu hâli bana şirketteki o zorlu toplantıların birinde, gözleri hırsla parlayan iş adamı hâlini hatırlatıyordu. ''Ne kadar süredir sabrettiğim hakkında en ufak bir fikrin yok, Masal. Her konu bir şekilde evliliğe gelecek, çünkü senin bu kaçınılmaz sona alışmayı öğrenmen gerekiyor.''

''Evlilik konusunu bu akşam açmayalım, lütfen.'' Selma Hanım bir tartışma çıkmasından korkar gibi konuyu değiştirdi. ''Yemekleri servis edelim, daha hoş konulardan konuşalım ve keyfimizi bozmayalım. Ne dersiniz?''

Soo Yun ile birbirimize bakarken aramızda sessiz bir şekilde savaşıyor gibiydik. Omzumu silkerek ortama uyacağımın sinyalini verirken aslında içim huzursuzdu. Anında kendi dünyasına dönen Soo Yun'un az önceki keyfini çoktan kaçırmış sayılırdım. Umarsız davranışlarım onun gibi ciddi bir adam için fazla sinir bozucu olmalıydı.

AŞK SINIR TANIMAZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin