34. Bölüm

8.3K 774 223
                                    

Keyifli okumalar dilerim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Keyifli okumalar dilerim... ❤️

***

Çocuklar masalların varlığıyla büyür, büyüdükçe de masallara olan inançlarını kaybederlerdi. Çünkü hayatın gerçekleri, sihirli dünyalara kapılar açan masallardan çok farklıydı. Masallarda hep iyiler kazanırdı; gerçek hayatta ise her zaman iyiler kazanmıyordu. Masallarda gerçek aşkın büyüsü en kötü lanetleri bile ortadan kaldırırdı; gerçek hayatta ise aşkın gücünün yetmediği zorluklar vardı. Masallar bir yana dursun, gerçek hayatta saf aşkı bulmak başlı başına bir sorundu.

Bulduğunuzda da sorunlar öyle çabuk hallolmuyordu.

Gerçek hayatta yaşayan ve masalı yalnızca adında taşıyan Masal davetlilerin aşırı ilgisiyle bunalmış hissediyordu. Büyük balo salonunun kiraz çiçekleriyle süslenmiş merdivenlerinden inerken Park Soo Yun'un koluna daha sıkı tutunmuştu. Genç adam onu hiç bırakmıyordu, o da biliyordu ama heyecanlanmış ve biraz da olsa korkmuştu. Boştaki eliyle elbisesinin uzun eteklerini hafifçe kaldırmış, takılmadan merdivenleri inmek için gayret ediyordu. Gözleri yavaşça yanında asaletle davetlilere bakan adama çevrildiğinde kalbinin çırpınışını hissedebiliyordu. Park Soo Yun'un aşkının büyüklüğü karşısında pes etmekten başka çaresi kalmamıştı. Neden ve ne zaman âşık olduğunu tam olarak hatırlayamıyordu ama Park Soo Yun onu yıllardır seviyordu. Dudaklarını büküp, bakışlarını merdivenlere indirdi.

''Gerilme, hepsi senin ve benim gibi insanlar. Yalnızca fazla meraklılar, seni görmek için birbirleriyle yarışıyorlar.''

Masal tekrar Park Soo Yun'a baktığında gülümsemeye çalıştı. Onun sesiyle gerginliği azalmıştı ama tamamen geçtiğini söyleyemezdi. ''Her gün kendi gizli nişanımın kutlamasına katılmıyorum, Soo Yun.'' Daha önce nişan atmıştı, birdenbire yeniden nişanlanmıştı ve kendini Park Soo Yun'un kollarında bulmuştu. ''Demek istediğim... burası çok kalabalık.'' diye mırıldandı.

''Kalabalık olabilir ama ben seninleyim, yalnız değilsin.''

''Yalnız değilim,'' Masal utanarak gözlerini kaçırdığında onu ilk kez görüyormuş gibiydi. ''Seninleyim.''

Park Soo Yun belki de Masal Okur'dan daha çok gergindi. Uzun zamandır sakladığı bir şeyi itiraf etmişti. Bu geceden sonra bir şeylerin değişeceğini hissediyordu. Son basamakları da indiklerinde kalabalığın arasından geçerek ilerliyorlardı. Bay Lee ve Selma Hanım bu gece için çok hazırlanmış, her şeyle ilgilenmişlerdi. Güvenlik önlemleri davetin verildiği otelde en üst seviyedeydi. Hiçbir sorun yoktu ve olmayacaktı. Garsonlar bile gizli korumaydı, gelen herkes dikkatle didik didik incelenmişti. Tedirginliğini belli etmeden etrafını kontrol eden genç adamın gözleri Masal'ın elbisesinin yakasına odaklandı. Teni o kırmızı elbisenin içinde enfes görünüyordu. Dağınık bukleleri omuzlarına dökülmüş, güneş gibi parlıyordu. Küçük dudaklarını bükmüş, etrafındaki insanlara tatlı tatlı gülümsüyordu. Bal sarısı gözlerini süsleyen kirpiklerini arada şaşkınlıkla kırpıştırıyordu. Soo Yun onun ışığa duyarlı olduğunu biliyordu. Hatta onun hakkında çok şey biliyordu. Masal Okur; sakardı, cadıydı ve tam bir deliydi. Bu kadın Park Soo Yun'un başının belasıydı.

AŞK SINIR TANIMAZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin