19. Bölüm

8.8K 902 234
                                    

Sırt sırta bağlanmış bir şekilde iki sandalyede oturan Masal ve Joo Hyuk bileklerini neredeyse kesmiş ipleri artık gevşetmekten yorulmuşlardı. Başlarında bekleyen oldukça iri korumaların sürekli göz hapsindeydiler, oraya buraya sürüklenmekten ise mahvolmuşlardı. Çok şey yaşamışlardı, çok şey öğrenmişlerdi ve onları kimsenin kurtarmaya gelmemesi tüm umutlarını söndürmüştü.

''Maşal,'' diye sessizce fısıldayan Joo Hyuk, Masal'ın sesini duymak istedi. Beş dakika kadar önce konuşmuşta olsalar onun için endişeleniyordu. ''İyi misin?''

İpi nasıl kopartacağıyla kafayı bozmuş olan Masal bileğindeki sızıyla yüzünü buruşturdu. ''Joo Hyuk çaktırmadan eğilip, ipi dişinle koparamaz mısın? Eminim çok kolay olacaktır, sana güveniyorum. Tek yapman gereken eğilmen, ipi dişinle kırt kırt kemirmen.''

''Sincap mıyım ben, Maşal?''

''Yanımda sen değil de bir sincap olsa çok daha iyi olmaz mıydı? Keşke sincap olsaydın, Joo Hyuk.''

Anlaşılan yalnızca Joo Hyuk'un umutları sönmüştü, Masal'ın umutları gayet ışıltılıydı.

''Sincap sana nasıl olduğunu sorup iyiliğini düşünmez, Maşal.''

''Nereden biliyorsun? İpi dişiyle kemirip, beni kurtarması daha çok işime yarardı.'' Masal korumaların tuhaf bakışlarına burnunu kırıştırdı. Başını Nam Joo Hyuk'un başının arkasına yasladığında onun yüzünü göremediği için kızgındı. Saçma sapan şeyler bile konuşsalar uyumamalıydılar. ''Bir sincap olsaydın seni fındık fıstıkla beslerdim. İpi kesmeni kesinlikle ödülsüz bırakmazdım.''

''Çok cömertsin!''

Başları birbirine yaslı halde dururken; kavga etmekten ziyade şakalaşıyor gibiydiler. Masal yüzünde oluşan gülümsemeyle gözlerini kapadı. ''Fındık ve fıstık hiç de ucuz değil! Sincap olsaydın anlardın!''

''Niye sincap sen olmuyorsun da ben oluyorum?!''

''Senin için her şey olurum dememiş miydin? Ben de sincap olmanı istiyorum. Sincap ol, Joo Hyuk!''

''Bunu kastetmemiştim! Ayşş!''

''Ayşş!'' Nam Joo Hyuk'u taklit eden Masal kıkırdadı. ''Sincap olduğunu bir düşünsene, Joo Hyuk! Ne sevimli olurdun, değil mi?''

''Sincap olsaydım... Beni sevimli mi bulurdun?''

Masal'ın gözleri aralandığında boğazında bir yumru oluşmuştu. Nam Joo Hyuk kadar dürüst ve masum bir erkekle tanışmamıştı. Onun için doğru kadın olmadığı için kalbi pişmanlıkla doldu. Öte yandan kendine kızdı. Mükemmel erkekler dururken; pisliğin tekine güvenmiş hayatının en büyük kazığını yemişti. İncinen gururu, zedelenen güveni ve geçmek bilmeyen öfkesiyle baş etmek zorundaydı. Tüm bunları boş verip, yeniden gülümsedi.

''Tabii bulurdum!'' Nam Joo Hyuk'u kurbağa olarak düşündükten sonra sincap olarak hayal etmek Masal'a komik gelmiş olmalı ki sincap gibi görünen Nam Joo Hyuk'un silüeti gözlerinin önünde belirmişti. ''Sen insanken fazla havalısın, sincapken daha samimi olursun.''

''Sanırım hayatımın geri kalanına sincap olarak devam etmek istiyorum.''

''Ah, ne yapalım biliyor musun, Joo Hyuk?! Buradan çıkınca bu fikri bir reklamda kullanalım!''

Nam Joo Hyuk, Masal'ın buradan kurtulacaklarına dair olan umutlarını söndürmemek adına, ''Güzel olur," dedi. ''Sincap fikrini sevdim ama reklamda büyük ihtimalle ben olmam.''

''Çocukların seveceği bir şekilde, çizgi film gibi bir reklam yapsak ve sen sincabı seslendirsen?''

''Nedense hoşuma gitti,'' diyen genç adam başına yaslanmış diğer başın varlığıyla biraz olsun rahatlıyordu. ''Ama Bay Park'ın bizimle alay edeceğine eminim.''

AŞK SINIR TANIMAZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin