7 - KADERİN İZLERİ

19.9K 1.5K 1K
                                    

"Planlar bozulur, sözler unutulur

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Planlar bozulur, sözler unutulur..."

Hayatımın her evresinde beni şaşırtan olaylarla karşılaşmayı hep başarmışımdır. Sıradan ve durağan günlerim de olmadı değil, elbette oldu. Sadece bazı anlar daha çok düşündüm. Olağanüstü şeyler düşünmek beni bu dünyadan uzaklaştırıyordu. Bazen gerçekliği sevmiyor hatta kabullenemiyordum. Kabullenemiyordum çünkü gerçekler karşısında çaresiz kalmak beni güçsüz hissettiriyordu. Düşüncelerime sığınmak, sınırsız hayal dünyamda kalmak istiyordum. Bir kaçış gibi, sürekli kendi hayatımdan kaçıyordum. Buna düşüncelerimle erişmek bazen farklı olduğumu düşündürürdü bana. Zaten ne yaparsam yapayım kendi hayatım dışına çıkamayacağımı biliyordum. Bizleri bu dünyaya onların kölesi olmak için hapsetmişlerdi. Bu yüzden yazıyordum. Bu yüzden okuyordum. Farklı hayatlarda yaşamayı arzuladığım için...

O çekik, kahverengi gözlere baktım. Kalın, düz kaşlar altında sert ve donuk bakıyorlardı. Robot olmaya programlanmış, yaşam izi yok denecek kadar hissiz. Orta yapılı vücut, üzerinde epey çalışılmış geniş omuzlar ve kalın kollar. Milim hareket olmadan öylece karşımda duran taştan bir beden. Uzun yüzü dolgun yüz hatlarıyla uyumlu mermerden bir cilt. Mimik yok. Alnına dökülen düz siyah saçları ekrandan yansıyan ışık yüzünden yüzünü gölgeliyordu. Hayatımı zindan edecekmiş gibi duruyordu. Ona asla kimliğimi açık etmemeliydim. Her yerde arama izni çıkmışken barınacak ve kaçacak yer bulamayacağım aşikardı. Bu numaraya sıkışıp kalmış bir askerdim. Onun 9 numarası 1739'dan başka bir şey değildim. Tehlike bu kadar yakınımdayken öldüğüme inandırmaktan başka çarem yoktu. İşlerin biraz olsun kolaylaşacağını umarken bu önüme çıkan taşı ezemeyecek olmam canımı sıkıyordu. 

"Hesna Kaner'le evlenmenizi hükümet mi istedi?" dediğimde sorularımı ezberlemiş gibi cevaplıyordu. "Ben talep ettim." demesiyle ürperdim. Sanki o soğuk ses içime buzunu üflemişti. "Bir liste olduğunu söylediniz. Neden başka biri değil? Belki de çoktan ölmüş birisi için neden uğraşıyorsunuz?" Sorumun arkasına hemen cevap vermeyince gerildim. Neden birden sessizleşmişti? Bakışlarında hiçbir şey değişmemişti. Bir şey demiyor öylece duruyordu. Stres her yerimi sarmıştı. "Yanlış bir şey mi söyledim Lee Kwang Jee?" Ona nasıl hitap edeceğimi bilmiyordum. Umarım benden önceki kız ona efendim diye hitap etmiyordur. Bir de dilime bunu alıştırmakla uğraşamazdım. O donuk bakışlar biraz kısıldığında rahatsız olmuş gibi konuştu. "Bugün çok soru sordun asker." Nefesimi tuttum. Diğer kızla nasıl bir diyalogları vardı ki? Tam bir şey söylemeyi düşünürken konuşmaya devam etti. "Ayrıca Kwang Jee demen yeterli. Lee soy adım. Bunu daha ne kadar hatırlatmalıyım?" dediğinde yok olmayı diledim.

Bana bu numarayı veren kızı parçalayabilirdim. "Doğru. Hep unutuyorum." desem de hiç umursamadan, "Bu gece beraber bir birliğe katılalım. Onu bulmalıyım." arkasını dönerek gitti. Ne yapmalıydım şimdi, onu mu takip edecektim? Ekran kapanıp ışıklar açıldığında gittiği yöne doğru onu takip ettim. Yanına vardığımda beni fark etmesiyle, "Ne yaptığını sanıyorsun?" dedi. Olduğum yerde kaldım. İşim yolunda gitse ne olurdu sanki! "Sizi takip ediyorum." demem üzerine yine kendini bozmadan o robot gibi duygudan mahrum sesiyle, "Şu an birliklerden birine katılman, benim için de bir yer hazırlaman gerekmiyor mu? İlk çıkanlara katıl hemen!" diyerek yanımdan ayrıldı. Sabır Hesna. Sabır... Nereden kalkıyor bu birlikler? Ne yöne gideceğimi nasıl bileceğim? Medusa'nın koridorda belirmesiyle o olup olmadığını anlamak için yaka kartına baktığımda rahatlamıştım. Yanına koşar gibi gitsem de durmadı ve başka yöne doğru ilerlemeye devam etti. "2071!" Beni duymamış yoluna devam etmişti. 

KIŞ GÜNDÖNÜMÜ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin