39 - YİTİK VİCDAN - 2

2.3K 245 987
                                    

Merhaba, nasılsınız? 

Davina Harrigton, çok kötü şeylere sebep oldu. Geçtiğimiz bölüm sonunda herkes ölü gibiydi. Bunun sebeplerini öğreneceksiniz. 

Tegaklis'e gitmeden önce, burada kaos yüklü saatler geçireceğiz.

Yazdığım en kısa bölüm oldu. Düzenlemelerim ve gelecek bölüm taslaklarımı oluşturmaya devam ediyorum. Bazı eksiklikleri tamamlamak için size bölümün bu kadarını yayınladım. Bu sefer böyle olsun bana kızmayın olur mu?

Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın. Bin yorumun altına düşmeyelim. Tabi kısa bir bölümde bu zor olacak ama deneyelim bakalım. Keyifli okumalar.

Bizim hava araçlarımızdan daha büyük olduğunu söyleyebilirim. Keskin hatlara sahip, devasa, titanyum alaşımdan yapılmış bir gövde ve güçlü bir kanat yapısı. Uzun ve sivri burun kısmı havada ne kadar hızlı olabileceğinin kanıtıydı. Aracın gövde yanlarında silah yuvaları bulunuyordu. Bu ölümcül makinenin silahlarla donatılmış fırlatma noktalarında gezindi gözlerim. Mat gri rengi karın üzerinde parlıyordu.

Medusa bir adım öne çıktığında, aracı nasıl izlediğini gördüm. Şimdiye dek tasarladıklarına benzemediğinden olsa gerek bakışları hayranlıkla kanatlarda dolaştı. Kıskançlık da olabilir, emin olamadım. O karanlık sisin içinde bir parıltı gördüm. Bütün ekiple birlikte binanın önündeydik. Kwang'ın anne ve babası hariç. Lee Kang Tae ve Hazan Lara, toplantı odasında bizi bekliyordu. Herkesin gözleri, aracın içinden inmek üzere olan o parıltıya odaklandı.

Bir taç... Başına taktığı alın tacı, parlak sarı saç diplerini altın ışıltısıyla örtüyordu. Saçının ortasından yukarı doğru uzanan ok ucu gibi bir sivrilik onu daha görkemli kılıyordu. Başının etrafını saran tacın altından dalgalı saçları aşağı uzanıyor ve göğsünün altında bitiyordu. İnce kaşları gözlerinin keskin yeşilini ortaya koyuyordu.

Dudağının kenarında yine o küstah kıvrım... Güzel olduğunu biliyordu. Etkileyici, çekici ve ne kadar nefret edilesi olduğunu da biliyor olmalıydı. Açık boynuna bağladığı siyah pelerini onu soğuktan koruması için üzerine aldığı belliydi. Altında yine uçuk yeşil bir elbise kendini gösterirken gözlerim arkasındakine takıldı.

Güçlü ön ayaklar, büyük bir kafa ve kaslı bir vücut. Turuncu kürkünün üzerinde siyah dikey çizgileri olan kana susamış bir yırtıcı. Parlak sarı gözler. 300 kilonun üstünde ve 2 metreden daha uzun sayabileceğim devasa bir kaplan. Boyu, Davina'nın dirsek hizasına kadar geliyordu. Hırıltılı ses ona aitti. Vahşi görünümüne rağmen Davina'nın yanında nasıl duracağını biliyor gibiydi. Hayvanın tehlikeli görünümünde dikkat ettiğim bir başka şey ise Davina'nın şakağında kırmızıyla yanıp sönen beyaz cihazın, kaplanın da şakak hizasına takılı olmasıydı.

Hemen yanında Louis denen erkek kardeşi belirdi. Onda da siyah bir pelerin vardı. Altında siyah bir takım ve parmaklarında altın yüzükler. Ona tiksintiyle bakmamam mümkün değildi. Çünkü gözleri benimkileri bulduğunda o pislik sırıtışı dudaklarında belirdi. Koyu sarı saçlarında dalgalanan altın renk çizgiler, açık bir tazelik sunan cildine ışıltı katıyordu. Ekranda göründüğünden daha yapılı ve uzundu. Sert çene hatlarında yer edinen kısa sakalları vardı.

O sırada keskin bir çığlığı andıran ses gökyüzüne yayıldığında uçan bir karartı fark ettim. Bütün gözler onu izledi. Devasa hava aracının etrafından dönüp Louis'in omzu üzerine indi. Pençelerine ve kalın gagasına altından zırh geçirilmiş, rengi siyaha yakın bir kartal... Kanatları, uçtuğu yerdeki sisli dumanı dağıtmıştı.

KIŞ GÜNDÖNÜMÜ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin