25 - ONURLU MÜCADELE

10.8K 809 1.2K
                                    

Merhaba... Biraz duygusalım. Birinci kitabın son bölümündeyiz. Bunu iki kitap olarak ayarlamamın sebebi kitabın şu an sayfa sayısının çok olmasından dolayı. Ayrı bir dosyada kelime ve sayfa sayısını incelediğimde tahminimce 500 sayfa civarı bir kitabı elimize alıyoruz. Tabi bu yayınevinin kitap ölçüleri ve puntosuna göre değişiklik gösterir. Gerçekten güzel, ciltli bir kapak içinde bu kitabı okumak istiyorum. Bunun için destekleriniz çok önemli. Bir de tabi olay örgüsüne göre iki seri halini aldı.

İlk kitapta savaşa kadar kaleme alınan bir olay örgüsü okudunuz. İkinci kitapta ise savaştan sonraki bir hayata başlayacağız. Bölüm sonuna genel yorumlarınızı ve duygularınızı yazmayı unutmayın. 500 yorumun altına düşmeyelim. Ben bölüm sonunda sorularımı size soracağım. Başlayalım o halde.

"Zamanı akıllıca kullan

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Zamanı akıllıca kullan."

4 saat önce...

Çağan savaş başlamadan önce tekrar kardeşini görmek istedi. Oyundan sonra çocukların olduğu odaya girilmesine izin verilmemişti. Kwang'ın anne ve babasını gördükten sonra Leyan'a ne olduğunu anlamak istiyordu. Bunu ben de öğrenmek istediğimden Akhar'ın konuşmasından sonra Çağan ve Medusa'ya katıldım. Çağan çocukların olduğu odaya geldiğinde Leyan'ı görmesiyle hızlı adımlarla ona yürüdü. Öyle kuvvetli sarıldı ki ona sanki bırakırsa ölecek gibiydi. Ardından konuşmaya başladı. "Leyan," diyerek kardeşinin başını elleri arasına aldı. "Sana bir şey yaptılar mı? Bana doğruyu söyle. Bu odada hiç farklı bir şey oluyor mu? Sizi kontrol etmeye geldiklerinde, hatırla. Tuhaf bir şeyler oldu mu?" Leyan'ın yüzünü dikkatle izledim. Geçen görmemin aksine bu defa gözlerinde donuk bir bakış yoktu. Normal görünüyordu. "Bir şey var," dedi. Çağan gözleri parlayarak kardeşine baktı. "Nedir o?" dediğinde Leyan'dan duyduklarım kafamda birçok senaryo yazmıştı bile. "Bizi haftanın belli günleri ruhsal sağlımız için görmeye gelen bir psikolog var. Ona üzerimizde yapılan işlemler yüzünden beynimizin tembelleşmesini önlemek için hayatımızdan önemli anılarımızı anlatıyoruz. Bizi dinliyor, konuşmalarımızı kaydediyor ve gidiyor." 

Kaşlarım gerilirken Medusa'ya baktım. Onunla göz göze geldiğimizde bu duydukları ardından şüpheyle bakıyordu. Çağan gözlerini anlamaya çalışır gibi uzunca kapatıp kaşlarını çattıktan sonra Leyan'a bakarak, "Ne psikoloğu?" dedi. Sesine endişe tohumları ekilmişti. Leyan, "Bilmiyorum abi. Sadece anılarımızı anlatıyoruz. Sonra acı duymamamız için bize iğne vuruyorlar. O iğneyi alınca uyuşmuş gibi hissediyorum. Kendimde değilmişim gibi geliyor ama bunun travmalarımızı unutmamız için yapıldığı söyleniyor. Anlattığım anıları ise hatırlamamaya başlıyorum. Nedenini sorduğumda ilacın işe yaradığını ve iyileşeceğimizi söylüyorlar," dedi. Çağan onun omuzlarından tutarken kardeşine doğru eğildiğinde, "Ne acısı Leyan? Siz acı mı duyuyorsunuz?" derken kafasında bir şeylerin haritasını çizmiş görünüyordu. Leyan, "Fiziksel olarak değil ama sadece kemiklerimi cam gibi hissediyorum. Çok kırılganım. Psikolojik olarak böyleymiş," dedi. Şimdi aramızda bir şeyleri konuşmanın zamanıydı. Çağan kardeşinden ayrılarak duvar dibine gittiğinde Medusa ve ben onu takip ettik. 

KIŞ GÜNDÖNÜMÜ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin