15 - YARDIM ELİ

15.1K 1.2K 659
                                    

Merhabalar... Nasılsınız? Yeni bölüm için heyecanlı mısınız?

Haftada iki bölüm sözümü unutmadım. Müsait olduğum bir hafta yayımlayacağım. 

Sizden ricam oy ve yorum yapmayı unutmayalım. Size yine bölüm sonunda sorularım olacak.

Hazırsanız başlayalım. 

"Bazı sonuçlar bedel ister

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

"Bazı sonuçlar bedel ister."

Her yerim acıyordu. Doğa, söylediğim sözlere aldırmadan üniformamın düğmelerini açmaya başladı. Yaranın ne kadar derin olduğuna bakmak istiyordu sanırım. Yüzüm terliyordu. Nefesimi düzenlemeye çalışıyordum. Atletimi yavaşça yukarı sıyırdı. Açık yara kandan dolayı kıyafete yapışmıştı. Yüzümü acıyla buruşturdum. Konuşmak istedim. "Yorma kendini," diye uyarıda bulunan Doğa üstündeki üniformayı çıkarıp kanayan yarama bastırdı. Atletle kalmıştı. "Bastır şunu," diyerek katladığı kıyafetin üzerine elimi yerleştirdi. Kalkarak kapıya doğru yöneldiğinde şiddetle vurdu kapıya. "Yardım edin! O yaralı! Açın şu kapıyı!" baskın sözlerine devam ediyordu. "Böyle bırakamazsınız!" Kapıya vursa da hiçbir hareket olmamıştı. Tekrar yanıma koştuğunda yarama bastırmaya başladı. "Hesna, dayan güzelim. Çıkacaksın buradan," diyerek kanamamı durdurmaya çalışıyordu.

"Doğa," dudaklarımı zar zor açmıştım. Çenemi yere çarptığımdan dolayı da bütün yüzüm sızlıyordu. Hiç iyi hissetmiyordum. Doğa sulu gözlerle bana bakıyordu. Zorla da olsa konuştum. "Bir şey biliyorsan söyle bana," derken sesim titremişti. O ise gözlerini uzunca kapatarak göz yaşlarının akmasına sebep oldu. "Yemin ederim bilmiyorum. Bilsem söylemez miyim?" derken onun da sesi titriyordu. Gülümsedim. Dudağım yarıldığından bu pek mümkün olmasa da gülümsedim. "Söylersin," diyerek doğrulmaya çalıştım ama başaramadım. "Biri bizi ifşa etti ama kim?" dedim. Kaşlarını çatarak, "Akın'dan başkası aklıma gelmiyor," dedi. Şaşırmazdım. Doğa bilerek buraya getirilmişti ve ona dokunulmamıştı. Bu konunun ayrıca peşine düşecektim ve bunu anlatabilecek tek kişi Matteo gibi duruyordu.

Artık kan kaybı beni iyice halsiz bırakırken dışarıdan gelen sesle bakışlarımızı kapıya çevirdik. Kapının ardından bütün öfkesiyle konuşan Kwang'dan başkası değildi. "Aç kapıyı!" Komutu üzerine yanındaki askerlerden birinin sesi de içeri geldi. "Askeriyenin asıl kurallarından birini çiğnedi. Açamayız," ürkek bir sesle konuşmuştu ona cevap veren asker. Bu yanıtın peşine kapıya çarpma sesi geldi. "Başlatma kuralına! Açtır şu kapıyı!" derken ses daha yakından gelmişti. Anlaşılan askeri kapıya geçirerek konuşmuştu. Kısa sessizlikten sonra kapı açıldı. Bu sert açılışla burnundan soluyan Kwang direkt bakışlarını bana kilitlemişti. "Hesna!" diyerek adım atmasıyla beni kucağına alan Kwang çoktan hücreden çıkarmıştı. Bir an da nasıl havalandım anlamamıştım bile. "Nerede kaldın?" diyerek başımı göğsüne yasladığımda sesimi duyduğuna emin değildim. Sanki kendi kendime konuşmuştum. 

KIŞ GÜNDÖNÜMÜ Where stories live. Discover now