28 - KORUYUCU GÖLGELER - 2

7.9K 664 1.2K
                                    

Kaldığımız yerden devam ediyoruz. Güzel etkileşimler olursa ben her zaman bölüm atarım. Sizler beni motive ediyorsunuz. Aslında hafta içi atmak istiyordum bu bölümü ama işler pek yolunda gitmedi. 500 yorum sınırımızın üzerine çıkmak istiyorum. Neler yapabiliyoruz bir deneyelim. Oy vermeyi de unutmayın. Keyifli okumalar...

Zorundalığa katlanmaktan nefret ediyorum

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Zorundalığa katlanmaktan nefret ediyorum. Elimden bir şey gelmediği zamanlardan nefret ediyorum. Neden hayallerim konusunda bu kadar inatçı olduğumu da bilmiyorum. Bu düşünceye nasıl bu kadar bağlı kaldığıma da bir anlam veremiyorum. Şikayetim yok. Umutlarım beni hayatta tutuyor. Ne kadar yorgun dünler atlatsam da yarınların daha güzel olacağı düşüncesiyle yaşıyorum. Bu düşünce, bugünü daha yaşanılır kılıyor. Bunun için bir şeyleri sevmek gerektiği de ortada. Bir yeri, bir kitabı, birini... Ait hissetme duygusunu... Mutlu bir ailede büyümenin bana kattığı duyguları geliştirmeye çalışıyorum. Belki de hayatı olumlama çabam bu yüzdendir. O mutluluğu sürekli kılmak için kendi ailemi kurmayı deniyorum. Sonunda aşk, bana bir kalbe ait olduğumu hissettiriyor. Artık anılarımdan ibaret olan ailemin sıcak sevgisini arkadaşlarımda aradığımda tanıdım onu. Onun kalbi, içinde yaşayabileceğim en güzel ev...

Bana varlığıyla güç veren bu adamı kollarım arasında böyle savunmasız görmeye dayanamıyordum. Güçlü kalmaya dikkat ederek konuştum. "Kwang ne olur uyan." Ne yapacağımı bilmiyordum. Alnımı onun alnına yasladığımda göz yaşlarım yanaklarını ıslatıyordu. "Neden uyanmıyor?" Kısık sesle sorduğum sorunun ardından başımı kaldırdım. O kusursuz teni şimdi solgun duruyordu. Çekik gözlerini süsleyen kirpiklerini tek tek öpmek istedim. Yüzünün her noktasında gezindi gözlerim. Dudaklarına baktım. Bir şeyler söylüyordu. Duymak için kulağımı yüzüne yaklaştırdım. Kalbim hızlanmıştı. "Söyle sevgilim," diyerek onu bekledim. Yavaş ve sessizce konuştu. "Kalbimi karanlıkta kaybettim sandım ama senin ışığın çok parlaktı." İçime aldığım gergin nefesi bıraktığımda gökyüzüne bakar gibi başımı kaldırdım. Şükürler olsun.

Ona tekrar baktım. "Bir yerin acıyor mu?" dediğimde gözlerime bakıyordu. Yüzünü okşuyordum. Hiçbir şey olmamış gibi gülümsemesi rahatlamama sebep olmuştu. "Kalbimde biriktirdiğim her umut adını fısıldarken nasıl acı çekebilirim?" Ne kadar çok korktuğumu anlamıştı. Durumu iyileştirme çabasıyla birlikte her şey yolunda izlenimi vermeye çalışıyordu. Gözlerimi kapatarak bu parıldayan sözleri düşündüm. Ölüm biraz yaklaşsa bu adamın kafası güzel bir hal alıyordu. Doğrulmaya çalıştığında ona yardım ettim. İyi görünüyordu. Bakışları üzerinden sanki bir sis perdesi kalkmış gibi daha canlı bakıyordu. Ona her ne içirdiyseler hepsini dışarı atması iyi olmuştu. Artık daha dikkatli olmalıydık. Üzerimde biriktirdiğim bütün korkular şimdi kum tanesi gibi dökülüyordu. Kalkacağını biliyordum. O hep kalkardı. En batak zorluklarda bile elimden tutan oydu. O eli bırakmayacağını söyleyen de...

"O cadıya mı gittin?" dediğinde öfkem tetiklendi. "Haklıymışsın. Seni zehirlemiş." Bu sözüm üzerine Doğa, "Manyak mı bunlar? Ne istiyorlar?" diye atıldı. Sinirlenmemeye gayret ederek cevap verdim. "Mutant geçiren bitkileri zehir ve panzehir olarak ayırmayı başaran ve kendilerini büyücü ilan eden saçmalık topluluğu. İçlerinden bir tanesi bebeğimi alacağını söylüyor. Kwang'ın hayatı karşılığında bana şartı buydu." Anlattıklarım üzerine Kwang, "Sana yine bunları mı söyledi?" dediğinde kaşları gerildi. "Evet. Peşimizi bırakmayacakmış," dediğimde Doğa durumu anlamaya çalışarak konuştu. "Bir dakika, bir dakika. Kadının biri senin bebek doğurmanı bekliyor öyle mi?" O kadına bir bebek doğuramayacağımı söylemenin de tehlikeli olabileceğini düşündüm. Eğer dediği olmazsa benden farklı şeyler isteyebilirdi. Ne ile karşılaşacağımı bilmediğimden şu an ona doğruyu söylemek ertelediğim bir şey olacaktı. 

KIŞ GÜNDÖNÜMÜ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin