38 - SİNSİ MASKELER

3.9K 315 961
                                    

Merhaba... Nasılsınız? Biraz birbirimizden uzak kaldık. Her zaman her şey yolunda gitmiyor. Fakat yeniden buradayım. Sizler de burada mısınız?

Sert bir bölümü geride bıraktık. Son bir kaç bölümdür final konusunda bazı fikirlerim oldu. Kurgu gittikçe zihnimde açılıyor. Bazı planlarım var. İlerledikçe size açıklayacağım. Biz sürece odaklanalım ve hikayemize devam edelim.

Hesna'dan devam ediyoruz. Oy verip yorum yapmayı unutmayalım. Bin yorumun üstü yorumlar bekliyorum sizden. Keyifli okumalar...

"Kırık dökük olabiliriz ama birlikte güçlüyüz

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

"Kırık dökük olabiliriz ama birlikte güçlüyüz."

"Sessizliğin en sıkıcı yanı da belirsizlik içinde yol aramak." Doğa, Gilda'ya doğru yürüdüğümüz koridorda konuşmaya devam ederken ona katılmadan edemedim. Hislerine, benimle aynı olan hislerine... "Yokuş koşmak eskisi kadar sabır gösterebildiğim bir şey değil. Tüm bu mücadelenin getirdikleri, yaralarımızı iyileştirmeye yetmiyor." Yeni bir sessizlik daha. "Senin benim olumsuzluklarıma sivri umutlar aşılaman gerekmiyor muydu?" dedi. Göz ucuyla ona baktığımda hâlâ yan yana yürüyorduk. "Beni olumsuzluklarımdan kim kurtaracak?" Sorum üzerine bana hak verir gibi baktı. Birimiz düşse birimiz kaldırıyordu ama bu sefer durumlar bataklık gibi, hepimizi aşağı çekiyordu.

Dün gece için her şeyi unutmak ve Kwang'ın sıcaklığından başka bir şey düşünmek istememiştim. Belki bencilce bir düşünceydi. Gilda bu kadar yara almışken gülebilmeyi sonradan kendime dert edinsem de Kwang bunun ona yardım etmeyeceğini söyledi. Eşimin neden yanımdayken bile bana bu kadar özlem çektiğini anlıyordum. Jun'a baktığında, acaba kaç kere kendini onun yerine koymuştu? Orada olabilirdim. Oradan çıkamayabilir ve Gilda yerine işkence gören ben olabilirdim. Fakat orada olan Gilda'ydı. Ben değil, Doğa değil. Bu olanları hiç hak etmeyen Gilda.

Kwang, diğerleriyle Walter'a gitmeden önce yapılacak işlerin başını tutarken biz de Gilda'yı görecektik. İlk getirildiğinde ve ilk ameliyatından sonra da gözlerini açamamıştı. Ahsen bütün ameliyatlarında yanındaydı ve çağırdığına göre bir gelişme vardı. Bunu haber verirken Ahsen'in huzursuz sesi kalbimi ağrıtmaya yetti. Onu bir an önce görmek istiyordum. Son koridoru döndüğümüzde karşıdan gelen Medusa ve Leyan da bize katıldı. Konuşmadık. Doğrudan Gilda'nın odasına gittik. Attığım her adım bana kendimi suçlu hissettiriyordu. Keşke savaşa girmemesi için daha çok direnseydim. İlk ve tek arkadaşının ben olduğumu söylerdi. Hepimiz arkadaşı olmuştuk ama onun için özel olduğumu biliyordum. Onu yüz üstü bıraktığımı düşünür müydü?

Kapıya yaklaştığımızda derin bir nefes aldım. Kimse devam etmedi. İçeri ilk girenin ben olmasına izin verdiler. Bir adım sonra kapıya uzandım. Beyaz ve bütün kötülüklerden arınmış bir odanın içine girerken Gilda'nın yanı başında ayakta dikilen Ahsen'i gördüm. Uykusuzluk ya da yorgunluk, belki de ikisi birden... Ahsen'in göz çukurlarına biriken bıkkınlık da her şeyi açıklıyordu. Birilerini iyileştirmek adına girdiği başka bir hayat savaşına rağmen, yüzündeki cansızlık, güzelliğini gölgelemeyi başaramamıştı. Daha ağır bakan gözleri, önünde ölen çocuklar ve hayata tutunamayan minik ellerin hatıralarıyla doluydu.

KIŞ GÜNDÖNÜMÜ Where stories live. Discover now