11 - KAYIP RUHLAR

20.2K 1.2K 776
                                    

"Düşünmeyen zihin ele geçirilmeye mahkumdur

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Düşünmeyen zihin ele geçirilmeye mahkumdur."

"Sen kim olarak burada emir veriyorsun? Hükümetin askerine silah doğrulttuğunun farkında mısın?" Kwang'ın sesi koridorda yankılandığında herkes Beril'den çıkacak cevabı bekliyordu. Bu kadar sahte bu kadar nankör biriyle arkadaşlık kurduğum için kendime söyleniyordum. Ne amacı belliydi ne de düşüncesi. Gözümde bir katildi. Onun nasıl bu kadar vahşileşebildiğini, ne gerekçeyle bir insanı öldürdüğünü anlayamıyordum. Herkes sanki bir an da yabancılaşmıştı. İnsanların değiştiğini görmek mi canımı sıkıyordu yoksa özde benliklerini tanıyamamak mı bilemiyordum. Beril rahatsız edici bir gülüşle, "Geldiğim yerde nasıl rütbe aldığımı biliyor olmalısınız. Burada devam etmeyi talep ettim ve kabul edildi. Rütbeli bir asker olarak yolumdan çekilmenizi rica ediyorum." Bu kız koca bir şaka olmalıydı. Buraya mezara girmek için geldiği kesindi. "Geldiğin yerde kurallar farklı işliyordu sanırım. Burada emir verebilmen için belli bir saygınlığa ulaşman gerekir." Kwang sözü üzerine yanındaki askerlere başıyla onları işaret ettiğinde Beril'e doğru yürümeye başladılar.

Önüne doğru yürüyen askerlerin yolunu kesen de Beril'in yanındakiler olmuştu. Yanına nasıl birilerini toplayabilmişti? Koridor askerlerle dolmuştu ve olanlardan bir halt anlamamıştım. "Zorluk çıkarmayın! Sadece Doğa Perla ve Hesna Kaner için buradayım!" Beril'in ısrarını kimse anlamamıştı. Kwang öfkeli bakışlarını şimdi bana çevirmişti. Onu hiç dikkate almak istememesi belliydi ama ağzında benim ismim olması onu düşündürüyor olmalıydı. "Sıranı bekle asker!" diyen Matteo'nun da sabrı kalmamış gibi duruyordu. Matteo, Beril'e doğru silahını doğrulttuğunda ona doğru ateşledi. Vurmak istemediği belliydi sadece göz dağı vermek istiyordu. Kurşun yanından geçtiğinde Beril tuhaf bir gülüşle silahını kaldırdı. Hiç düşünmeden tetiğe bastığında Matteo'dan acı dolu bir inleme duyuldu. Sarılı olan koluna, benim vurmuş olduğum yere ateş etmişti. Beril'in bu hareketiyle Matteo ağzına geleni saymaya başladı. Askerler bunun üzerine birbirine girmeye başladığında Beril bana doğru geliyordu.

Kwang beni korumak için önümde durduğunda onun omzundan tutup bir adım önüne geçtim. "Bana bırak." diyerek Beril'e doğru ilerledim. Önce dinlemeli sonra da dövmeliydim. Keza neler anlatacak merak ediyordum. Ayrıca ona karşı alamadığım bir hırsım vardı. Bana yaklaştığında, "Kızgınsın ama anlatacaklarımı dinlemelisin." dedi. Ona duygudan uzak bakıyordum. "Nasıl bir kargaşaya sebep olduğunun farkında mısın?" demem üzerine kolumdan tutup hücre kapısına doğru yöneldi. Dokunmasıyla kolumu ondan sertçe aldım. Bu hareketimi bekliyormuş gibi baktı. Bu kızın kafasında her ne dönüyorsa hep şüphe veriyordu. Gözlerini benden çekip yere doğru baktığında bir şey düşünüyormuş gibi oldu. Bu bakışı kısa tutup hücre kapısının önüne yürüdü. Arkasından gittim. Etrafımızda dövüşen askerler vardı. Kargaşanın içinde bir darbe almamak için etrafımı kolaçan ederek yürüyordum. Kwang'ı kalabalığın içinde seçememiştim. Kapılar normalde dışarıdan kolayca açılabilirdi ama bu kapıyı Kwang'ın talimatı üzerine şifrelemiş olmalıydılar.

KIŞ GÜNDÖNÜMÜ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin