32 - STRATEJİK TAKİP - 1

6.8K 612 1.1K
                                    

Merhaba... Nasılsınız? Her şey yolunda mı? 

Siz okurlarımla sohbet etmeyi çok seviyorum. Instagram: fairymits hesabımızda kitap hakkında editlerimiz var. Bölümler hakkında konuşup sohbet edebiliriz. Bana yazmaktan hiç çekinmeyin. Okur grubumuz da var bölümlerden sonra teori ürettiğimiz, katılmak isteyenler mesaj atabilir.

Bu bölümü ikiye ayırıyorum. Yarın ya da ertesi gün diğer kısmıyla buluşturacağım sizleri. O yüzden biraz kısa olduğundan her paragrafa yorum yapmaya çalışalım. 800 yorumun altına düşmeyelim.

İmza günlerinde Kış Gündönümü ellerinizdeyken sizlerle tanışmayı o kadar istiyorum ki... Bu hayalim için pes etmeden devam edeceğim. Destekleriniz çok önemli bu yüzden beni  yorumsuz bırakmayın lütfen.

Bazılarınız bilir yazdığım ilk kurgu İNTİBA, onu herkes tanımaz. İlk tecrübem ilklerimi yaşadığım bir kitap. Şu an onunla çok parlak bir çıkış yapamamış olsam da küçük adımlarımı büyütmek istiyorum. Beni bu yolda yalnız bırakmayın olur mu?

Oy vermeyi ve 800 yorum sınırımıza ulaşmayı unutmayalım.

Keyifli okumalar... 

"Hisler, göz yaşı gibi bazen sevinç bazen hüzün akıtır

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

"Hisler, göz yaşı gibi bazen sevinç bazen hüzün akıtır."

Sessizliğin hissettirdiği bir başka duyguya tanık oluyordum. Genellikle sessizlik benim için huzur taşır. Yeni ilhamlar, berrak düşünceler ve en önemlisi kendimi dinleyebildiğim anlardan biridir. Fakat şu an olan sessizlik öyle hissettirmemişti. Kaygı doğmuştu içime. Tedirgin olmuştum. Yanlış bir cümle mi kurmuştum? Herkes bana bakıyordu. Kwang'ın babası bu sessizliği daha fazla sürdürmeyen ilk isim oldu. "Toplantı bitmiştir. Çıkabilirsiniz." İnsanlar anlık duraksadı. Yine de denileni yaparak odadan çıkmaya başladılar. Kwang gözlerime sen kal der gibi bakıyordu. 

Kızlar endişeli ve düşünceli bakışlarla yanımdan ayrılırken odadan çıkmayan sadece Kwang'ın abileri, anne ve babası olmuştu. Kwang bana bakarak onlara doğru bir iki adım attığında ben de yürüdüm. Jun, annesinin Seo da babasının yanına oturmuştu. Kwang ve ben de onların karşısına oturduk. Koca masanın bir köşesinde bu ekrandan yansıyan beyaz ışıkla birlikte burada şimdi altı kişiydik. Gölge de bizimle gelmişti ama Doğa çıkarken onu da yanına almıştı. Şimdi ne konuşulacağını merak eden gözlerle bu ailede gezindi gözlerim.

Bay Kang, "Artık rahat konuşabiliriz," dediğinde Kwang'a baktım. Kwang bana dönüp, "Oraya gitmeyeceğiz Hesna," dedi. Az önce ben seninle geleceğim dememiş miydi? Kaşlarım durumu anlamak ister gibi çatıldığında Kwang'a bakmaya devam ederek, "Neler oluyor?" dedim. Sandalyesini çevirip tamamen bana döndüğünde kurduğu cümle hiç hoşuma gitmemişti. "Aramızda köstebek var." Yine sessizlik oldu. Arkamdaki kapıyı göstererek, "Çıkanlardan mı?" dedim. "Evet," yanıtı ise yine beni germişti. 

KIŞ GÜNDÖNÜMÜ Where stories live. Discover now