40 - ÇİRKİN ISRAR

2.3K 229 776
                                    

Merhaba. Nasılsınız?

Son bölümler nasıl gitti? Sizce bu bölümde neler olacak?

Şimdi emin olamadığımız şeyler hakkında artık bir fikre sahip olacağız demek isterdim ama bazı şeylerin anlaşılması için yine zamana ihtiyacımız olacak. 

Bin yorumun altına düşmeyelim. Oy vermeyi unutmayın. Keyifli okumalar. 

"Hayaller de gerçekleşmeyi bekler

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Hayaller de gerçekleşmeyi bekler." 

Önünde duran hologram cihazını elinin tersiyle itti. Davina'nın kendinden emin duruşunun altında boş bir ego olmadığı anlaşılıyordu. Bakışlarından, sözlerinden, yaptığı her hareketinden güç akıyordu. Belli ki ülkesine gelmemiz onu gerçekten sevindirecekti. Çünkü hükmettiği topraklarında bize göstereceği her ne ise, yüzümüzdeki dehşeti görmek için sabırsızlanıyordu. Cihaz, Kwang ve benim önümde durdu.

İnternetlerindeki bu sıkıntıyı söylememe rağmen hâlâ gülebiliyordu. Yerime oturdum. Birbirimize bakmaya devam ediyorduk. Davina gözlerime diktiği bakışlarıyla, "Biliyor musun?" dedi. Neyi der gibi bir kaşımı kaldırdım. "Daha erken bulmanı bekliyordum." Arkasına yaslandı ve sözlerini bitirdi. "Bu küçük bağlantı problemine rağmen, ordum sizin ürettiklerinizden daha başarılı olacaktır."

"Yine de etkileyiciydi kraliçem," dedi Louis. Bakışlarını ablasından aldı ve gözlerini benimkilere dikti. "Zihninin içi, vücudu kadar sert," derken gözleri yüzümden ayrılmadı. O an, Kwang'a dönemedim. Duyduğum cümlenin öfkesiyle gerilirken Louis tekrar konuştu. "Seni bir daha öyle göremeyecek olmak ne üzücü. Oysa saçların, çok güzeldi."

Kwang yerinden kalktı. Öyle şiddetli kalkmıştı ki sandalyesi geriye doğru devrilirken önümdeki hologram cihazının havada uçuşunu zor yakaladım. Louis'in inlemesiyle bakışlar ona döndü. Yüzüne çarpan cihaz onu neredeyse düşürecekken bir eli masaya tutundu. Diğer eli yüzünün sol tarafını kapatıyordu. Kartalı, pençeleriyle tutunduğu sandalyede yalpaladı.

Louis, açık bıraktığı yüzünün yanıyla Kwang'a bakarken tek gözü öfkenin histerik arzularıyla parladı. Masayı tuttuğu elini kaldırdı ve işaret parmağını Kwang'a doğrulttu. Ne dediğini algılayamadım ama gür sesiyle kartal havalandı ve masanın bir ucundan bize doğru uçmaya başladı. Aslında, Kwang'a doğru...

Davina ilk kez yüksek ve uyarı barındıran bir sesle Louis'e bakarken elinin içini masaya vurdu. "Louis, stop it!"  Louis başka bir emir vermedi. Kartal, Kwang'ın üzerine doğru uçarken ikisinin de şakaklarında olan beyaz cihazın kırmızı noktası şimdi durmadan yanıyordu. O an anladım. Hayvanlarına bu cihazlarla bağlıydılar ve bir şekilde onları yönlendiriyorlardı.

Masadakilerin kimisi ayaklandı kimisi ise geri yaslandı. Her şey o kadar hızlı olmuştu ki oturduğum yerde donakaldığımı ancak Kwang'ın hamlesiyle fark ettim. Devirmiş olduğu sandalyeyi ne zaman aldığını, kartalın gövdesine ne zaman vurduğunu anlamadım. Kartal, Kwang'ın şiddetle kendisine savurduğu sandalyeyle birlikte masadan uzağa sendeledi. 

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Apr 28 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

KIŞ GÜNDÖNÜMÜ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin