29 - ZOR TERCİH - 1

6.8K 646 809
                                    

Merhaba sevgili okurlarım. Nasılsınız? Umarım iyisinizdir. Yorumlarınız benim için çok değerli bunu her zaman söylüyorum. Bu bölüm 500 yorumun altına düşmemeye çalışalım. Siz zaten bu sayıya ulaşıyorsunuz deneyelim bakalım. Sessiz kalmayın düşüncelerinizi benimle paylaşın istiyorum.

Öncelikle bu bölümümüz kısa olacak. Yine ikiye ayırdığım bölümlerden biri. Hafta içi devamı gelecek. Normalde bu kadar kısa bırakmazdım ama sizi bekletmek istemedim. İmkan oluşturmaya çalıştım açıkçası yazabilmek için... Anlayışlı olacağınızı biliyorum.

Saygı ve sevginizi gerçekten hissediyorum ve sizin gibi okurlara sahip olduğum için mutluyum. Biraz tepkilerinizden çekiniyorum açıkçası çünkü normalden kısa bir bölüm olacak ama sizi diğer bölüme hemen kavuşturacağım merak etmeyin.

Oy vermeyi de unutmayalım. Bölüm sonunda neler hissettiğinizi soracağım. Hemen başlayalım. Keyifli okumalar.

"Bazen zor olanı seçmekten daha iyi bir tercih yoktur

Hoppla! Dieses Bild entspricht nicht unseren inhaltlichen Richtlinien. Um mit dem Veröffentlichen fortfahren zu können, entferne es bitte oder lade ein anderes Bild hoch.

"Bazen zor olanı seçmekten daha iyi bir tercih yoktur."

"Korkuyorum anne... Beni anlar mısın bilmiyorum. Sadece bir şeyler anlatmaya ihtiyacım var. Dinleyebilir misin, hissettiklerimi?" Sanırım annem, nadiren akan göz yaşlarıma uzun zaman sonra ilk defa şahit olacaktı. Bu duygusal hallerime pek rastlamazdı. Duygularımı çok da gösterebilen biri değildim. Kitaplığımdan aldığı bir kitabı geri koyuyordu. Sorum üzerine bana düşünceli bir ifadeyle baktı. Çoktan içine dolan huzursuzluğunu kolayca yansıtmıştı. Yatağımda oturuyordum. Yorganın içine kendimi hapsetmiştim. Annem hemen karşıma oturduğunda elini yanağıma uzatıp okşadı. "Bir şey mi oldu kızım?" Onun hem annem hem de arkadaşım olmasını seviyordum. Beni yargılamaz ya da sorgulamazdı. Ne zaman içinden çıkamadığım bir şey olsa onun bilgeliğine sığınırdım.

"Sorun da bu anne. Hislerimin karmaşıklaşması için bir şey olmasına gerek yok. Bazen geleceğimi kaygı ediniyorum. Bu duygu beni çok rahatsız ediyor." Annem bu sözler üzerine gülümsedi. Neden gülümsüyordu ki? Yoksa ona bildiği yerden mi sormuştum? Bana içten gözlerle bakarken konuşmaya başladı. Ve bu konuşma, yeni umutlar edinmeme sebep oldu. "Hesna... Geleceğinin güzelliği bugününde saklı. Bugünü yaşa kızım. Bugünü sev, bugüne inan ve bugün çalış. Şimdi güzelleştirmeye çalıştığın her şey vakti geldiğinde seni sevindirecek. Karamsar olma, hayallerin konusunda cesur davran. Hayat, korkaklara yeni bir şans veremeyecek kadar hızlı akıyor. Kendine inan. İnanırsan, yarına kaygı edeceğin bir düşünce taşımazsın. Fakat unutma, cesur olmalısın."

Helikopterin pervanesinden duyulan şiddetli ses, bu sessizliği ürkütücü kılan tek şeydi. Yine aklıma gelen annemin sözleri beni geçmişe götürmüştü. Çok özlemiştim... Benim için başlayan yeni hayatıma şahit olamamışlardı. Babam, kardeşlerim... Ne zaman bilinmez duygular zihnimi sarsa onların özlemi içimi yakıyordu. Şimdi yeni bir yol daha vardı. Neler olacağını seyredeceğim yeni bir yol. Kwang'ın sıcaklığı beni güvende hissettiren tek şeydi. Birbirine geçen parmaklarımız arasında avuç içlerinden bana akan tutkuyu çok derinden hissediyordum. Öyle sıkı tutuyordu ki elimi, hala olanca adrenalini üzerinde taşıdığı belliydi. Alnımdaki kanı donmuş yarama bakıyordu. Kaşımın üzerinde bir kaş daha varmış gibi çizilmişti orası. Kulağıma doğru yaklaştı. "Bir yerin acıyor mu?"

KIŞ GÜNDÖNÜMÜ Wo Geschichten leben. Entdecke jetzt